Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önceki gün Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleştirilen konferansın konuşmacıları arasında Çek Cumhuriyetinin AB ile müzakere sürecine müzakereci olarak katılan ve daha sonra Prodi başkanlığındaki AB Komisyonunda görev yapan Pavel Telicka da vardı. Türkiyeyi tam üyeliğe götürecek olan yolun 17 Aralıkta açılacağını tahmin eden Telicka, müzakere süreci için bize şu tavsiyelerde bulundu: (1) Müzakereleri AB tarafının yönettiğini peşinen kabul edin (2) İç ve dış baskılar karşısında sağlam durabilecek, işinin ehli kişilerden oluşmuş bir müzakere takımı oluşturun (3) Gerçekçi olun, elde edebileceğinizden çok fazlasını istemeyin (4) Avrupada ve Türkiyede toplumun bu projeye desteğini sağlayın. Türkiyenin Avrupa Birliği (AB) ile bütünleşme sürecine katkıda bulunmak amacıyla ARI Grubu şemsiyesi altında oluşturulan Ekonomi ve Dış Politika Forumu (EDPF) ile merkezi Brükselde bulunan Center for European Policy Studies (CEPS) tarafından düzenlenen konferansta, Türkiyenin AB tam üyeliğine uzanan yolda öncelikle nelere dikkat etmesi gerektiği tartışıldı. EDPF ile CEPSin ortak katkılarıyla hazırlanan "Çağdaş Türkiyenin Avrupa Dönüşümü" başlıklı raporun dört yazarından biri olan Kemal Derviş ise konferansta yaptığı konuşmada Türkiyenin AB ile bütünleşme sürecindeki başarısını her şeyden önce ekonomideki performansının belirleyeceği vurgulayarak, "Türkiye ekonomisi önümüzdeki 5 - 6 yılda % 6 - 7lik bir hızla büyümeye devam ederse Türkiyeye duyulan güven artar ve tüm diğer sorunlar ikinci planda kalır, AB ile bütünleşme süreci de kısalır", dedi. Türkiyenin % 7 dolayında bir büyüme hızını sürdürme potansiyeline sahip olduğuna inanıyor Derviş ancak kısa vadede ekonomideki kırılganlığın yeniden sorun oluşturmasından hâlâ çekiniyor. Sıcak para girişinin TLnin değerlenmesine yaptığı etki ve dış açıktaki hızlı genişleme Dervişi de tedirgin ediyor. "Ekonomi yeniden raydan çıkarsa o zaman AB ile bütünleşme süreci de darbe yer, AB, ekonomisi raydan çıkan bir Türkiyeyi içine almaktan daha çok çekinir", diyor Derviş. Dervişin uyarısı CEPS Direktörü Daniel Gros da Dervişin görüşlerini destekliyor. Ekonomik konuların müzakere sürecinde öne çıkmayabileceğini ancak Türkiyenin ekonomideki performansının müzakere sürecinin başarısı için önkoşul olduğunu belirten Gros, dış açıktaki hızlı büyümenin dikkate alınması gereken bir tehlike oluşturduğunu kabul ediyor. Grosa göre dış açığın ciddi bir tehdit unsuru olarak ortaya çıkması halinde Türkiyenin geçici olarak % 10luk bir genel ithalat vergisi uygulaması bile gündeme gelebilecek bir olasılık. ABnin geçici olmak kaydıyla böyle bir uygulamaya onay verebileceğini söylüyor CEPS Direktörü. oulagay@milliyet.com.tr Dış açık kaygısı