Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TÜSES araştırması, seçmenlerin % 64ünün ekonomik gidişattan, % 63ünün ülke yönetiminden memnun olduğunu gösteriyordu. Aynı araştırmaya göre önümüzdeki 12 ayda ekonomik durumun daha da iyiye gideceğini düşünenlerin oranı % 70i, sosyal - siyasal durumun daha iyiye gideceğini düşünenlerin oranı da % 64ü buluyordu. TÜSES araştırması, 2002de AKPye oy verenlerin % 93ünün gene AKPye oy verme niyetinde olduğunu, CHPde ise bu oranın % 73te kaldığını ve 2002de CHPye oy verenlerden % 14ünün bu seçimde AKPye oy verme eğilimini de ortaya koyuyordu. Yerel seçimler öncesinde yapılan kamuoyu araştırmaları arasında, seçim sonuçlarına en iyi ışık tutan çalışma TÜSES (Türkiye Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Vakfı) için Veri Araştırmanın gerçekleştirdiği araştırmaydı bence. Geçen yılın aralık ayı ile bu yılın ocak ayında yapılan saha çalışmasına dayanan bu araştırmanın bana anlamlı gelen bazı bulgularına seçimler öncesinde birkaç kez değinmiştim. Bu araştırmanın bulguları, toplumun Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yönetiminden büyük ölçüde şikayetçi olduğu yolundaki iddiaları doğrulamıyordu. Seçim sonuçları TÜSES araştırmasının bulgularını büyük ölçüde doğruluyor ve AKP yönetiminin ülke genelinde yaygın kabul gördüğünü gösteriyor. Seçim sonuçlarını haritalarla gösteren hemen tüm gazeteler AKPnin kazandığı illeri turuncu ya da koyu sarı renkle göstermeyi tercih ettikleri için neredeyse tümüyle turuncuya boyanmış bir Türkiye tablosu çıktı karşımıza. Seçim sonuçlarına bakarak AKPnin Türkiye genelinde bir ortak paydayı yakaladığı söylenebilir. Gerçi AKP geçerli oyların yaklaşık % 42sini ve toplam seçmenlerin yaklaşık % 28inin oyunu alabildi ama bugünkü koşullarda Türkiye çapında bir ortak payda yakalamaya yaklaşan tek partinin AKP olduğu ortada.AKP yönetiminin bu konuma gelebilmesinde belirleyici olduğu düşünülebilecek özelliklerinin bazıları şunlar: Halkın dilinden anlayan bir lidere sahip bir yönetim olarak görünmesi ve halkın nabzını tutmaya önem vermesi.Krizlerden bunalmış bir ülkede normalleşmeyi sağlayacağı izlenimini vermesi.Devraldığı ekonomik programın hedeflerine varması için gerekenleri yapması.Yolsuzlukların üzerine gideceği ve sorumlulardan hesap soracağı izlenimini yaratması.Genelde ideolojik yanı değil pragmatik yaklaşımı ve sorun çözme niyeti ağır basan bir yönetim izlenimi vermesi. AKPnin ortak paydası Ancak bütün bu özelliklerin ötesinde belirleyici olan en önemli faktör AKPnin toplumdaki değişim özlemini karşılayacak parti olarak görülmesi bence. Turgut Özalın da 1980lerde keşfettiği gibi, Türkiyede yaşayan insanların çoğunluğunda mevcut durumlarını değiştirme ve iyileştirme özlemi ağır basıyor. Klasik tanıma göre "muhafazakâr" sayılması gereken insanlar arasında bile bu değişim özlemini görmek mümkün. Bu varsayıma dayanarak, değişim özlemi içindeki insanların, bu uğurda bazı riskler almaya, ya da bu riskleri alanları desteklemeye eğilimli oldukları da söylenebilir. Türkiyeyi Avrupa Birliğine tam üye yapma hedefine kilitlenerek topluma bir değişim ufku açan AKPnin pek çok alanda skatükodan değil değişimden yana tavır koyması, Türkiye genelinde bir ortak payda yakalamasında önemli rol oynadı bence.Buna karşılık Şişli, Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy ve Çankaya gibi ilçelerde CHPye seçim kazandıran belirleyici faktörün, AKPnin temsil ettiği değişime karşı çıkma ve tehdit altında olduğu varsayılan laik düzeni ve ulusal değerleri koruma, muhafaza etme dürtüsü olduğu ileri sürülebilir. AKPnin temsil ettiği değişim rüzgarından tedirgin olan milliyetçi, mukaddesatçı, muhafazakar oyların da MHP, SP ve DYPye yönelmiş olduğu düşünülebilir.Türkiyede en kolay yakalanabilecek ortak paydanın "değişim özlemi" olduğu varsayımı doğruysa AKPnin rakiplerinin de stratejilerini yeniden düşünmeleri gerekir. oulagay@milliyet.com.tr Değişim özlemi