Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Öte yandan Başkan Kennedy gibi Katolik olan, Bushun rakibi John Kerrynin, bir yandan Katolikliğin vecibelerini yerine getirirken diğer yandan yasal kürtajı savunmasının bir çelişki olduğu ileri sürülüyor ve bunun John Kerry aleyhine kullanılacağı anlaşılıyor. Öyle görünüyor ki ABD Başkanlık seçiminde dini inanç ve davranış faktörü önemli rol oynayacak. ABD, savaşın ve dinin önemine inanmış başkan ararken biz ne yapsak acaba? Geçen perşembe akşamı Amerikanın TV kanallarından birinde İsa faktörü diye ilginç bir program izledim. Dinin ve özellikle de Hazreti İsanın George W. Bushun yaşamındaki belirleyici etkisini irdeleyen programda ABD Başkanının ülkesini hangi inançla ve hangi yetkiyle yönettiğini de öğrenmiş olduk. Programda Başkan Bushun değişik tarihlerde yapmış olduğu bazı açıklamalar getirildi ekrana. Bu açıklamalardan birinde, George W. Busha "size göre tarihin en önemli siyasi düşünürü kimdir?" sorusu sorulduğunda hiç tereddütsüz "Jesus Chist" yani "Hazreti İsa" diye cevap veriyordu. Başka bir bölümde Başkan Bush elindeki İncili halka göstererek "gücümüzün kaynağı burada" diyordu. Programa katkıda bulunan ve Bush ailesini yakından tanıyan bazı yorumcular, dini inanca ve Hazreti İsaya sarılarak alkolizmden kurtulan George W. Bushun "Tanrı benim ABD Başkanı olmamı istedi" dediğini de ifade ettiler. Bu inançtaki bir Başkanın geniş yetkilerle yönettiği bir ülkede iktidarın kaynağı da tartışmalı hale geliyor ve laik bir düzenden söz etmek güçleşiyor. Din faktörünün kasım ayında yapılacak başkanlık seçiminde önemli bir rol oynaması da kaçınılmaz görünüyor çünkü Başkan Bushun dindarlığı seçmenlerin önemli bir bölümünü etkileyen bir faktör. Bushu kitaplar mı devirecek Şu anda Amerikada gündemi işgal eden kitapların başında ünlü gazeteci Bob Woodwardın önceki hafta piyasaya çıkan Plan of Attack (Saldırı Planı) adlı kitabı geliyor. Iraka savaş açma kararının ne zaman ve nasıl alındığını araştıran kitapta Bush yönetiminin iç çelişkileri sergileniyor ve bu nedenle bu kitabın Bush kampına zarar verebileceği belirtiliyor. Ancak bu kitabı yazarken Başkan Bush ile uzun görüşmeler yapan Bob Woodwardın Başkanı duruma hakim bir lider olarak göstermesi Bush kampının kitaba olumlu yaklaşmasına yetti.Bir haftada 270 bin satan Woodwardın kitabı öncesinde "bestseller" (çok satanlar), listesinin tepesine tırmanan kitap ise Bush yönetimine terörle mücadele koordinatörü olarak hizmet veren Richard Clarkeın Against All Enemies adlı kitabı olmuştu. Kitabında, Bush yönetiminin 11 Eylül öncesinde yapılan uyarıları ciddiye almayarak görevini ihmal ettiğini ileri süren ve Irak savaşının terörle mücadelede hedef saptırdığını belirten Richard Clarke, Bush kampının saldırı oklarına hedef oldu. Bush yönetiminin ilk maliye bakanı olan Paul ONeillin anılarına dayandırılan The Price of Loyalty (Sadakatin Bedeli) adlı kitap da "bestseller" listelerindeki yerini koruyor. Ron Suskindın kaleme aldığı kitapta Başkan Bushun ne kadar olaylardan kopuk olduğu ve Başkan Yardımcısı Dick Cheneyin ipleri nasıl elinde tuttuğu anlatılıyor.Daha önce Cumhuriyetçi Başkan Nixona danışmanlık yapmış olan John W. Dean tarafından yazılan Worse than Watergate (Watergateden de Beter) adlı kitapta da Dick Cheneyin adeta bir gizli teşkilat oluşturarak ülkeyi perde gerisinden yönettiği ve Başkan Bush ile birlikte görevini kötüye kullandığı iddia ediliyor. "Bestseller" listesinin üst sıralarına tırmanan bu kitapta, 11 Eylüle hazırlıksız yakalanan Bush yönetiminin 11 Eylül trajedisini nasıl kendi lehine istismar ettiği de anlatılıyor. Irakta süregelen savaş nedeniyle Bush yönetimine yöneltilen eleştiriler artarken, "kitapların savaşı" da tüm heyecanıyla sürüyor Amerikada. Başkan Bushun kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçimini kazanması, Iraktaki çıkmazın ötesinde, "kitapların savaşı"ndan çok fazla yara almadan çıkmasına bağlı görünüyor. Başkan Bush ve ailesinin nasıl bir hanedan oluşturarak Amerikanın yönetimini ele geçirdiğini anlatan kitaplar da "bestseller" listelerinde boy gösteriyor. Bunlar arasında Kevin Phillipsin yazdığı American Dynasty (Amerikan Hanedanı), Peter ve Rochelle Schweitzerın birlikte kaleme aldığı The Bushes: Portrait of a Dynasty (Bushlar: Bir Hanedanın Portresi) ve son haftalarda üst sıralara tırmanan House of Bush, House of Saud (Bush Hanedanı, Saudi Hanedanı) adlı kitaplar özellikle dikkat çekiyor. Gazeteci Craig Ungerin imzasını taşıyan bu son kitapta Bush ailesi ile Suudi Arabistanı yöneten Saud ailesi arasındaki çıkar ilişkilerinin iki ülke arasındaki ilişkileri nasıl etkilediği ibret verici örneklerle açıklanıyor.Bunların yanı sıra Başkan Bushun etik değerlere yaklaşımını eleştiren Peter Singerın The President of Good and Evil (İyiliğin ve Kötülüğün Başkanı) adlı kitabıyla Bushun çevre sorunlarına duyarsızlığını ele alan Carl Popeın Strategic Ignorance (Stratejik Cehalet) adlı kitabı ve Bush yönetiminin basın özgürlüğünü nasıl ortadan kaldırdığını anlatan David Dadge imzalı Casualty of War (Savaşın Kurbanı) adlı kitap dikkat çekiyor. Bush hanedanı Bush yönetimini ve Başkan Bushu hedef alan kitapların böylesine ilgi görmesinde, gazetelerin ve görsel medyanın eleştiri görevini yerine getirmekten uzak kalmasının etkili olduğu ileri sürülüyor. 11 Eylül sonrasında yükselen milliyetçilik dalgasını kullanarak medyanın savaş yanlısı politikalara karşı tavır almasını önleyen Bush yönetimin bu yasaklayıcı yaklaşımının "kitapta muhalefet" dönemini başlattığı belirtiliyor. Daha önceki ABD başkanlarının icraatını değerlendiren kitapların genellikle başkanların ilk icraat dönemi sonrasına yayımlandığına dikkat çekiliyor ve George W. Bushun daha ilk icraat dönemi bitmeden yaşanan bu kitap patlamasının özel bir anlamı olduğu vurgulanıyor.Bakalım "kitapların savaşı", kasım ayındaki başkanlık seçimlerini nasıl etkileyecek ve Bushun yeniden seçilmesini önleyebilecek mi? oulagay@milliyet.com.tr Medya etkisini yitirince