Ne kadar ufuksuz ve yeteneksiz oldukları, nasıl biteceği belli olmayan Irak serüveninde ortaya çıkan bu kadronun en önemli özelliklerinden biri, amaçlarına ulaşmak için her türlü yöntemi kullanmaya hazır olmaları. Yalan, dolan, her türlü baskı, hatta işkence kabul edilebilir yöntemler onlar için.Şimdi beş ayrı suçtan hakkında dava açılmasına karar verilen Lewis Libby, her hangi biri değil, bu "neo con" çetesinin en gözde ve parlak elemanlarındandı. Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin başyardımcısı ve özel kalem müdürü olan Libby, Başkan Bush'un da en güvendiği danışmanlardan biriydi. Adaletin gerçekleşmesini engellemek, yemin altındayken yalan söylemek ve gerçeğe uygun olmayan beyanda bulunmak suçlarından beş ayrı suçlamayla yargılanacak olan Libby'nin konumu ve ilişkileri süper güç ABD'nin kimlerin elinde ve hangi yöntemlerle yönetildiğini çarpıcı biçimde koyuyor. George W. Bush'un ve onu kuşatan entrikacı çetenin, ABD ve insanlık için büyük bir tehdit oluşturduğunu erken fark edip sürekli yazanlardan biri olduğum için, şimdi olan bitene hiç şaşmıyorum. Bush'un ve "neo con" diye anılan yakın çevresinin Türk medyasındaki yılmaz savunucuları, şimdi bu yalan - dolan çetesinin marifetleri ortaya çıkmaya başladıkça ne diyecek, doğrusu bilmiyorum ama Amerika'nın tarihine kara bir damga vuran kadro için yolun sonu göründü gibi geliyor bana. Yale Üniversitesi mezunu parlak bir hukukçu olan Lewis Libby'yi devlette görev almaya davet eden kişi, bizim yerli "neo con"ların yere göğe koyamadığı Paul Wolfowitz. Halen Dünya Bankası Başkanı olarak görev yapan Wolfowitz ile Cheney'nin, ABD'nin Soğuk Savaş sonrasındaki yeni güvenlik stratejisini belirlemek amacıyla oluşturduğu çekirdek kadronun içinde Libby ve ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman da var.ABD'nin tek süpergüç olarak küresel hakimiyetini kurmak için savaş dahil her yöntemi mutlaka kullanması gerektiğini savunan "neo con"ların 1990'larda gündeme getirmeye çalıştıkları tüm önemli politika önerilerinde imzası bulunan Libby, Bush iktidara gelince Başkan Yardımcısı olan Cheney'nin bir numaralı yardımcısı oldu. "Neo con"lar artık iktidardaydı ve Libby, Başkan Bush'a en yakın olan ekibin içindeydi.11 Eylül'de Beyaz Saray'da panik yaşanırken Dick Cheney'nin yanında bulunan Libby, 11 Eylül'den hemen sonra Irak'a savaş açılmasını ilk savunanlardan biri oldu. Irak'a savaş açmak için düzmece gerekçeler bulmaya çalışan grup içinde öne çıkanlardan biri de Libby idi. Libby'nin başını belaya sokan olaylar zinciri de bu çabaların uzantısında başladı. Saddam Hüseyin'in nükleer silah üretimi için Nijer'den uranyum sağladığı yolundaki iddianın doğru olmadığını saptayan ve Başkan Bush'un "Ulusa Sesleniş" konuşmasında da yer verdiği bu iddianın geçersiz olduğunu medyaya da açıklayan diplomat Joseph Wilson'u karalamak için başlatılan kampanya Libby'nin başını yaktı. Wilson'un eşinin CIA görevlisi olduğunu basına sızdıranlardan biri olduğu ileri sürülen Libby'nin olayı soruşturmak üzere kurulan Federal Büyük Jüri'ye yalan söylediği ve yanıltıcı bilgi verdiği gerekçesiyle suçlandı. Wolfowitz'den Libby'ye Suçlu bulunduğu takdirde 30 yıla varan bir hapis cezası alması söz konusu olan Lewis Libby'nin kamu görevinde bulunmadığı dönemdeki faaliyetleri de Başkan Bush ve yardımcısı Cheney'nin çevresinde toplanan ekibin ilişkileri hakkında iyi fikir veriyor. İran'a karşı konmuş olan ambargoyu delerek İran'la petrol ticareti yapmakla suçlanan Marc Rich'in avukatlığını üstlenen Libby'nin ABD tarihinin en büyük yolsuzluk skandalını yaratan enerji devi Enron'un büyük hissedarlarından biri olduğu belirtiliyor. Yalan, dolan ve dalavereyle binlerce insanın hayatına mal olan Bush'çu çete yolun sonuna yaklaşırken bakalım daha ne marifetler sergileyecek. oulagay@milliyet.com.tr Karanlık ilişkiler