Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Yeni bir borç çıkmazı olayıyla karşılaşabileceğimiz telaşına kapıldım. Siyasetteki belirsizlik, Başbakanın hastalığı piyasaları tedirgin etmişti. Birden 18 ayda yaptıklarımız boşa gider mi diye telaşa kapıldım ve siyasi belirsizliği aşmadan bu riskten kurtulamayacağımızı, faizleri olması gereken yere çekemeyeceğimizi düşünmeye başladım. Ayrıca desteğini IMFden alan bakan konumunda görülmekten de bıkmıştım. "Bu sözler ne kadar ikna edici geldi size bilmiyorum ama o günlerdeki ruh halini kendisinden dinleyince ve piyasaların o günlerdeki tavrını hatırlayınca ben biraz daha anlar gibi oldum, Dervişin mayıs başında neden seçim tarihinden söz etmek gereğini duyduğunu. Kemal Dervişle buluşmaya giderken "neden hep aynı sorular soruluyor Dervişe" diye geçiriyordum içimden. Daha çok siyasete atılma kararını nasıl verdiği, YTPye yakın göründüğü halde neden CHPyi tercih ettiği, kendi çizgisiyle CHPnin ne ölçüde bağdaştığı soruldu Dervişe, bundan sonraki hedefleri ve beklentileri ise fazla gündeme gelmedi. Ben ise daha çok bunları, yani geçmişi değil geleceği konuşmak için aradım Dervişi. Gerçi geçmişe ilişkin bir nokta, benim kafamda hala yanıtlanmamış bir soru olarak duruyordu ve önce onu sormadan edemedim. Mayıs başlarında, kimilerine göre ekonomide işler yolunda giderken ve görünür bir neden yokken Hasan Cemale "Seçim tarihinin belli olması iyi olur" demek gereğini neden duymuştu Derviş? Ekonominin patronluğu Pekiyi CHPnin iktidar olma, seçimden birinci parti olarak çıkma şansı var mı?"Bence var" diyor Derviş, "son veriler CHPnin % 18 - 19 gibi oy oranına şimdiden eriştiğini gösteriyor. Son haftalardaki süreç lehimize işlerse bu oran % 25 - 26yı da bulabilir ve CHP birinci parti olabilir." Siyasete de ekonomide başlanan reformları tamamlamak amacıyla girdiğini belirten Dervişe göre bunun için CHPnin iktidar olması gerekiyor. "Bunu başarmak için sorumluluk alacaksam, sorumluluklarla birlikte ekonomiyi yönlendirmek için gerekli olan tüm yetkilere ve araçlara da sahip olmam şart; bu konuma gelemez ve tam anlamıyla ekonominin patronu olamazsam görev almayı düşünmem" diyor. Tarafsız devlet ve dış destek Öte yandan Almanya Başbakanı Schröderin ve Avrupa Parlamentosundaki sosyal demokrat partilerin CHPye vadettikleri desteği de çok önemsiyor Derviş: "Bu destek bir kere Avrupa Birliği ilişkileri açısından çok önemli. CHP dışında hiçbir parti Avrupada böyle bir destek sağlayamaz. İkincisi, bizim hedeflediğimiz tarzda, sosyal boyutu da olan bir piyasa ekonomisini, devletin tarafsız kalmayı başardığı bir düzeni Avrupada en iyi uygulayanlar sosyal demokrat iktidarlar oldu. Onlardan çok şey öğrenebiliriz." Derviş, CHPnin seçimden birinci parti olarak çıkmasının neden önemli olduğunun bu son haftalarda daha iyi anlaşılacağını umuyor: "CHPnin verdiği dürüstlük ve ciddiyet mesajı, şeffaf devlet mesajı giderek etkili oluyor. Seçmen bunun önemini anlamaya başlıyor. CHP iktidarında ahbap - çavuş ilişkilerinin kurulmayacağını, devletin herkese eşit mesafede olacağını, şeffaf olacağını ve bunun bütün iş ortamını değiştireceğini anlatıyoruz. CHP yönetiminde Ankaraya 8 uçağında yer bulma sorunu olmayacak, çünkü işimi Ankarada halledeyim anlayışı aşılmış olacak. Bu nokta Türkiyenin dış itibarı açısından, yabancı sermayenin Türkiyeye gelmesi açısından da çok önemli." AKP neden riskli? "Ben bu ihtimallerin gerçekleşeceğine inanmıyorum" diyor Derviş ama AKPnin ekonomiyi ve ülkeyi yönetme anlayışının CHPninkinden çok farklı olacağını ve ciddi sorunlar yaratabileceğini vurgulamadan da edemiyor. "Bir kere bizim yerleştirmeye çalıştığımız tarafsız devlet, herkese eşit mesafede devlet anlayışının tam tersini görüyorum AKPde, şimdi sıra bizde anlayışı var. Yani bu kez de AKPye yakın işadamlarının öne çıkacağı bir devri başlatma özlemi var ki bu çok sakıncalı. İkincisi, AKPde ekonomik konularda kimin yetkili olduğu, kimin sözüne bakmamız gerektiği de belli değil, bir AKP ileri geleni kalkıp faiz dışı fazlayı yükseltmekten söz ediyor, bir diğeri indireceğiz diyor. Ayrıca seçim sonrasında ne olur, kimin sözü geçer, bunları da bilmiyoruz." Pekiyi ya Dervişin umduğunun tersi olur ve AKP seçimden birinci parti olarak çıkar, hatta tek başına iktidar olacak konuma gelirse ne olur? Ekonomi ve piyasalar nasıl etkilenir? IMF ve Irak riski oulagay@milliyet.com.tr Derviş, seçimden sonra hükümeti kurma çalışmalarının çabuk sonuçlanmasının çok önemli olduğunu söylüyor. Kurulacak hükümetin de ilk iş olarak IMFnin de görüşünü alarak 2003 programını hazırlaması ve Irak savaşı nedeniyle doğabilecek zararların telafisi için pazarlığa oturması gerektiğini belirten Dervişe göre, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların vereceği resmi kaynaklar dışında, Türkiyenin 2003 yılında piyasalardan yaklaşık 5 milyar dolarlık bir dış kaynak bulması gerekli ve bu makul bir rakam. "Ancak olası bir Irak savaşı bütün bu hesapları değiştirebilir ve bunun pazarlığını savaş çıkmadan yapmak gerekir", diyen Dervişin aklı gene piyasalarda: "Biz savaş çıkmadan, şavaş halinde gündeme gelecek ek kaynak ihtiyacının pazarlığını yapar ve güvencesini alırsak o zaman savaşın piyasalarda yaratacağı şoku hafif atlatabiliriz, ikincil etkileri, panik havasını önleyebiliriz."