Ekonomide yaşananlar çoğu kez anlaşılmaz olaylar gibi görünür çoğu kimseye. Özellikle son yıllarda dünya ve ülke ekonomisinde meydana gelen beklenmedik gelişmeler, yalnızca "sokaktaki insanı" değil, ekonomideki ve piyasalardaki gelişmeleri tahmin edebilecekleri düşünülen uzmanları bile gafil avladı. George Soros gibi ünü dillere destan olmuş spekülatörler bile büyük bozgunlara uğradılar, "dünyanın en zengin adamı" unvanını ele geçiren Bill Gates bir yıl içinde servetinin % 65’ini kaybetti.
Ekonomi iyi, borsalar kötü
Şimdi bugün Amerika’da ya da Türkiye’de, olan biteni ve medyayı izleyen herhangi birine 2000 yılında ekonominin nasıl gittiğini sorsanız nasıl bir cevap alırsınız acaba? Bu soruyu yıl biterken sorduğunuz için büyük olasılıkla olumsuz bir cevap alırsınız. ABD’de "yeni ekonomi" hisselerinin yoğunlaştığı Nasdaq Borsası çökerken New York Borsası’nın da yılı kayıpla kapatması ve ekononide ani bir yavaşlama yaşanması ekonominin kötüye gittiği izlenimini yaratırken Türkiye’de de son kriz ani bir karamsarlık dalgası yarattı.
Oysa rakamlara baktığımızda ne görüyoruz? 2000 yılında parlak bir yıl yaşanmış dünya ekonomisinde. Bir bütün olarak dünya ekonomisinin yıllardan beri ilk kez % 4.8 büyüyeceği, GSMH büyüme hızının ABD’de % 5.1’i, Avrupa’da 3.3’ü, Asya’da % 7.5’i bulacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de de GSMH büyüme hızının % 6’nın üzerinde olması bekleniyor. Yani Çin, İsviçre, Kanada ve Danimarka dışında hemen tüm borsaların değer kaybettiği 2000 yılı aslında dünya ekonomisinin en parlak yıllarından biri olmuş.
Shakespeare’in yazdığı
İlk bakışta çelişkili gibi görünen bu tablonun sırrı aslında insanda gizli. Borsalardaki ya da ekonomideki gelişmeleri açıklarken sıkça kullandığımız sözcükleri şöyle bir hatırlayalım: beklenti, iyimserlik, ihtiras, cesaret, rakibi yıkma dürtüsü, yükselme ve karını katlama hırsı, acımasızlık, sınır tanımazlık, korku, kaygı, sürü davranışı. Bütün bunlar Shakespeare gibi ünlü yazarların yapıtlarında işlenen, insanın temel özelliklerinrden bazıları değil mi? Bu tür davranışlar olmasaydı 1997’deki Asya krizi, bu yılın mart ayına kadar süren Nasdaq çılgınlığı ya da bizim son yaşadığımız kriz yaşanır mıydı? Herhalde yaşanmazdı.
Mali piyasalarda ve ekonomide yaşanan çalkantıların son yıllardaki tırmanışını ise teknolojideki atılımlarla ve dünyada yaşanmakta olan değişim süreciyle açıklamak mümkün. Ama hepsinin altında yatan şey insan faktörü galiba.
2001’in tüm insanlara ve sevgili okurlara mutluluk ve esenlik getirmesini dilerim.
Yılların siyasetçisi Bülent Ecevit’in siyasal yaşamının şu döneminde önemli bir misyonu yerine getirmekte olduğunu düşünmeye başladım son zamanlarda. İşadamı Sakıp Sabancı’nın eşinin "artık evine çekilmesini" önerdiği Bülent Ecevit, şu anda başka bir siyasetçide bulunmayan özellikleriyle; geçmişi, kişiliği, imajı, saygınlığı ve hatta çalışma kapasitesini sınırlayan haliyle Türkiye’nin geçirmek zorunda olduğu değişimin önünü açan bir rol oynuyor sanki. Geçen yıl IMF ile yapılan anlaşma, sosyal güvenlik reformu, tahkim yasası, Hizbullah operasyonu, Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı olması, Banka Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun devreye girmesi, Kasırga operasyonu ve yasa dışı her türlü etkinliği önlemeye yönelik diğer operasyonlar, Türkiye’yi küresel alemde kabul görecek bir düzene kavuşturacak değişimin aşamaları gibi de görülebilir belki de.
Küresel vizyonu olan genç ve dinamik bir lider bu değişimi Sayın Ecevit’ten çok daha hızlı gerçekleştiremez miydi? Belki de gerçekleştirebilirdi ama birincisi ortada böyle biri yok; ikincisi Ecevit’in geçmişine sahip olmayan deneyimsiz birinin, çeşitli kesimlerden gelen karşı tepkileri göğüslemesi ve aşması çok daha zor olabilirdi. Sayın Ecevit’in, zor bir geçiş döneminde, koalisyon ortaklarıyla birlikte önemli bir misyon üstlenmiş olduğunu kabul etmemiz gerekiyor galiba.
Bir borsanın "ucuz" ya da "pahalı" olduğunu belirleyen en önemli göstergelerden biri o borsada işlem gören hisse senetlerinin ortalama fiyat/ kazanç oranlarıdır. F/K oranı ortalaması yükseldikçe o borsa "pahalı" görünmeye başlar. 26 Aralık 2000 tarihi itibariyle 39 borsanın karşılaştırmalı F/K oranlarını veren Financial Times gazetesindeki verilere göre bu borsalardan 23’ünde F/K oranları İMKB’den yüksek, ikisininki aynı, 13’ününki ise İMKB’nin altında. Bu sıralamada İMKB’nin F/K ortalaması 13.5 olarak görünürken bu oran 2000’de büyük düşüş kaydeden Güney Kore borsasında 7.9, Brezilya’da 8.6, Meksika’da 11.6, Yunanistan’da 14.2, daha büyük borsalara sahip olan Almanya’da 20.6, Fransa’da 18.8. Buna göre bizim İMKB’deki hisseler pahalı değil ama çok ucuz da değil. Nasdaq Endeksi’nin F/K ortalaması ise, 2000 yılındaki çöküşe karşın hala 100’ün üzerinde.
Daha önce yalnızca NTV’nin 20.00 haberlerini dinlemek için açtığım 102.8’deki Radyo Pop, NTV Radyo’ya dönüştükten sonra, öncelikle klasik müzik çaldığı için en sık dinlediğim radyolar arasına girdi. Ancak çaldıkları parçaları anons etme zahmetine katlanmamaları ve tabiri mazur görün, "cart" diye kesmeleri fena halde keyfimi kaçırıyor. NTV’nin 2001 yılı takvimi ise, benim ilgi alanıma giren konularda önemli tarihleri işaretlediği için ilgimi çekti. Siz de benim gibi sanatla, sinemayla, futbolla, Formula - 1 yarışlarıyla ve uluslararası iş dünyasıyla ilgiliyseniz aşağıdaki tarihlerden bazılarını belki not etmek isteyebilirsiniz diye düşündüm.
1 Ocak - AB Dönem Başkanlığı İsveç’e geçiyor
21 Ocak - ABD’de yeni Başkan Bush göreve başlıyor
25 Ocak - Dünya Ekonomik Forumu Davos’ta toplanıyor
7 Şubat - Berlin Film Festivali başlıyor
14 Şubat - G. Saray - Daportivo maçı
20 Şubat - Deportivo - G.Saray maçı
4 Mart - Formula - 1 sezonu Avustralya Grand Prix’i ile açılıyor. Diğer yarışların tarihleri şöyle: 18 Mart, 1 Nisan, 15 Nisan, 29 Nisan, 13 Mayıs, 27 Mayıs, 10 Haziran, 24 Haziran, 1 Temmuz, 15 Temmuz, 29 Temmuz, 19 Ağustos, 2 Eylül, 16 Eylül, 30 Eylül, 14 Ekim.
7 Mart - G. Saray - Milan maçı
13 Mart - PSG - G.Saray maçı
16 Nisan - İstanbul Film Festivali başlıyor
11 Mayıs - Cannes Film Festivali başlıyor
16 Mayıs - UEFA Kupası final maçı (Dortmund)
19 Mayıs - İstanbul Tiyatro Festivali başlıyor
23 Mayıs - Şampiyonlar ligi final maçı (Milano)
8 Haziran - İstanbul Müzik Festivali başlıyor
1 Temmuz - AB Dönem Başkanlığı Belçika’ya geçiyor
7 Temmuz - İstanbul Caz Festivali başlıyor
20 Temmuz - G - 8 Zirvesi Cenova’da toplanıyor
3 Ağustos - Dünya Atletizm Şampiyonası başlıyor
29 Ağustos - Venedik Film Festivali başlıyor
1 Eylül - Avrupa Basketbol Şampiyonası İstanbul’da başlıyor
22 Eylül - Uluslararası İstanbul bienali açılıyor
2 Ekim - IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantıları başlıyor
14 Kasım - AB Liderler Konseyi Brüksel’de toplanıyor