Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyanın önde gelen enerji şirketlerinden biri olan BPnin 53 yıldır yayımladığı Statistical Review of World Energy (Dünya Enerji İstatistikleri Derlemesi) ise bu konuda en güvenilir kaynaklardan biri. Bu kaynağı (BP Statistical Review of World Energy 2004) kullanarak dünyanın enerji haritasını çıkarmanın yararlı olabileceğini düşündüm. Küresel enerji haritası, dünyadaki güçlerin jeopolitik açılımlarını anlamamıza yardımcı olan bir ayna görevi de görüyor aynı zamanda. Petrolün varil fiyatının 40 dolar dolayında dolaştığı, Iraktaki kargaşanın ve Ortadoğudaki belirsizliğin sürdüğü bir ortamda petrolün ve küresel enerji dengelerinin sürekli gündemde kalması doğal. Petrolle ve enerji dengeleriyle ilgili haberlere, rakamlara, analizlere hemen her gün rastlıyoruz. Ancak bunların hepsi güvenilir nitelikte değil. Sık sık tutarsız rakamlarla ve spekülatif değerlendirmelerle karşılaşılabiliyor. Geçen yıl dünyada 9741 milyon ton petrole eşdeğer miktarda birincil enerji tüketilmiş. Bunun % 37.3ü petrolden, % 23.9u doğalgazdan, % 26.5i kömürden ve 6.1i nükleer , % 6.1i de hidroelektrik santrallardan elde edilmiş. Dünyanın toplam birincil enerji tüketimi 2002 yılına göre % 2.9, on yıl öncesine göre ise % 18.7 artmış. Ancak bu ortalama artış oranları, dünya enerji tüketiminde yaşanan gelişmeleri yansıtmıyor ve bunu görmek için bazı ülkelerin ve bölgelerin birincil enerji tüketimi rakamlarına bakmak gerekiyor. Örneğin Çin 2003 yılında birincil enerji tüketimini % 13.8 artırırken Asya - Pasifik bölgesinin toplam yıllık tüketim artışı da % 6.3 olmuş. Dünya ekonomisinin yeni yıldızları olarak dikkatleri üzerine çeken Çin ve Hindistanın birincil enerji tüketimi son on yılda % 55 dolayında artarken 1993 - 2003 döneminde Ortadoğu bölgesinin tüketimi % 45, Afrikanınki % 32, ABDninki % 13 dolayında artmış. Buna karşılık Rusya Federasyonunun tüketimi % 13 dolayında azalmış, Almanyanın ve bir bütün olarak Avrupa - Avrasya bölgesinin tüketimi ise yerinde saymış. 2003 yılı sonundaki birincil enerji tüketiminin kaynaklara ve bölgelere göre dağılımını gösteren tabloya baktığımızda da 2003 yılında tüketimi % 6.9 artan kömürün özellikle Asya - Pasifik bölgesinde çok önemli bir enerji kaynağı olmaya devam ettiğini görüyoruz. ENERJİNİN KAYNAKLARI Dünyanın enerji ihtiyacının % 60ından biraz fazlasını sağlayan petrol ve doğalgaz rezervlerinin bölgesel dağılımı, Ortadoğu bölgesinin neden bu denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. 2003 sonu verilerine göre kanıtlanmış petrol rezervlerinin % 63.3ü, doğalgaz rezevlerinin ise % 40.8i Ortadoğuda. Grafikte de görüldüğü gibi, son yirmi yılda Ortadoğudaki kanıtlanmış petrol rezevlerinde büyük bir artış (% 83) olurken diğer bölgelerden yalnızca Afrikada buna yakın (% 67) bir artış kaydedilmiş, ABDnin rezervinde ise ciddi (% 33lük) bir düşüş olmuş. Kömür rezervlerinin ise % 25.4ü ABDde, % 36.1i Avrupa - Avrasya bölgesinde, % 29.7si ise Asya - Pasifik bölgesinde bulunuyor.Petrol üretim ve tüketim rakamlarına baktığımızda da ilginç bir dağılım görüyoruz. 2003 yılında dünya petrolünün % 25.1ini tüketen ABD üretimin ise yalnızca % 9.2sini sağlamış.Dünya toplamının % 11.4ünü tek başına üreten Rusyanın katkısıyla üretimdeki payı % 22.1 olan Avrupa - Avrasya bölgesinin tüketimdeki payı % 25.9 ile ABDnin hemen üzerinde.Üretimin ancak % 10.2sini gerçekleştiren Asya - Pasifik bölgesinin tüketimdeki payı ise % 28.8. Asya - Pasifik bölgesinin, son on yılda petrol tüketimini % 105 artıran ve 2003 yılında Japonyayı geçerek dünyanın ikinci en büyük tüketicisi haline gelen Çinin de katkısıyla, önümüzdeki dönemde dünyanın en büyük tüketicisi ve ithalatçısı olarak arayı açması bekleniyor. Tüketimdeki payı yalnızca % 5.9 olan Ortadoğu bölgesi ise 2003te dünya petrol üretiminin % 29.6sını sağlayarak en büyük üretici olmaya devam etmiş. REZERVLER VE PETROL Dünya petrol rezervindeki payı % 63ün üzerine çıkan Ortadoğu bölgesinin 88 yıllık petrol rezervi var. Buna karşılık rezervlerdeki payı % 2.7ye düşen ABDnin 11 yıllık rezervi kalmış. ABD 2003teki petrol ithalatının yaklaşık % 21ini Ortadoğudan sağlamış ama küresel süpergüç olma iddiasındaki ABD için Ortadoğunun neden bu kadar önemli olduğunu rezerv rakamları ortaya koyuyor. Ortadoğu ABD için neden çok önemli? Piyasalardaki belirsizliğin arttığı günümüzün dünyasında sağlıklı ekonomik tahmin yapmanın giderek zorlaşmasının da etkisiyle ekonomistler farklı alanlara eğilmeye başladı."Mutluluk ekonomisi" şimdi ilgi gören alanlardan biri. Andrew Oswald ve David Blanchflower adlı iki ekonomistin İngilterede National Bureau of Economic Research adlı ulusal araştırma kuruluşuna sunduğu "Para, Seks ve Mutluluk" başlıklı, ampirik bulgulara dayalı çalışma da bu açılımın bir örneği. Oswald ve Blanchflower, 1990dan bu yana yapılan bazı anketlerden yararlanarak, yetişkin yaşta 16.000 Amerikalının cinsel davranışları ve mutluluk algılamaları arasında bir ilişki kurmaya çalışmış ve elde ettiği sonuçları da parasal bir değer olarak ifade etmiş.İki ekonomistin bulgularına göre istikrarlı ve mutlu bir evlilik ya da beraberlik yılda 100 bin dolar değerinde mutluluk yaratıyormuş. Aynı eşle daha sıks seks yapmanın yıllık mutluluk getirisi ise 50 bin dolarmış. Boşanmanın ya da ayrılmanın azalttığı mutluluğun maliyeti 66 bin dolar olarak hesaplanmış. Parayla seks satın almanın ek mutluluk getirmediğini de ortaya koyan araştırmacılar, bulgularının eşcinsel çiftler için de geçerli olduğunu belirtiyorlar. Evli çiftlerin tek yaşayanlara göre % 30 daha fazla seks yaptığını ve daha mutlu olduğunu iddia eden Oswald ve Blanchflower araştırmalarının "Sex and the City" dizisindeki hayat tarzının kazanç getirmeyeceğini kanıtladığını ileri sürüyorlar. oulagay@milliyet.com.tr Aynı eşle sık seks yap 50 bin dolar zenginleş