Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dünya merkez bankalarının Euro'nun daha fazla değer yitirmesini önlemek için dün başlattıkları ortak müdahale, aslında piyasalara güçlü bir sinyal vermek amacını taşıyor. Müdahalenin G - 7 ülkeleri maliye bakanlarının bugün Prag'da yapacağı toplantı öncesinde gerçekleştirilmesi, piyasaları hazırlıksız yakalayarak bir şok etkisi yaratmayı amaçlıyor. Euro'nun dünkü hızlı yükselişi bu ilk etkinin sağlandığını gösteriyor ama bu koordineli müdahalenin amacına ne ölçüde varacağını ancak önümüzdeki günlerde ve haftalarda görebileceğiz.
Müdahale öncesinde ABD dolarının Euro karşısında aşırı değerlendiğini çoğu ekonomist kabul ediyor, ancak piyasalar henüz bu görüşü paylaşmıyor ve Euro'yu satmaya devam ediyordu. Dünya ekonomisinin zenginler klübünü oluşturan G - 7 ülkeleri maliye bakanlarının bugün Prag'da yapacakları toplantıda, Euro'nun daha fazla değer kaybetmesini önlemek için koordineli bir müdahale kararı alamamaları halinde Euro'nun yeni değer kayıplarına uğraması olası görünüyordu. Yarın Danimarka'da yapılacak referandumda Euro'ya karşı olanların çoğunluğu alması halinde bunun da Euro'nun geleceğini olumsuz etkilemesinden de korkuluyordu.
Euro'nun dolar karşısındaki zaafiyetinin temel nedeni ABD ekonomisi ile Euro bölgesi ekonomisi arasındaki rekabet gücü farkı. ABD ekonomisinin, orta vadede, verimlilik artışları ve büyüme hızı bakımından AB'nin önünde gideceğinin tahmin edilmesi ABD'ye yatırımı özendirirken Avrupa'ya yatırımı caydırıyor. 1999 yılında ABD'ye net yabancı sermaye girişi 125 milyar doları bulurken Euro bölgesinden 150 milyar dolarlık net sermaye çıkışı oldu. Avrupa şirketlerinin bu yıl ABD hisselerine yaptığı yatırım da şimdiden 168 milyar doları buldu.
Petrol fiyatlarının bu yıl kaydettiği beklenmedik yükseliş de Euro'ya yeni bir darbe vurdu. Avrupa'da enflasyon tehlikesi büyürken geçen yıl 21 milyar dolar cari işlemler fazlası veren Euro bölgesi ülkelerinin bu yıl 18 milyar dolar mertebesinde bir açıkla karşılaşmaları olasılığı belirdi.
Bütün bunlara ilaveten Euro'nun arkasında bir devlet otoritesi olmaması ve başta Almanya olmak üzere Euro'nun değerini savunma durumunda olan ülkelerin bu yönde kararlı bir tutum sergilememesi de Euro'nun değerinin korunmasını güçleştiriyordu. Bu ortamda "Euro'nun geleceği var mı?" sorusunu soranlara da rastlanıyordu.
Dün yapılan müdahale, Euro'nun daha fazla değer kaybetmesinin, ABD dahil, artık kimsenin yararına olmadığının somut bir göstergesi sayılabilir. Euro'yu kurtarmaya Euro bölgesi ülkelerinin gücü yetmeyince ABD'nin de katıldığı bir operasyonla sonuç alınmaya çalışılmaktadır.



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr