Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Başbakan Ecevit'in, ünlü KHK'nın ikinci kez imzadan dönmesinden sonra yaptığı açıklamayı televizyondan izlerken duygularım birbirine karıştı. Oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi sızlanan ve Cumhurbaşkanı'nı halka şikayet eden bu kişinin haline gülmek mi lazımdı, ağlamak mı? Bacakları ve sesi gibi düşünceleri de titreyen bu kişi mi yönetiyordu Türkiye'yi? Bu kafadaki bir hükümetle mi çözecektik önümüzdeki zor sorunları? Kritik bir dönemeçteki enflasyonla mücadele programını bu hükümet mi başarıya ulaştıracaktı?
       Bazen kendime şaşıyorum, bunca olumsuz deneyden sonra hala politikacılardan medet umduğum anlar olduğu için. Bu hükümetin ekonomide yapılması gerekenleri yapma konusunda geçen yıldan itibaren ortaya koyduğu performans da beni bir nebze umutlandırmıştı. IMF ile mutabık kalınarak elle tutulur bir program yapılmış ve uygulanmaya başlanmıştı. Programın uygulanmasında ciddi eksiklikler vardı ama iyi - kötü bir noktaya kadar gelinmişti. Bu nedenle şimdi işin asıl zor kısmı başlarken hükümete destek olmak gerektiğini düşünüyordum. 2000 sonbaharına girilirken ekonomi gerçekten bıçak sırtındaydı ve bu noktada yapılacak hatalar ya da sapmalar çok pahalıya mal olabilirdi.
       Gelinen noktada çok önemli olan bir faktör de programın geleceği konusunda toplumda uyanmaya başlayan tereddüttü. Programa karşı oluşan muhalefetin sonbahar taarruzuna hazırlandığı söylentileri yaygındı. Bu kritik dönemeçte hükümetle bürokrasinin ve programı savunan tüm kesimlerin tam bir dayanışma içinde olması gerekiyordu.
       Oysa ne oldu? Önce temmuz ayı enflasyon rakamları beklenenden yüksek çıkınca hükümet - bürokrasi - iş alemi üçgeninde anlamsız bir birbirini suçlama yarışı başladı. Ardından tam da bu kritik dönemeçte "devlet krizi" yaratılarak siyasi istikrarsızlık sinyalleri verildi.
       Şimdi anlıyorum ki Sayın Başbakan ve herhalde diğer hükümet üyeleri aslında ekonomideki kritik durumun hiç farkında değiller, tam da bu kritik dönemeçte devletin tepesinde kriz yaratmanın ekonomiye nelere mal olacağını bilmiyorlar. Biz ne halt edersek edelim, ekonomiye bir şey olmaz zannediyorlar. Bu rahatlıkla da şımarık çocuklar gibi inatlaşmalara girebiliyorlar.
       Ekonominin nasıl bıçak sırtında durduğunu önümüzdeki günlerde yazacağım bir dizi yazıda anlatmaya çalışacağım ama burada şu kadarını söyleyeyim: Piyasalar bu hükümete, belki de hak etmediği ölçüde prim verdi, kredi açtı; bu tavır değiştiği anda her şey tersine dönebilir.



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr