Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı





Cuma günü İngiltere'nin önde gelen "kalite gazetelerinin hemen hepsinde baş sayfayı, fim yıldızı Liv Tyler'ın büyükçe bir fotoğrafı kaplamıştı. Yüzüklerin Efendisi dizisinin yeni filmi olan Kral'ın Dönüşü'nün gala gecesine katılan film yıldızı Liv Tyler, ciddiyetiyle ünlü gazetelerinin bile baş sayfasında yer bulacak pozlar vermişti. Güzel bir kadın yüzüne bakarak güne başlamak da hayatın bir parçasıydı belki de. Çeşitli vesilelerle film yıldızlarının ve mankenlerin fotoğraflarına baş sayfalarda yer veren bizim gazatelere gösterdiğim tepkiyi hatırladım ister istemez. Liv Tyler baş sayfalarda yer aldığına göre ona hayli benzeyen bir Deniz Akkaya da alabilir miydi mesela?

SAVAŞA KARŞI HAYAT
Güne Liv Tyler'in fotoğrafına bakarak başlamak hayatın bir parçası olsa bile, savaşa karşı direnen hayatın bir simgesi değil. Savaşa karşı direnen hayatın belirtilerine ise çok daha sık rastlamak mümkün Londra'da ve İngiliz basınında. Kitapçı raflarında Bush'u ve Blair'ı eleştiren ve yalancılıkla suçlayan kitaplar öne çıkıyor. ABD yönetiminin çıkmazını sergileyen, ABD'nin hegemonya kurma ve tek başına dünyaya hükmetme hevesinin tehlikelerini vurgulayan ciddi yapıtlara her gün yenileri ekleniyor. Gazetelerde Bush'un, Blair'in, Rumsfeld'in ve diğerlerinin iyimser beklentileri alay konusu olurken Bush yönetiminin ve Bush'un aile efradının Irak pastasından pay kapmak için nasıl seferber olduğu da ayrıntılı örneklerle anlatılıyor.
Bu arada savaşın sivil halka nelere mal olduğunu sergileyen örneklere de sıkça yer veriyor, İngiliz basını. Uzun lafın kısası, Irak'ta savaşı destekleyen anlayışa karşı hayatın her alanındaki güçlü direniş bütün canlılığıyla sürüyor. Bu canlılığa sanat alanındaki savaş karşıtı canlılığı da eklemek gerekiyor. Tate Modern'deki Sigmar Polke sergisi ve Turner Ödülü 'ne aday olan Chapman kardeşlerin yapıtı. Bu canlılığın önde gelen kanıtları

BUSH KARŞITI CEPHE
Bu arada Başkan Bush'a ve yönetimine karşı tavır alan ve Bush'un yeniden başkan seçilmesine engel olmaya çalışanların oluşturduğu muhalafet cephesine farklı yönlerden destek geliyor. Nobel Barış Ödülü'nü alan İranlı kadın yargıç Şirin Ebadi , ödül töreninde yaptığı konuşmada ABD'nin adını anmadan "11 Eylül'ü kullanarak özgürlükleri ve insan haklarını kısıtlayan yönetimleri" suçladı. Benzer bir suçlamayı daha önce finans dünyasının ünlü ismi George Soros da yapmıştı.
Amerikan seçkinlerinin gözde dergisi Vanity Fair'in editörü Graydon Carter da Bush yönetimini 'ABD demokrasisi için büyük bir tehdit' olarak niteleyerek Bush karşıtı cephede yerini aldı. Carter'ın Bush yönetimini eleştiren 'Editörün mektubu' derginin en çok okunan köşesi haline geldi.

ÇEVRENİN İNTİKAMI
Bu arada Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından açıklanan veriler, Başkan Bush'un boşverdiği küresel ısınma sorunu nedeniyle yılda 150.000 kişinin hayatını kaybetmekte olduğunu ve gerekli önlemlerin alınmaması halinde bu rakamın 2030'da 300.000 kişiye yükseleceğini açıkladı. Küresel ısınma nedeniyle meydana gelen iklim değişikliklerinin yarattığı maddi zararın ise 2003 yılında 60 milyar doları bulduğu ve bu rakamın da artacağı belirtildi. Bu yıl yaşanan aşırı sıcaklar nedeniyle yalnızca Avrupa'da 25.482 kişinin hayatını kaybettiği saptandı.
Bu veriler, Bush yönetiminin çevreye duyarsız tutumunun da hayatlara mal olduğunu ortaya koyuyor. ABD'deki ve dünyadaki çevreci örgütlerinde bu nedenle Bush yönetimine karşı cephe almaları gündemde.
Bush yönetiminin kendi belirlediği hedeflere varmak için insan hayatını ve insan haklarını hiçe sayan yaklaşımı yaygın biçimde tepki çekmeye devam ediyor. Bush yönetiminin savaşı savunan ve öldürmeyi hedefleyen yaklaşımına karşı barışı ve hayatı savunan cephe giderek güçleniyor. Bunlar Bush karşıtlığı yapmak için rastgele söylenmiş sözler ya da propaganda mesajları değil, dünyadaki eğilimi yansıtan saptamalar. ABD'nin Irak'ta ve bölgede demokrasinin öncülüğünü yapacağına hâlâ inananlar da var tabii ama asıl hayal kuranlar ve propaganda yapanlar onlar galiba.

Irak'ta kaynağı ABD tarafından sağlanacak olan 18.6 milyar dolarlık ihale pastasının Almanya, Fransa ve Rusya gibi ülkelere kapatılmasının uluslararası hukuka aykırı olup olmadığını soran bir gazeteciye Başkan Bush şöyle cevap vermiş: 'Hukuk mu dedin, bunu avukatıma danışmalıyım'.
Bu karar farklı yönleriyle tartışılacak kuşkusuz ancak bu ihalelerden aslan payını ABD yönetimine yakın kişi ve kuruluşların alacağı sanılıyor. Financıal Times gazetesinin haberine göre Başkan Bush'un kardeşi Neil Bush'la yakın iş ilişkisi içinde bulunan John Howland ve Cemal Daniel adlı kişilerin öncülüğünde kurulan New Bridge Strategies (Yeni Köprü Stratejileri) adlı şirket Irak'ta iş ve ihale almak isteyen firma ve kişilere aracılık hizmeti sunuyor. Geçen mayıs ayında kurulan şirketin yönetim kurulunda şimdiki Başkan Bush'un babasının başkanlığı döneminde ABD yönetiminde görev almış kişilerle George W. Bush'un seçim kampanyasını yöneten Joe Allbaugh da yer alıyor. Irak'ta ihale almak ve iş yapmak isteyenler için en sağlam köprüleri kendilerinin kuracağını belirten şirketin kuruluş döneminde internet sitesinde yer alan tanıtım mesajında da "başka hiçbir firmanın Washington'da ve Irak'ta aynı ölçüde etkili olacak beceri ve deneyim düzeyine sahip bulunmadığı belirtiliyordu.