Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçenlerde, hızlı büyüme iddiasındaki bir bankamızın yıllardır tanıdığım bir şube müdürüyle sohbet ederken, sıkıntılı hali dikkatimi çekti. Nedenini sorduğumda çalışma ortamının giderek daha fazla stres yarattığını ve üst yönetimin de buna duyarsız kaldığını anlattı. Bir şube müdürü olarak kendisinden aynı kadroyla bir sürü ek iş yapması ve daha yüksek hedefleri yakalaması isteniyor ama bunun yapılabilirliği konusunda hiç fikri alınmıyordu. Sonuçta yalnızca rakamlara bakılarak bir değerlendirme yapılıyor ve bu sonucu yaratan nedenlerle ilgilenilmiyordu. Öte yandan bankanın hızlı büyüme çabası, işe alınan personelin kalitesini düşürmüştü. Bu düzen içinde sağlıklı bir performans değerlendirmesi de yapılamıyor ve performansa endeksli ücret ayarlamaları çoğu kimseyi memnun etmiyordu. Şube müdürü dostum görüştüğü pek çok şube müdürü arkadaşının da aynı sıkıntıları duyduğunu, banka üst yönetiminin ise bu sorunu ciddiye almadığını söyledi. İş yerinde yaşanan stresin, çalışanların motivasyonunu olumsuz yönde etkilemekle kalmayıp ruhsal ve bedensel dengelerini bozabildiği ve verimliliği önemli ölçüde düşürdüğü bilinen bir olgu. Bu nedenle doğabilecek ekonomik kaybın çarpıcı boyutları İngiltere'de yapılan bir araştırmayla ortaya kondu. Akıl ve ruh sağlığı ile ilgili bir hayır kuruluşu olan Mind tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, işyerinde yaşanan anksiyete ve stres nedeniyle İngiltere'de yılda 45 milyon işgünü kaybediliyor. İngiltere İşverenler Konfederasyonu'nun (CBI) verileri bu rakamın işçi - işveren anlaşmazlığı nedeniyle kaybedilen işgünü rakamının 30 katı olduğunu gösteriyor. İngiltere İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (TUC) yaptırdığı bir araştırma da çalışanların % 58'inin işyeri stresinden yakındığını ortaya koyuyor. Mind'ın araştırmasının ortaya koyduğu bulgular, işyeri stresi nedeniyle İngiltere'de uğranan ekonomik kaybın yılda 100 milyar sterlini (yaklaşık 185 milyar dolar) bulduğunu gösteriyor. Bu İngiltere'nin toplam milli gelirinin % 10'u dolayında bir rakam. The Guardian gazetesinin konuyla ilgili haberine göre Mind'ın araştırmasında işyeri stresi yaratan başlıca faktörler şöyle sıralanıyor: Stresin de faturası Kötü çalışma koşulları: Bu başlık altında vardiyalı çalışma, uzun çalışma saatleri, aşırı iş yükü, sık seyahat etme zorunluluğu, işyerinin ışıklandırmasının ve diğer koşullarının kötü olması gibi şikâyetler dile getiriliyor.Yetki belirsizliği: Bu başlık altında çalışanların çalıştıkları organizasyonda (kurumda) kendilerine verilen rolü ve sorumlulukları tam olarak bilmemelerinin yarattığı sıkıntı ve çelişkiler vurguyanıyor.Karakterle uyumsuz iş konumu: Kişilerin karakter özellikleriyle uyumlu olmayan işlerde ya da pozisyonlarda çalışmak zorunda kalmalarının sorun yaratabildiği belirtiliyor.İşyerinde ilişkilerin kötü olması: Bu başlık altında da işyerinde güven faktörünün eksik olması, çalışanlara gerekli desteğin ve yükselme fırsatının verilmemesi, sorunlarını anlatacakları merci ve kanalların bulunmaması üzerinde duruluyor. Mind'ın araştırması işyeri stresinin çalışanların bağışılık sistemini zayıflatarak ruhsal ve bedensel dengelerini bozduğunu ve performanslarını olumsuz etkileyen bir dizi rahatsızlığa yol açtığını ileri sürüyor. Stres yaratan koşullar Böyle bir araştırma Türkiye'de yapılsa ortaya nasıl bir rakam çıkar, doğrusu kestirmek zor ama yazımın başında değindiğim örnek bence düşündürücü. Dış dünyaya ve modern yöntemlere en açık sektörlerden biri olan bankacılık sektöründe, yenilikleri izleme iddiasındaki bir bankada bu tür stresler yaşanabiliyorsa, acaba diğer sektörlerde neler yaşanıyor? Aile şirketlerinin ve şahıs firmalarının çoğunlukta olduğu bir yapı işyeri stresini nasıl etkiliyor acaba? oulagay@milliyet.com.tr Türkiye'deki fatura?