Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD'nin yükselen kentlerinden Seattle'da yapılan Dünya Ticaret Örgütü (WTO) toplantısı, aldığı ya da alamadığı kararlarla değil, yol açtığı protesto gösterileriyle dünya kamuoyunun gündemine girdi. Toplantının başlamasını geciktiren ve Seattle'da elli yıldan beri ilk kez sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine yol açan gösterileri televizyonlar tüm dünyaya iletti. Çevreci kuruluşlardan sendikalara, Çin'de özgürlük isteyenlerden çeşitli öğrenci gruplarına ve kilise derneklerine uzanan geniş bir yelpaze içinde yerlerini alan eylemciler, karşı oldukları her şeyin simgesi olarak gördükleri Dünya Ticaret Örgütü'nü protesto ettiler.
Dünya Ticaret Örgütü'nün hedef seçilmesi, asıl işlevi dünya ticaretinin kurallarını düzenlemek olan bu kuruluşun, "küreselleşme" başlığı altında algılanan çeşitli olguların simgesi olarak görülmesinden kaynaklandı. Çevreyi tahrip eden, işsizliği ve eşitsizliği artıran, dünya nüfusunun önemli bir bölümünü yoksulluğa mahkum eden olguların tümünü "küreselleşme" başlığı altında algılayan anlayış aslında tüm bu olgulara karşı isyanını dile getirmiş oldu.
"Küreselleşme" denen olayın temelinde, teknolojideki atılımın tüm dünyayı tek bir "oyun alanı" haline getirmesi yatıyor. Bunun sonucunda belki küresel boyutta zenginleşme artacak ama bu eşitsizliklerin artması, iş alanlarının yer değiştirmesi, çevrenin zorlanması pahasına olacak.
"Küreselleşme"ye karşı isyanı gündeme getiren iki temel tepkiden biri, küresel oyunun nasıl oynanacağını belirleyen kurallarla ilgili görünüyor. Oyunu kendi ülkelerinde, kendi ortamlarında kendilerine göre kurallarla oynamaya alışmış olan insanlar ve kurumlar şimdi Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşların belirleyeceği kurallara bağımlı olmak istemiyorlar. Bu arada ABD gibi büyük oyuncuların, küresel kuralların kendi çıkarına göre belirlenmesini sağlayacağı kaygısı da bu tepkiyi artırıyor.
"Küreselleşme isyanları"nı gündeme getiren diğer temel tepki ise insanların kendi kontrolleri dışında gördükleri bir "küresel güçler koalisyonu"na karşı çıkma isteklerinden kaynaklanıyor galiba. Ulusal sınırlar içinde, çoğu kez kendi seçtikleri (dolayısıyla devirebilecekleri) hükümetler tarafından yönetilmeye alışmış olan insanlar, şimdi ulus devletlerin etki alanı daralırken küresel pazara hükmeden büyük şirketlerin, trilyon dolarlık günlük iş hacimlerine erişen para ve sermaye piyasalarının ve WTO ya da IMF gibi kendi kontrolleri dışındaki kuruluşların etkisinin arttığını hissettikleri için buna tepki duyuyor ve isyan bayrağını yükseltiyorlar.



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr