Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Enflasyonla mücadele konusunda son zamanlarda duyduğum en kayda değer öneriyi reklam dünyasından biri, Hürriyet gazetesinin "reklam dünyasının dahi çocuğu" diye tanımladığı Serdar Erener yapmış. Pazar günkü Hürriyet'te yer alan haberin başlığında Erener'in "Enflasyonsuz hayatı anlatıp canavarı yenelim", dediği belirtiliyor. Erener, önerisinin gerekçesini de şöyle açıklıyor:
"Toplum ancak inandığı, hissettiği ve algıladığı şeye destek verir. Bu nedenle mücadelenin başarılı olabilmesinde, enflasyonsuz ortamın ne olduğunu anlatan filmler bu noktada önemli olabilir. Bu mücadelenin süresini de kısaltabilir."
İnsanların acı ilacı içebilmesi için karşılığında ne elde edeceğini bilmesi gerektiğini vurgulayan Erener, "enflasyonla mücadele beklentiyi satın almak üzerine kurulu olduğuna göre insanlara onları neyin beklediğini göstermek gerek" demiş.
Enflasyonun her şeyden önce "parasal bir olay" olduğunu her fırsatta yineleyenler arasında bu öneriye dudak bükenler, "işimiz böyle şeylere kaldıysa yandık" diyenler mutlaka çıkacaktır ama ben bu tür bir küçümsemeye hiç katılmıyorum; tam tersine gelinen noktada enflasyonla mücadelenin asıl hedefi konusunda toplumu bilgilendirmenin fevkalade önemli olduğunu düşünüyorum.
Evet böyle düşünüyorum, çünkü enflasyonla mücadelede gelinen noktada elde edilen sonuçlar ve ortaya çıkan tepkiler işin bundan sonrasının çok daha zor olacağını gösteriyor. İşin bundan sonrası daha zor çünkü:
* Hükümet enflasyonla mücadele için kendine düşen görevin bir bölümünü yapmış ve enflasyonda düşüş başlamıştır ancak bu, yıl sonu için belirlenen hedeflerden sapmalar olmasını ve 2001 hedeflerinin, hatta programın tartışmalı hale gelmesini önlemeyecektir.
* Hükümetin programı ancak kısmen uygulamasına ve enflasyondaki düşüşün hedeflerin gerisinde kalmasına karşın, enflasyonsuz yaşayamayacağını fark eden kesimi şimdiden korku sarmıştır ve çeşitli sektörlerdeki iş sahiplerinden oluşan bu kesim programa karşı muhalefetin başını çekmeye başlamıştır. Bu kesimin somut verilerle sürdürdüğü "yandık, battık" söylemi etkili olmaktadır.
* Bu noktadan sonra programın başarıya ulaşmasında, aslında enflasyonsuz hayattan yararlanacak olan ücret ve maaşla geçinenlere ve diğer kesimlere bunun nasıl olacağının anlatılması ve onların "enflasyon lobisi"nin yönettiği muhalefet cephesine katılmasının önlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Umarız reklamcı Erener'in keşfettiği ihtiyacı politikacılarımız da algılar ve bu yönde adımlar atılır.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr