Bu artıştan aslan payını alan ülke grubu ise Rusya ve Türkiye'yi içeren Avrupa ve Orta Asya ülkeleri olmuş. Bu ülkelere dışardan akan net yabancı sermaye 2002 sonunda 59.7 milyar dolardan, 2005 sonunda % 221'lik bir artışla 191.7 milyar doları bulmuş. Dünya Bankası'nın dün açıklanan Global Development Finance raporu, Türkiye'yi de içeren 'Gelişmekte olan Ülkeler'e akan özel yabancı sermaye miktarının 2005 yılında yeni bir rekora eriştiğini ortaya koyuyor. Söz konusu ülkeler grubuna yönelik özel sermaye akışının, Türkiye'de Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) 2002 kasımında seçimleri kazanarak iktidara gelmesi sonrasında hızlandığı görülüyor. 2002 ve 2005 sonunda yeni bir rekora eriştiği görülüyor. 'Gelişmekte olan Ülkeler'e net özel sermaye akışı 2002 yılı sonunda 171.5 milyar dolarken, 2005 sonunda bu rakam % 198'lik bir artışla 490.5 milyar dolara erişmiş bulunuyor. Tabloda da görüldüğü gibi 'Gelişmekte olan Ülkeler'e özel sermaye akışı hemen bütün finansman kategorilerinde ciddi artış göstermiş ama en çarpıcı artışlar hisse senetlerine yapılan portföy yatırımlarında ve net özel borçlanmada yaşanmış. Özel portföy yatırımları 2002' de 5.8 milyar dolardan 2005' de 61.4 milyar dolara yükselirken, net özel borçlanma rakamı da 5.5 milyar dolardan 191.6 milyar dolara sıçramış.Türkiye'nin büyük ölçüde yararlandığı bu sermaye akışı patlamasının, AKP'nin ekonomideki performansına önemli ölçüde katkıda bulunduğu söylenebilir. AKP'nin devraldığı ekonomik programa sadık kalarak mali istikrarı korumaya özen göstermesi, Türkiye'nin bu pastadan önemli pay almasında belirleyici oldu kuşkusuz ama böylesine güçlü bir sermaye dalgası Türkiye gibi ülkelere yönelmeseydi AKP'nin Türkiye ekonomisinde bir bahar havası estirmesi ve ekonominin son üç yılda elde ettiği büyüme performansını gerçekleştirmesi mümkün olmayabilirdi. AKP'nin baharı Dünya Bankası'nın Global Development Finance raporunu kaleme alan Mansur Dailami'nin de, raporu sunarken yaptığı açıklamada, güçlü sermaye akımının, yöneldiği ülkelerde faiz oranlarının düşmesine ve büyümenin hızlanmasına önemli katkı yaptığını vurgulamış. Dailami, şimdi gelinen noktada 'Gelişmekte olan Ülkeler'e yönelik özel sermaye akışında hissedilir bir yavaşlama olması halinde bunun, bu sermaye akışı sayesinde özel bir rahatlık yaşayan ülkelerde ani faiz yükselişlerine yol açabileceğini, bunun da kaygı yarattığını belirtmiş.Dünya Bankası'nın raporunda yer alan veriler, 'Gelişmekte olan Ülkeler'in toplam cari işlemler fazlasının 2002'de 69.8 milyar dolardan 2005'de 248.4 milyara dolara yükseldiğini de gösteriyor. Türkiye ise büyüyen cari işlemler açığıyla dikkati çekiyor ve sermaye akışının yavaşlaması halinde en fazla zarar görecek ülkeler arasında bulunuyor. oulagay@milliyet.com.tr Kaygıya gerek var mı?