Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Osman Ulagay


Ankara Sanayi Odası (ASO) ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) 9 mayıs cuma günü Ankara'da düzenlediği toplantıda, KOBİ'leri halka açabilmek için gereken teknik düzenlemelerin yanı sıra halka açılmanın firmalara yararları tartışıldı. Toplantıya katılan Ankaralı KOBİ'ler, halka açılma deneyimini bizzat yaşamış bir firmadan dinleme olanağı buldu.
Kayseri merkezli Yataş Yatak ve Yorgan Sanayi'nin Genel Müdürü Yavuz Altop önceleri çok çekingen bir şirket olduklarını, banka kredisi bile kullanmadıklarını belirterek halka açılma fikrini bankalarının verdiğini söyledi.
Altop halka açılmaktaki amaçlarının (1) finansman elde etmek; (2) kurumsallaşmak; (3) vergi avantajlarından yararlanmak olduğunu söyleyerek, aradan geçen 8 ayda yaşadıklarını şöyle özetledi:
* Sermaye Piyasası Kurulu'ndan (SPK) hiçbir engel görmedik. En çok çekindiğimiz buydu.
* Şirketimizin değerini şimdi her gün görüyoruz.
* Sattığımız hisselerle uluslararası pazara çıktık; böylece yabancı evlilik için yol açıldı.
* Halka açılmak Türkiye'de de daha çok tanınmamızı sağladı; reklam oldu.
* Bir kısım hisseyi müşterilerimiz ve çalışanlarımız aldı. Bu bizim hep birlikte şirketin başarısı için çaba göstermemizi teşvik ediyor.
* SPK tarafından denetlendiğimiz için teftişler hafifledi.
* Elde ettiğimiz finansman ile yatırım yaptık ve büyüdük. Büyümenin başka yolu yoktu.




Candan YALÇIN
KOSGEB Başkan Vekilliği'ne atanan Mustafa Çolakoğlu klasik başkan olmayacak
Kısaca KOSGEB diye anılan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı'na vekaleten atanan Mustafa Çolakoğlu ilk hedefinin kurumun varolan potansiyelini kullanarak KOBİ'lere daha iyi destek sağlamak olduğunu söyledi.
9 mayısta KOSGEB başkan vekili olarak atanan Çolakoğlu bir süredir KOSGEB Ağaç İşleri İhtisas Merkez Müdürlüğü görevini yürütmekteydi. Bu görevdeki çalışmalarıyla dikkat çeken Çolakoğlu 1980 yılı ODTÜ Makina Mühendisliği bölümü mezunu. Özel sektörde ve kamu sektöründe çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 1990 yılında KOSGEB'e geçen Çolakoğlu bu kurumda çeşitli görevler üstlenmiş.
Başkanlığa vekaleten atanmasının ardından görüştüğümüz Mustafa Çolakoğlu öncelikle "başkan vekilliğinin debdebesinden etkilenmediğini, kendi halinde çalışmaya devam edeceğini" vurgulayarak, "Klasik başkan olmak istemiyorum", dedi. Çolakoğlu atamadan iki gün sonra pazar gününü Kayseri'de, KOSGEB Merkezi'nin acil sorunlarını ve çözüm yollarını tartışarak geçirmiş. Salı günü aynı nedenle Ankara OSTİM'de, çarşamba sabahı 6.30'da ise Ankara KOSGEB Eğitim Merkezi'ndeymiş.
Buralarda acil olarak yapılması gerekenleri belirleyen Çolakoğlu'nun ilk hedefi, KOSGEB içindeki potansiyelleri harekete geçirmek. "Mevcut personel, kapasite ve bütçe imkanlarını sonuna kadar kullanacağız; ki yeni imkanlara gereksinim duyduğumuzda da icraatlerimizi göstererek bunlara ek talep edebilelim. Hızımızı yavaş yavaş artıracağız", diyor yeni Başkan Vekili. Mustafa Çolakoğlu bu işin yürüyeceğine dair ekibine moral vermenin önemini de vurguluyor.
Çolakoğlu'na, "gündeminizde neler var?", diye sorduğumuzda şunları söylüyor:
* Başarının değerlendirilmesinde referans noktası biz değil, sanayici olmalı. Sanayiciye ne katkımız dokundu? Buna bakacağız.
* Buradan yola çıkarak, projelerimizde "hedef - sonuç karşılaştırması"nı temel alan bir başarı kriteri uygulayacağız.
* Hedefimiz hatır - gönül işlerinden uzak durmak, sadece gerçekten yararlanılacak hizmetler vermek.
* KOSGEB'in dış ve iç kurumlarla ilişkilerini düzenlemek ve bir sisteme sokmak istiyoruz.
* Mevcut imkanlarla çok daha iyi şeyler yapmak için bir "iş basitleştirme programı" yapıyorum. Bununla çeşitli kaynaklardan tasarruf edip bunları değişik yerlere yönlendirebileceğiz.
* Örneğin 45 KOSGEB merkezinin muhasebe sistemleri ayrı. Bundan böyle personel muhasebesinin tamamı merkezden hesaplanacak. 45 kişi başka görevler sürdürebilecek.
* 420 sayfalık, KOBİ'lerle ilintisi olan tüm kurumları biraraya toplayan KOBİ Rehberi'miz yayına hazırlanmakta.


Balkan Ülkeleri Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Arası İşbirliği Merkezi (Balkan Centre for SMEs) bir kez daha İstanbul'da toplanıyor. Merkez üyeleri, KOBİ'ler arası bilgi değişimi, dış ticaret taleplerinin karşılıklı ulaştırılması, fuar organizasyonları ve katılımları, eğitim programları, ortak yatırımların özendirilmesi ve teknoloji yenileme gibi konularda işbirliği çalışmalarını tartışacak. Toplantıda ayrıca sürekli bilgi değişimi olanağı sağlayan network sistemi olanakları da tartışılacak. Türkiye'nin KOSGEB tarafından temsil edildiği merkezin üyeleri Romanya, Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Rusya Federasyonu, Gürcistan, Azerbaycan, Moldova, Ukrayna ve Ermenistan.

ICC Madencilik'in hedefi, ülkenin enerji ihtiyacının karşılanmasında söz sahibi olmak
Madencilik, geleneksel olarak küçük işletmelerin güçlü olduğu bir sektör değil. Ancak bu, küçük bir işletmenin bu alanda kendini gösteremeyeceği anlamına gelmiyor. Özellikle de bu işletme, kendini enerji sektöründe söz sahibi, dünyalı bir firma olmaya adamışsa.
Çorumlu ICC Madencilik'ten söz ediyoruz. Yaklaşık 150 kişi çalıştıran bu işletme yakında tam kapasite çalışmaya başlayarak çevreye saygılı, yerli kömürü değerlendiren kömür briketi üretecek. Hem de kendilerinin geliştirdiği, dünyada henüz kullanılmayan bir teknoloji ile.
Kendi tabiriyle "alaylı" olan Hasan Yılmaz'ın babasının dedesinden, Zonguldak'tan geliyor madencilik ve Hasan Bey'e kısmet oluyor 1983'te Yılmaz Madencilik'i kurmak.
Bölgedeki linyit madenlerini işletirken devletin kömür/madencilik politikası sonucu önceliklerini değiştirmek zorunda kalıyorlar: "Çevreyle dost üretim öncelik kazandı; biz de buna uymak için kömür briketi üretmeye karar verdik."
Hasan Yılmaz 1989 yılında ICC Madencilik için araştırmalara başlamış. "Herkes kendi uzmanlık alanıyla ilgilenmeli", diye düşündüğü için önce "bir bilene danışmak" istemiş: "Dünyada nasıl yapılıyor bu iş, bir bakalım dedik, üniversiteye gittik; orada önce kendi kömürümüzü tanıdık."
Bundan sonra bir danışmanlık şirketiyle anlaşan Yılmaz, dünya literatüründen, bilimsel kongrelerden, uluslararası ihtisas seminerlerinden vs. uluslararası uzmanlar olan Türk ve Bulgar danışmanları sayesinde bilgi toplamış. Bu süreç 6 yıl sürmüş: "Şu anda briketleme konusunda bilgi olarak dünyada 2. olduğumuzu söyleyebiliriz. 1995'te başladığımız yatırım yakında tamamlanıyor."
ICC Madencilik tesislerinde ilk 1 - 2 yılda 50.000 ton/yıl, daha sonra da yılda 300.000 tona kadar kömür briketi üretilmesi planlanıyor. Hammadde çoğunlukla yerli kömür. Yılmaz'ın devlete kızgınlığı da buradan: "Türkiye'de üretilen briket kömürün tamamına yakını ithal kömürden. Ama biz yerli kömürümüzü en azından karıştırarak değerlendirmek istiyoruz; bunun için yeni teknoloji geliştirmeye bu kadar uğraştık. Bu teşvik edileceğine ithalat kolaylaştırılıyor!"
Hasan Yılmaz şu anda ICC Madencilik'te 25 kişi, kömür işletmesinde 120 kişi çalıştırıyor. Pazarı, Çorum çevresinde ve doğusundaki toprak ve çimento sanayii. Bunu İstanbul'a kadar genişletmeyi düşünüyor ama sonrası, yani ihracat dünya fiyatlarıyla rekabet şansı olmadığından mümkün değil.
O halde bundan sonra ne yapacak Hasan Yılmaz? "Misyonumuz enerji sektörünün ihtiyacını karşılamak; bu sektörde söz sahibi olmak. Hem gerçekçiyiz, hem hayalciyiz. Elektrik olsun, petrol olsun enerjide başka alanlara gireceğiz. Nasıl mı? Onu da gelecek kuşaklar bulsun!"



Yazara Emailo.ulagay@milliyet.com.tr