Şükrü Binay, mevcut paralardan YTLye geçişin nasıl olacağını da anlatmış Erdal Sağlama ve bu arada bu konunun halka anlatılması için TRT ile birlikte bir tanıtım stratejisi planladıklarını belirtmiş. Türkiye 2005 yılına yeni bir para birimiyle ve yeni paralarla girecek. TC Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binayın Erdal Sağlama yaptığı açıklamaya göre, bu yılın sonuna kadar 470 milyon adet Yeni TL (YTL) banknotu basılacak, gelecek yılın ocak - şubat aylarında basılacak banknotlarla birlikte bu sayı 530 milyon adedi bulacak. 2005 başında piyasaya sürülecek olan YTL banknotlarının toplam değeri 12 katrilyon lirayı bulacak, bu rakam 15 - 16 katrilyonluk bir tedavül hacmine ulaşılacak. Buna ilaveten 530 ila 570 trilyon liralık madeni para da basılacak ve tedavüle girecek. Banknotlar 1, 5, 10, 20, 50 ve 100 YTLlik kupürler halinde basılacak ve yüksek kupürün değeri, kurlarda anormal bir gelişme olmazsa, 65 dolar dolayında olacak. (Referans gazetesi, 12 Temmuz 2004). Bu tanıtımda öncelik, eski TLden YTLye geçişin herkesi ilgilendiren yönüne verilecek doğal olarak. Yediden yetmişe herkesin kafasında yüzlerce soru var şimdiden. Bu soruların neler olduğu iyi saptanıp hepsine cevap verecek tanıtım programları hazırlanır ve televizyonda yayınlanırsa, geçiş sürecinin sorunları en aza indirilebilir. Böylece "bu yeni TL, yeni bir oyun olmasın, başımıza neler gelecek?" havasına giren insanların kaygıları da bir ölçüde giderilebilir belki de.İşin bu boyutu çok önemli kuşkusuz. Ancak olayın bunun ötesinde önemli olan bir boyutu daha var: YTLye, bir değişim aracı olmanın ötesinde paranın diğer işlevlerini de yapabilen bir para niteliği kazandırma boyutu bu. Yani YTLyi günlük işlemlerde kullanmanın ötesinde, bir değer ölçüsü ve değer saklama aracı olarak da kabul edecek noktaya gelmemiz gerekiyor. Kira kontratı yaparken, borç alıp verirken, bankaya para yatırırken, hatta yastık altına para koyarken dolara ya da euroya ihtiyaç duymadığımız noktada YTL gerçek bir para niteliği kazanmış olacak. Acaba diyorum, herkesin bu konuya odaklanacağı ortamda, TVden de yararlanarak, bir adım daha atabilir ve halkımıza, "para"nın değerini korumanın önemini anlatabilir ve YTLye sahip çıkmasını sağlayabilir miyiz? YTL ve halkımız Bir ülkenin parasının değerini koruyabilmesi, o ülkede izlenen ekonomi politikalarıyla ve bu politikaların dünyada, uluslararası finans piyasalarında yaratacağı etkiyle yakından ilişkili. Sınırötesi sermaye hareketlerinin serbestleştiği, dalgalı kur uygulamasının yaygınlaştığı bir dünyada siz dış dünyaya ve mali piyasalara güven vermeyen ekonomi politikaları izlerseniz, enflasyonu azdırırsanız, finanse edemeyeceğiniz boyutta dış açıklar verirseniz, paranızın değerini koruyamazsınız. Bu durumu uzun süre sürdürürseniz paranız para olmaktan çıkar, bol sıfırlı bir kağıda dönüşür.Türkiye, son 30 yılda ülkeyi yüksek enflasyona mahkum edip TLyi bu duruma düşüren siyaset erbabını büyük ölçüde tasfiye etti. Şimdi o politikaların pula çevirdiği para birimini tasfiye etmenin hazırlığını yaparken, bunun önemini halkımıza iyi anlatmamız gerekiyor. YTLye toplum olarak sahip çıkıp gerçek para haline gelmesini sağlayacak politikaları izlemeyeceksek altı sıfır atmanın da hiç bir anlamı kalmaz. oulagay@milliyet.com.tr Yeni dönem