‘SENDEN ALDIĞIM PARAYLA SANA MI HAVA ATACAĞIM?’

26 Haziran 2019

Başlıkta, tırnak içindeki cümlenin hikayesini anlatacağım size ama öncesi var.
Şarkılarını herkesin bildiği, YouTube’da klipleri 300 milyondan fazla izlenmiş, konservatuvar eğitimi almış, Londra’da uzun yıllar yaşamış, orada da müzikle olan ilişkisi devam etmiş bir kadın düşünün...
Magazin sayfalarında kendisine yer bulmak isteyenlerin, özel hayatlarını, kariyerlerine sos yaptığı bir ortamda, bambaşka bir kulvarda yürüyor.
Hani ayrılanlar, daha gözyaşları kurumadan haber merkezlerine açıklama yollar ya, o eşinden ayrıldıktan bir yıl sonra sadece sosyal medya hesabında bir paylaşım yaptı.
Avukatının, artık ayrıldığı eşinin soyadını kullanmayacağına dair bir açıklamaydı paylaştığı, hepsi o.
Kısacası Gülden’den söz ediyorum.
Bir başka kafa, bir başka duruş... Bir yanı çok gerçekçi, bir yanı fazla temiz kalmış biri.

Yazının Devamı

12 EYLÜL KUŞAĞINA ŞİİRİ ÖĞRETEN ADAM...

21 Haziran 2019

Cumhurbaşkanı Erdoğan, radyolar ortak yayınında, Ahmet Kaya’nın mezarının Türkiye’ye getirilmesini arzu ettiğini söyledi.
Belki önce Ahmet Kaya’nın kim olduğunu anlatmak gerekiyor bugünün gençlerine...
Ölümünden üç gün sonra Finansal Forum gazetesindeki köşemde şu satırlar vardı: “Ahmet Kaya, 12 Eylül darbesinin apolitik hale getirdiği bir kuşağa Attila İlhan, Hasan Hüseyin Korkmazgil ve Ahmed Arif şiirlerini öğreten adamdır.
Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye destanından okuduğu, “Kadınlar, bizim kadınlarımız” mısralarını hatırlamak bile yeterli neyi başardığını anlatmak için...”
Ailemden olanlar dahil bir sürü insan tepki gösterdi o yazıya.
Küfür eden, tehdit edenler oldu ama “Hayır, öyle değil” diyemediler.
O zaman daha bilmediğim bir sürü şey vardı:

Yazının Devamı

BEREN’E DEĞİL, SİZE LAF SOKTU KENAN!

19 Haziran 2019

Birçok erkek, birlikte olduğu kadının geçmişini, yüreği değil, bedeni üzerinden değerlendirir. Kadının geçmişte birini sevip sevmediği değil, biriyle yatıp yatmadığı önemlidir.
Alınan bir gül ya da yazılmış bir şiiri, bir mektubu kıskanmaz erkek geçmişe dair, ‘Öptü mü?’, ‘Dokundu mu?’, onu sorgular...
Çekirdek çitleyip, mahalledeki ağız kavgasını seyredenler gibi bakıyoruz bir süredir Beren Saat-Kenan Doğulu çifti arasında olanlara.
Kafamız basmıyor bir türlü meselenin bir imzadan, bir nüfus kayıt bilgisini silmekten çok daha öte olduğunu...
Oyuncunun yazdıklarına bakıp, sevgisini sorgulamaya kalkıyoruz ama hiç aklımıza gelmiyor meselenin sevmek kadar sevildiğini hissetmekle de alakalı olabileceği.
Şarkıcının hafta sonu söylediği “O kadar basit değil” lafını Saat’e gönderme zanneden halimiz ne komik, aynı zamanda ne acı.
O laf bütün olan biteni “Ee, boşanıyor musunuz, boşanmıyor musunuz?” sorusuna indirgeyen soru kalıbı için söylendi.

Yazının Devamı

OFİS VE WHATSAPP GRUPLARI İÇİN TARTIŞMA TÜYOLARI...

17 Haziran 2019

- Desteklediğiniz aday televizyon tartışmasından mağlup çıkarsa, “Ne var, Merkel de Almanya’da tüm televizyon düellolarını kaybetti ama seçimleri kazandı” dersiniz, moralinizi bozmalarına izin vermezsiniz.

- Desteklediğiniz aday televizyon tartışmasında yumuşak taraf olarak kalırsa, “Unutmayın ki, Fransa’da, ekranda öfkeli bir görünüm çizen Sarkozy seçimleri kaybetmiş, Hollande kazanmıştı” diye hatırlatır, durumu idare edersiniz.

- Desteklediğiniz aday hazır cevaplık konusunda geride kalırsa, “ABD’de 1980 seçimler öncesindeki tartışmada hazır cevap olan Başkan Carter olmuştu ama seçim sonucunu belirleyen, Reagen’ın ‘Dört yıl öncesinden daha iyi bir durumda mıyız?’ Sorusu olmuştu. O yüzden erken sevinmeyin” der, işin içinden çıkarsınız.

- “Keşke her seçimden önce lider adayları ekranda tartışsalar” diyenlere karşı, en büyük koz, ABD’de de 16 yıl boyunca başkan adaylarının ekranda karşı karşıya gelmediğini hatırlatmak olabilir. 1964 ile 1980 arasında ABD Başkan adayları ekranda tartışmadılar.

- İşin özeti şu aslında, toplumun yüzde 99’u, televizyon performansına, afişlere, anons arabalarına bakarak oy vereceği partiyi seçmiyor. Tüm tantana aslında oy kararı değişebilecek yüzde 1 için

Yazının Devamı

AL SANA PROBLEM

14 Haziran 2019

Dünyanın en değerli markaları açıklandı, rakamları bizim paramızla hesaplamak demek çok sayıda sıfır kullanmayı gerektiriyor.
En meşhur arama motoronun değeri 309 milyar dolar ve ilk sıradaki markayla da arasında 7 milyar dolar civarı bir değer farkı var. Marka yaratma meselesinin ne kadar önemli olduğuna dair bir örnek bu.
Diğer örnek geçtiğimiz hafta biten Fransa Açık Tenis Turnuvası...
Tenisçiler hariç, hakemler dahil, kortta bulunan herkesin üzerinde Fransızlar’ın meşhur timsahlı markası vardı.
Korttaki tüm zaman göstergeleri de dünyanın en ünlü saat markasına aitti.
Durmadan marka, marka diye yazdığımın farkındayım ama bu iş son derece önemli. Antalya’da podyuma çıkan İsrailli model Bar Refaeli, “Türkiye’den tanıdığım tek ünlü Nusret” dedi.
“Markayla ne alakası var?” diyeceksiniz, çok alakası var...

Yazının Devamı

VALE İNTİKAMI  DENİLEN ŞEY...

12 Haziran 2019

Pazartesi günü, Türkiye’nin en cimri adamı ilan
edildi Murat Boz.
Niye? Bir alışveriş merkezinden çıkarken, aracını getiren valeye
200 TL vermiş, sonra vale şirketine telefon açıp, “Çok trafik var, 170 TL para üstünü sonra alırım” demiş.
Önce bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Şarkıcının vale şirketine açtığı telefon, bir anda alışveriş merkezi muhabirlerine ulaştırılmış.
Bu ne ticaret etiğine sığıyor, ne de müşteri mahremiyetini koruma gerekliliğine...

Yazının Devamı

FUTBOLDAN FAZLASI...

10 Haziran 2019

Bir futbol maçı sonucundan çok daha fazla sevindik Fransa galibiyetine...

Ankara’ya sadece 6 saat uğrayan ve “Fransa Cumhurbaşkanı olarak değil, G-20 Dönem Başkanı olarak geldim” diyen eski Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin küstahlığı,

Cezayir ve Ruanda’da açıkça, Vietnam’da üstü örtülü, soykırımlar yapıp, sonra Türkiye’yi soykırımcı ilan eden ikiyüzlülük,

Cumhurbaşkanı Macron aleyhine haber yapan gazetecileri iç istihbarat biriminde sorguya çekip, Türkiye’ye basın özgürlüğü dersi veren utanmazlık,

Nazilerle işbirliği yapan, Yahudi, sanatçı ve engellilerin ortadan kaldırılmasını savunan Vichy Hükümeti’nden bugün Avrupa’nın en güçlü aşırı sağ unsurlarını barındırıp, “Türk milliyetçiliği” eleştirileri yapan aymazlık,

Kendi ülkesine gelen Roman ya da Suriyeli mültecileri toplama kamplarına tıkayıp, binlerce kilometre uzaktaki Suriye’ye asker yollayıp, terör örgütüne siper olan utanmazlık,

Paris’te Katoliklerin bir gecede silahsız, on binlerce protestanı öldürdüğü Aziz Bartholomew katliamının acısını bile bile, halen din savaşları çıkarmaya çalışan umarsızlık, doğurdu içimizde bu sevinci...

Yazının Devamı

KAZA MI CİNAYET TEŞEBBÜSÜ MÜ?

7 Haziran 2019

Bodrum’da Maça Kızı Otel’in teknesi, içinde muhabirlerin olduğu bir tekneye çarptı. ‘Kaza’ diye yazılıyor her yerde, çok emin değilim ben.
Zira, bir tekne diğerine çarparsa, durup insanların durumuna bakar. Maça Kızı, çarpıyor ve kaçıyor.
Kaptanı demiş ki “Kimse isteyerek böyle bir kazaya yol açmaz, görmedim”
Diyelim görmedi, çarptığını da mı fark etmedi, neden kaçtı o zaman kaptan?
Sahil Güvenlik kayıtlarına göre Maça Kızı teknesinin içinde dört kişi vardı.
Kim peki o dört kişi, magazin muhabirlerinden hoşlanmayanların şımarıkça bir arzusu olabilir mi? O teknenin içinde kimler vardı? Sahil Güvenlik olaya dair onların da ifadesini aldı mı acaba? Lahmacunu pahalı satmasını, “İtalyan pizzasına karşı Türk pizzası pazarlıyorum, fiyatlar da eşit olmalı” falan diye izah etmişti Maça Kızı’nın sahibi. O günden beri hiç sempatik gelmez bana o marka, hep uzağında durmaya çalışırım ama bu kez iş başka.
“Bu bir tekne kazası” falan deyip, kapatılamayacak kadar ciddi bir mevzu.

Yazının Devamı