REFERANDUM TÜYOLARI...

23 Ocak 2017

Necati Özkan...

Avrupa Siyasi Danışmanlar Derneği Başkanlığı yaptı. 2010’da, 10 kişiden oluşan siyasi danışmanlar ‘Dünya Rüya Takımı’na seçildi. Yaklaşan referanduma dair düşüncelerini 4 maddede topladım...

“Kampanyalarda amaç dikkat çekmek değil ikna etmektir. Mesela CHP’nin “Alkışlıyoruz” kampanyası dikkat çekmeyi başarmış ama ikna etme görevini önemsemediği için sonuçsuz kalmış bir kampanyadır. Hedef doğru konulmalı.”

“Muhalefet, 18 maddeyi tek tek anlatmak yerine kampanyasını basit ve herkesin anlayabileceği bir sloganla yapmalı. Kısıtlı zamanda seçmenin, muhalefetin tüm maddeleri anlatacağı bir kampanyaya kulak vermesi beklenemez.”

“Türkiye’de seçmen bir konuda ikna olurken, yüzde 55 kimin söylediğine, yüzde 37 nasıl söylediğine ve yüzde 8 ne söylediğine bakıyor. Yani ne söylediğinden daha önemli olan nasıl söylediğin ve kimin söylediği...”

“Geleneksel tercihler nedeniyle sağ partilerin oluşturduğu “Evet” cephesi, kampanyaya 1-0 önde başlıyor. Muhalefet partileri bu gerçeğe dikkat etmeli ve kendi parti değerleri üzerinden kampanya yürütmek yerine, Türkiye bayrağı altında birleşen bir ittifak kampanyası yapması daha doğru olur. “

REFERANDUM SÜRECİ TELEVİZYON KONUKLARI

Adil Gür: 1 Ka

Yazının Devamı

MÜTHİŞ BİR AŞK HİKAYESİ

20 Ocak 2017

Düşünün, eşiniz çok hasta...

Yakalandığı bir alerjiden dolayı siz dahil kimseyle temas etmemesi gerekiyor.

Eğer temas ederse ve etkilenirse vücudu korumakla görevli hücreler mutasyona uğruyor ve sağlıklı hücrelere saldırıyor.

Aynı televizyon programını evin farklı katlarında seyrediyor, birbirinize mesaj atıyorsunuz. Bir de hastalığın bu kadar ilerlememiş olduğu flört zamanı ve evliliğin ilk yıllarındaki resimlere bakıyorsunuz. Ama birlikte değil, ayrı yerlerde yine mesajlaşarak. Genellikle hastalanan erkekleri kadınlar terk etmezler ya, bu hikayede tam tersi oluyor. Erkek tüm gün çalışıp eve geliyor, eşine yemek yapıyor sonra ayrı katlarda yaşıyorlar. Yemek dediğim aslında yenilebilen sadece 15 cins ürün var ve adam bunlardan sadece ikisini yapabiliyor.

Doktorlar her türlü tedaviyi denemişler ama bir sonuç alamamışlar hâlâ...Nadiren yan yana geliyor ve her buluşmada mutlaka maske takıyorlar.

Nasıl oluyor da bir evlilik böyle gidiyor sorusuna “İyi günde kötü günde diye birbirimize söz verdik ve öylece devam ediyoruz” diye cevap veriyor, ABD Minnesota’da yaşayan çift... Hikayelerini okurken kah gözlerim doldu, kah dünyada hâlâ böyle insanlar olduğunu görmenin sevinci kapladı içimi...

Yazının Devamı

MESELE KRAVAT DEGIL YEGEN...

18 Ocak 2017

Ahmet Hakan, Kanal D Haber’in başındaki ilk bültende oldukça heyecanlıydı. Reytingi parlak değil ama ilk bültenlerin sonucu çok önemli değil, zira haber uzun soluklu bir maratondur. Rahmetli Birand da ilk sezonunda çok kötü reytingler almış ama sonra birinciliği kimseye bırakmamıştı.

Bir gazetenin en zor sayısı ilk sayısıdır zira hangi haberi gireceğinize karar veremezsiniz. Bir haberci için de en zoru ekran önünde sunulan ilk bültendir. Bundan sonrası daha kolay geçer.

Ahmet Hakan ‘kravat takayım mı, takmayayım mı?’ sorusuyla bile, sunacağı bültene ilgi çekmeyi becerdi. Bu soruyu ayrıca kutlamak lazım.

Dikkat çekmek söz konusu olduğunda Ahmet Hakan-Melih Gökçek bir elmanın iki yarısı gibi. Her ikisi de sosyal medyada atışmalarının onlara daha çok ilgi getirdiğini biliyor.

Muhabirler, ekranda, yenilenmenin coşkusunu yaşamaz ya da çok abartılı yaşarlarsa sorun olur. Stüdyodaki adamın en büyük zenginliği, bağlandığında seyircinin kafasında soru işareti bırakmayacak muhabirlerinin olmasıdır. Kanal D, bu konuda şanslı kanallardan birisi.

Önünde program reytingi çok düşük olan bir haber bülteni ne yaparsa yapsın rakiplerinin önüne geçemez. Evvelki sene ATV yaşamıştı bu problemi. O yüzden

Yazının Devamı

CEVABI MERAK EDİLMEYEN SORULAR

16 Ocak 2017

Deniz Baykal siyasete girdiğinden beri, en başarılı konuşmalarını hep genel başkanlık söz konusu olduğunda yapmıştı. Anayasa değişiklik paketi konuşmasını dinleyince sizin de aklınıza “Bunca yıl nerelerdeydiniz?” sorusu gelmiyor mu?

Bize göre kutup dairesine çok daha yakın olan Oslo, Helsinki ya da Ottowa, İstanbul’a göre göre çok daha fazla kar yağışı alan Erzurum ve kuş uçuşu 19 kilometre mesafede ve aynı iklim şartlarına sahip olan Sabiha Gökçen havalimanları kar yağdığında kapanmıyor da, Atatürk Havalimanı her seferinde neden kapanıyor acaba?

Faili meçhul cinayet, faili meçhul soygun olur da, bizden başka faili meçhul ısırma vakası yaşanmış bir ülke daha var mı acaba?

Bir zamanlar uğruna kahramanlık şarkıları bestelenen, vatan toprağı sayılan Kıbrıs, seyircinin ve okurun neden en az ilgi gösterdiği haber başlığı oldu acaba?

BAŞKAN ÇOK BİZDE...

İlber Ortaylı dün “Bizim tarihimizde başkanlık var mı?” diye yazmıştı. Sınıf, kooperatif, sendika, dernek, oda, siyasette belde, ilçe, il derken, yaklaşık 7 milyon başkan unvanlı kişi var bu memlekette. Yani yaklaşık eşit her 11 kişiden biri zaten başkan...

Rekortmen başkan Musa Çelikkol. 1968’de Denizli Şoförler Derneği Başkanı olarak

Yazının Devamı

BİR GARİPLİK VAR BU İŞTE...

12 Ocak 2017

Atatürk Havalimanı ile Sabiha Gökçen Havalimanı arasındaki mesafe kuş uçuşuyla
19 km.

Yani meteorolojik şartlar her ikisinde de hemen hemen aynı. Buna karşın, geçen sene olduğu gibi bu sene de kar yağdığında Atatürk Havalimanı iptal oldu, Sabiha Gökçen gecikmeler olsa da işledi. Ajans haberlerine baktım, Malezya’dan gelen uçak Atatürk Havalimanı yerine Elazığ’a inmiş. İyi de Elazığ’da kar yağışı alan illerden birisi ama oranın havalimanı açık durumda.

Uçuşlar yapılamadığında sadece yolcular sefil olmuyor, havayolu şirketleri de ciddi zarar ediyor. Binlerce insanı otellerde yatıran, yüzlerce uçuşu iptal olan THY’ye kar yağışı maliyetinin 100 milyon lira olduğundan söz ediliyor. Sivil havacılığın küçüldüğü bir dönemde az buz bir rakam değil bu. Geçen Ocak’ta, Amerika’nın Doğu kıyılarını vuran, devlet dairelerini bile tatil ettiren ve 1922 yılı rekoruna yaklaşan kar yağışı sırasında, gecikmeler ve bazı iptaller oldu ama New York’taki 3 havalimanı da açık kaldı. Kopenhag, Oslo havalimanlarına baktım onlarda da ağır kış şartları var ama uçuşlar sürüyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi, kendi sorumluluğunda olan Atatürk Havalimanı’nda yaşananlar için mutlaka bir araştırma yapacaktır.

Yazının Devamı

KAR YAĞIŞININ GÖRÜNMEZ FAYDALARI

11 Ocak 2017

Komşuluğu hatırladık yeniden. Eve ekmek alırken; arabasına yoldaki komşusunu da alan ya da aracı kara saplanan komşuya yardım eden insanlar olduk uzun zaman sonra.

Kar şehirdeki bitmek bilmez uğultuyu azalttı biraz. O yüzden de daha sessiz günler geçirdik.

Kimse evden çıkamayınca bazı şeyleri birlikte yapmanın keyfine vardık bir kez daha.

İstanbul, yoğun kar yağışı altında yaşama tecrübesi çok olan bir şehir değil.

Karda nasıl yürümek lazım, sokak hayvanlarının bu koşulda yemek bulamayacaklarına dair bilgiler, hepsi tamam. Ancak herkesin unuttuğu bir başka alan daha var.

Ağaçlar...

Pazartesi gününden beri bir sürü ağaç ya devrildi ya da koca dalları kırıldı kar yükü yüzünden. Eğer yürüdüğünüz yol hattında bir ağaç varsa, altından geçerken dikkatli olmanızı öneririm.

SiZ ASENA OLSANIZ NE YAPARSINIZ?

Yazının Devamı

BU ADAMIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRDÜNÜZ...

9 Ocak 2017

Önce fotoğrafta gördüğünüz adamı tanıtayım size.

Adı Tobias Huch.

Almanya’da, Liberal Parti milletvekili.

Bilinen iki özelliği var.

Birincisi, koyu bir PKK hayranı. Bu hayranlığını göstermek için Kandil’e kadar gitmiş birisidir kendileri.

Twitter’daki profil fotoğrafı da Kuzey Irak’ta çekilmiştir, o derece bir hayranlık yani.

Tobias Huch’un bilinen ikinci özelliği Türkiye karşıtı olmasıdır.

Yazının Devamı

BARBAROS ŞANSAL’A EN BÜYÜK İYİLİK

6 Ocak 2017

Barbaros Şansal, seyredenlerin hiç de hoşuna gitmeyecek, suç sayılan şeyler söyledi, değil mi? KKTC’den sınır dışı edildi, Türkiye’ye getirildi, mahkemeye çıkarıldı ve tutuklandı. Buraya kadar hiç sıkıntı yok, suç işleyene yargı cezasını verir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme iddiası da zaten ağır bir suçlamadır. Eğer Barbaros Şansal havalimanında linç edilmeye çalışılmasaydı, yaşanan süreçte hiç sıkıntı olmayacaktı. Türkiye üç gündür Barbaros Şansal’ın söylediklerini değil bu linç girişimini konuşuyor.

Saldırganların farkında olduğunu sanmıyorum ama aslında Şansal’a büyük iyilik yaptılar. Hem sözlerinin gündemden düşmesini sağladılar, hem de bir mağduriyet hikayesinin kahramanı haline döndürdüler Şansal’ı.

NOSTRADAMUS KEHANETLERİ GİBİ...

Bir sürü insan Nostradamus kehanetlerinin şifrelerini çözmeye çalışır asırlardır. Bu aralar magazin gazetecileri de benzer bir durumda. Eski çiftlerin, sosyal medya üzerinden isim vermeden birbirlerine laf çaktıkları mesajları çözmeye çalışıyorlar. Gülben Ergen-Erhan Çelik mesajlarından sonra şimdi de Aslıhan Doğan’ın yazdıkları Arda’ya mı diye konuşuluyor. Arkadaşlar uğraşıyor, şifreleri çözüyor sonra mesajı yazan, “Ben ona demedim, ortaya

Yazının Devamı