- Çarşamba günü Wall Street Journal, ABD Başkanı Biden’ın Kongre’ye Türkiye’nin F-16’larla ilgili taleplerine olumlu yanıt verilmesini isteyen bir mektup yazdığını duyurdu. Bu siyasi açıdan sevindirici bir gelişme. 31 Ekim Pazar günü Roma’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Görev sürem boyunca ABD-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi için elimden geleni yapacağım” diyen Biden, şu ana kadar sözünü tuttu.
- Burada dikkat etmemiz gereken nokta şu: Türkiye, ABD’den iki ayrı talepte bulundu. Birincisi, şu an elimizde bulunan 80 civarı F-16’nın en üst seviye olan Block 70 seviyesine çıkarılması, diğeri de 40 adet yeni F-16 satışının gerçekleşmesi. Biden’ın Kongre’ye yolladığı mektupta öncelikle 80 F-16’nın modernizasyonuna onay istediği bilgileri geliyor. Bu, ABD Başkanı Türkiye’ye kazık atıyor anlamına gelmez. Biden, Kongre’deki Türkiye muhaliflerinin itiraz tonunu düşürmek ve biraz da Beyaz Saray’ın gücünü test etmek adına böyle bir adım atmış
Kendi tabanından ve iktidara karşı olan herkesten dokunulmazlık istiyor Ekrem İmamoğlu.
İstediği dokunulmazlık milletvekilliği dokunulmazlığından çok daha fazlası.
Başkan kendisini eleştirenleri “Bilerek ya da bilmeyerek başkalarının değirmenine su taşımakla” itham etti ya, ondan söz ediyorum.
Bu “başkaları” kısmını açmak lazım:
İmamoğlu’nun başkaları kümesindeki isimlerden birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan ise diğeri de CHP Genel Merkezi’nde Kılıçdaroğlu’nun aday olması için uğraşan ekip olmalı.
Yani iktidara muhalifseniz ve Kılıçdaroğlu’ndan da seçim kazanacak performans beklemiyorsanız, “Beni eleştirmeyin”, “Beni yıpratmayın” demeye getiriyor İmamoğlu.
Bizim demokrasimizde seçim sonuçlarını muhalefetin halka umut vermesi değil, vatandaşın iktidarı cezalandırmak için oy kullanması belirliyor maalesef.
Bugüne kadar bu kaide iki kere bozuldu.
Gazeteci takip ettiği 61 yaşındaki adamın kullanıp bıraktığı peçeteyi masadan aldı, ardından onu hemen bir numune poşetine koyup, DNA örneği almak için kliniğin yolunu tuttu.
Aydınlanmamış seri cinayetleri çözmeye çalışan dedektiflerin uyguladığı bu taktikle DNA bilgileri alınan kişinin adı Alexander Stuart-Houston. Sıradan, bir yaşlı ama Hitler’in büyük yeğeni olduğu için DNA’sı son derece önemliydi.
İngiliz gazeteleri de Hitler’in Avusturyalı kuzeni ve diğer 39 uzak akrabasını DNA örneği vermeye ikna ettiler.
Sonra sonuç geldi, Hitler’in akrabalarından alınan örneklerde Haplogroup E1b1b1 adlı bir kromozom bulundu.
Batı Avrupa’da nadir görülen bu gen, en yaygın olarak Fas, Cezayir ve Tunus Berberilerinde ve Aşkenazi ve Sefarad Yahudileri arasında görülüyor.
Aryan ırkın peşinde koşan, 15-16 yaşında Aryanlık testini geçen kızlarla, biraz daha büyük saf ırktan olduğu belli erkekleri çocuk yapsınlar diye kamplarda toplayan, Aryan olmayanlara ikinci sınıf insan muamelesi yapıp, soykırım adımları atan
Orman Genel Müdürlüğü, bu yıl orman yangınlarıyla mücadelede 22 uçak, 55 helikopter, 6 İHA ve diğer araçların görev yapacağını açıkladı.
“2022 yılında orman yangınlarıyla mücadelede, 22 uçak, 55 yangın söndürme helikopteri, 6 idare helikopteri, 6 İHA, tanker uçaklar için 500 ton geciktirici, 1359 arozöz, 2.270 ilk müdahale aracı, 692 iş makinesi ve 21.000 personel görev yapacak. Ayrıca Havacılık Dairesi Başkanlığı kuruldu.”
* Türkiye bürokrasisi uzun zamandır kamu adına sorulara cevap vermiyor. Orman Genel Müdürlüğü, çarşamba günü sorduğum sorulara yanıt verdi.
15 dakika içinde
Yanıtta tüm sorularımın cevapları olmasa bile, iletişim kurma nezaketinin gösterilmiş olması önemli. Yazıya herkesin çok merak ettiği uçak ve helikopter sayısıyla başladım ama Orman Genel Müdürlüğü de benimle aynı fikirde: “Orman yangınlarında asıl unsur karadan müdahaledir. Sizin de yazınızda vurgu yaptığınız gibi orman yangınlarında hava araçlarının tek başına yangının
Dünyanın 3. büyük ham petrol tüketicisi olan Hindistan, Rusya’dan varili 70 dolardan ham petrol almak istiyor.
Brent petrolün varil fiyatının 109 dolar seviyelerinde olduğunu düşünürsek bu inanılmaz bir indirim.
Delhi, indirim istemesinin gerekçesini, Moskova ile iş yapmanın artırdığı maliyetlerini karşılamak olarak açıklıyor.
Hindistan S-400 aldı, sınır hattında aktif hale getirdi; ABD Hindistan’da F-16 üretmek için fabrika kurdu.
Üretilecek uçak en üst seviye Block-70’ten bile daha gelişmiş olacak, adına da F-21 denilecek.
Türkiye, Rusya’dan S-400 aldı, F-35 programından çıkarıldı, F-16’larıını modernize etmek ve yeni uçak almak istiyor ama atılmış somut bir adım yok. Hindistan, Batı’nın tüm çağrılarına rağmen Rusya yaptırımlarına katılmadı, Türkiye, Boğazları kapattı, askeri uçuşları Suriye dahil sınırlandırdı.
Bu çifte standart ortadan kalkmadığı sürece Türkiye-ABD ilişkilerinde ancak kaplumbağa adımlarıyla iyileşme yaşanır.
Eski bir Senato ve özellikle de Dış İlişkiler Komitesi üyesi olarak eski me
Adam, komedyen diye dalga geçilemeyecek kadar strateji sahibi.
ABD parlamentosuna hitap ederken ırkçılık karşıtı Marthin Luther King’in cümlelerinden alıntı yapıyor, yaşadıkları savaşı Japonya’nın Pearl Harbour baskınına benzetiyor.
Japon meclisine hitap ederken nükleer savaş tehlikesinden söz edip, Hiroşima ve Nagasaki’ye ABD’nin attığı atom bombalarının acılarını akıllara getiriyor.
İngiltere parlamentosuna Shakespeare’in sözüyle seslenip, Fransa parlamentosuna konuşmasında, Fransız devriminin mottosu “Özgürlük, eşitlik, kardeşlik” ifadesini kullanıyor.
Yunanistan parlamentosuna hitap ederken din kardeşliğini vurguluyor, İsrail parlamentosuna hitap ederken yaşananları Nazilerin Yahudi soykırımına benzetiyor.
Her konuşmada nabza göre şerbet var, her konuşmada üstü kapalı suçlama var, her konuşmada doğruluk timsali benim, bizi desteklemediğiniz takdirde siz de kötülerden birisiniz alt mesajı var.
İsrailliler Zelenskiy’in parlamentoya hitap talebini hemen kabul etmemişlerdi, boşuna değilmiş kaygıları.
Ukrayna Devlet Başkanı, ABD Senatosu ve Temsilciler Mecli
Ziya Paşa’nın Terkib-i Bend eserinin en bilinen beytinden esinlendim başlık için.
Tanzimat Dönemi’nin bu önemli şair ve fikir adamının bürokrasi macerası başlı başına Osmanlı’dan Türkiye’ye değişmeyenlerin hikâyesidir ama konumuz o değil.
Konumuz Atina’da, İzmir’in işgalinden önce başlayan ve Nisan 2022’de halen devam eden “Herkesi kör, âlemi sersem sanma” virüsü.
İşin ilginç tarafı, Yunanlıların 100 yıldan fazla bir zamandır, bize değil, bize karşı “müttefik” olduklarını söyledikleri ABD’li, İngiliz ve Fransız liderlere ve en önemlisi kendi vatandaşlarına kör ve sersem muamelesi yapıyorlar.
ABD’nin Ankara’daki Büyükelçisi’nin haberi olsun, 16 Mayıs’ta da Beyaz Saray’da Yunanistan Başbakanı Miçotakis ABD Başkanı Biden’a kör ve sersem muamelesi yapacak.
***
Hikâyeyi sondan başa doğru anlatayım:
Son bir haftadır Ege semaları yine fazlasıyla ısındı, gerginlik havada müdahaleye kadar vardı.
Nusret’in tuz dökme şovunun ardından, aynı siyah plastik eldivenlerle yapılan et servis şovları başlamıştı.
Bu yetmezmiş gibi şimdi bir de havuç dilimi baklava kaymaklama şovu başladı.
Sanki atomu parçacıklarına ayırır bir havada, havuç dilim baklavanın arasına kaymak sürmenin şovu mu olur?
Bir de şovu yapan, ameliyattaki doktorun hemşireden neşter istemesi gibi, yanındaki komiden iki tane bıçak alıyor falan.
Görgüsüzlük bu topraklarda öyle yayıldı ki artık yediğimizin tadı değil, başka masaların dikkatini çekecek şekilde sunum yapılmasını önemser hale geldik.
Bu saydıklarımın tamamı aslında olmayan eğitim, ezbere dayanan öğretim sistemimizin sonucu.
Tıpkı oturduğu koltuğa değer katan değil, oturduğu koltuktan değer bulan adamların çoğalması gibi bir durum bu da...