‘Ağrı Dağı’nı iade edin, sorunlar geride kalır’ Yazının ilk cümlesini İngiliz Avukat Geoffrey Robertson tarafından yedi yıl önce BBC’ye verilen bir röportajdan aldım. BBC Robertson’u bir “İnsan hakları avukatı” olarak tanıttı ama sonra, son soruda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülen Perinçek Davası’nda, Ermenistan adına görev aldığını söylemek zorunda kaldı.
Başlıktaki öneri İngiliz Avukat Geoffrey Robertson tarafından yedi yıl önce BBC’ye verilen bir röportajda dile getirildi. BBC Robertson’u bir “İnsan hakları avukatı” olarak tanıttı ama sonra, son soruda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülen Perinçek Davası’nda, Ermenistan adına görev aldığını söylemek zorunda kaldı. Bugün soykırım iddialarına kaynaklık eden “Mavi Kitap”ın İngiliz İstihbarat Servisi eseri olduğunu hatırlayınca şaşırmıyor insan.
İngilizler, Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili olarak Malta’da bir mahkeme kurdular. Hani İstanbul’daki son Meclis-i Mebusan basıldıktan sonra tutuklananlar Malta’ya
12 Eylül’ün ardından Kenan Evren ve şürekâsı çok şeyi yasakladı hayatımızda.
Solcuların kullandığı kelime diye TRT’de “Evren” demek de yasaklandı.
Aziz Nesin, bu kararın ardından Kenan Evren’e Kenan Kâinat diye seslenmeye başlamıştı.
Sadece TRT’deki kelime yasaklarıyla sınırlı kalmadı 12 Eylül’ün gölgesi, eğitim sistemini hallaç pamuğu gibi attılar.
İlk işleri resmi tarihi daha da resmi hale getirmek oldu ve elbette şairleri de yasakladılar okullarda.
Okuduğumuz, Erzurum ve Sivas kongrelerini hatırlamaya çalışın bir an.
Ne öğrettiler bize; İstanbul Hükümeti İngiliz mandasını savunuyordu ve Mustafa Kemal Atatürk ile beraber Anadolu’ya geçenlerin tamamı bağımsızlık yanlısıydı.
Yasaklı Nâzım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı’nın 2. Bap’ı, Erzurum ve Sivas kongrelerinde ABD mandası için uğraşanları anlatarak başlar.
Sahne 1 - Kasım 2020
ABD'de seçim sonuçları belli olduktan yedi ülkeyi kapsayan veda ziyaretine çıkan Trump'ın Dışişleri Bakanı Pompeo Türkiye'ye de uğramıştı.
İstanbul'da Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos ile görüşen Pompeo, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun Ankara'ya uğraması davetini kabul etmemiş ve Cumhuriyetçi küstahlığıyla "Görüşmek istiyorsanız İstanbul'a gelin" demişti.
Ankara, haliyle bu küstahlığı cevapsız bıraktı, ABD Dışişleri Sözcüsü de program sıkışıklığı gibi bir bahane uydurdu.
Sahne 2 - Ekim 2021
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, Washington'da, ABD Dışileri Bakanı Blinken ile buluştu.
Görüşmede, Yunanistan'ın Dedeağaç, Souda, Litochoro, Stefanovieio ve Larissa gibi şehirlerinde kurulan ABD üslerinin varlığını beş yıl daha uzatan anlaşma imzalandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak Operasyonu belli ki terör örgütünün canını çok yakmış.
Terör örgütü yöneticilerinden Duran Kalkan, "Savaşı şehirlere yayacağız" diye konuşmuş.
Görün, duyan da zannedecek ki PKK terör örgütü hiç şehirlerde eylem yapmaya çalışmıyor.
Son iki yılda büyük şehirlerde alınan canlı bomba sayısının açıklanmaması deneme olmadığı anlamına gelmiyor.
Terör örgütü şu an sempatizanlarını kullanarak sağda solda araba yakıyor.
Sahibinden devren satılık terör örgütü PKK'nın ABD ile yürürken Rusya ile flört etmesine alışkınız.
Fakat Kuzey Irak'ta yönetime yakın medya sitelerinde de garip işler oluyor.
Margherita Husmanov, daha 20’li yaşlarının başında olan Ukraynalı bir kadın.
Ülkesinden Polonya’ya geçtiğinde aklında yardım gönüllüsü olmak yoktu.
Ama ne İngilizce ne de Lehçe bilen Ukraynalı kadınları görünce sınırda kalıp onlara yardım etmeye karar verdi.
Gönüllü olduğu ilk gün İtalya’da seks sektöründe kullanmak üzere kadın arayan üç kişiyi polise yakalattı.
Polonya-Ukrayna sınırında başka kahraman kadınlar da var.
Onlardan biri, geçmiş yıllarda fuhuşa sürüklenmiş, sonra bir şekilde kurtulmuş, adını değiştirmiş ve şimdi çocukları ve yuvası olan bir kadın.
Başka kadınlar da aynı zorlukları yaşamasın diye Polonya sınırında gönüllü olarak çalışıyor, gördüğü her şüpheli kişiden kimliğini soruyor, kayıt yaptırmalarını istiyor.
Ama bu cesur kadınların çabası yeterli olmuyor.
'ABD, Türkiye’yi Batı’ya döndürmek için savaşı fırsat olarak görüyor'
Başlıktaki değerlendirme bana değil Yunanistan Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına ait. Ankara'ya karşı duruşu bilinen başkentler Viyana ve Roma'dan gelen övgülerin ardından, Yunan Dışişleri gazetelere bilgi yağdırmaya başladı.
Durum Atina açısından öyle acıklı bir hale gelmiş ki mayıs başında görev süresi dolacağı için Atina'dan ayrılacak olan ABD Büyükelçisi Jeffrey Payat'ın Washington'a döndükten sonra enerjiden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak atanacağı, Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı, Türkiye düşmanı, Robert Menendez'in de zaten F-16 satışına izin vermeyeceğini yaza yaza anlatıyorlar Türkiye'nin Batı'daki hızlı yükselişini.
Bu ve benzeri züğürt tesellisi cümleleri çıkarınca geriye kalan bilgiler şöyle:
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Noland, 2023 yılında iki ülkede yapılacak seçimlere kadar, Atina-Ankara ilişkilerinde gerginlik istemediklerini Atina ve Rum Kesimi'nde görüştüğü muhataplarına söylemiş.
Üst
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler, Silahlı Hizmetler ve İstihbarat Komitesi üyesi 44 milletvekili 4 Nisan tarihinde ABD Başkanı Biden’a bir mektup gönderdi.
Mektupta Ukrayna’ya daha fazla yardım edilmesi için çeşitli talepler sıralandı.
Bu taleplerden biri, hava savunma sistemi için Ukrayna’ya Stinger füzelerinin yollanması, diğeri de Rus kuşatma taktiklerini kırabilecek uzun menzilli ve gelişmiş SİHA’ların teslim edilmesi oldu.
ABD Temsilciler Meclisi üyeleri gelişmiş ve uzun menzilli SİHA’ları “Örneğin Bayraktar TB2) diye tanımlamış.
Derdim bu talep değil, başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Bayraktar TB2 için ABD’den Yunanistan’a kadar birçok ülkede övgü dolu cümleler kuruluyor.
Ermenistan’da milislerin eğitiminde başarısızlık “Bayraktar sizi vurdu” cümlesiyle anlatılıyor.
Buna karşın, Bayraktar TB2 sadece Türkiye’de oyuncak uçağa benzetildi, dünya genelinde her yerde üzerine atlanacak bir eğitim geçmişine sahip olan Selçuk Bayraktar “Erdoğan’ın damadı” o
20 Temmuz 1974 sabahının ilk saatlerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı paraşütçü birlikleri Lefkoşa’nın hemen dışındaki Gönyeti bölgesine dalga dalga inerken, SAS birlikleri de Girne yakınlarındaki küçük plajın sahilde kesimini taramış, patlayıcıların olmadığının anlaşılmasının ardından çıkarma gemileri kumsala kapak atmaya başlamıştı.
Bugüne kadar kim oldukları hiç konuşulmadı ama Rumların “Çıkarma Mağusa kıyılarına mı yapılacak?” diye düşünmesini sağlamak için yükleriyle o bölgeye yollanan ticaret gemileri de tekrar Karpaz burnuna doğdu dümen kırmışlardı. Aynı dakikalarda Atina’da telefonlar çalmaya başladı. 15 Temmuz Sampson darbesinden beri “Türkiye hep konuşur ama bir şey yapamaz” diyen Albaylar Cuntası, Kıbrıs Barış Harekâtı başlayınca Türkiye’ye savaş açma kararı verdi. Ankara zaten böyle bir ihtimali hesaplamış, sınır hattında önlemler almış, tüm Ege ve İstanbul dâhil Yunan uçaklarının menzilinin yetebileceği alanlarda karartma uygulamaya karar vermişti.
Fakat