Küresel kriz falan benim umurumda değil. Yazı başlığım ‘Para’ ya, bu yüzden küresel krizi kast etmedim.
Yüz yıllardır şu her şeye kadir denilen paranın, biz insanoğluna yaptıklarını düşündüm biraz.
Para için rezil de olduk vezir de.
Katil de olduk kibir sahibi de...
Güç elde ettik parayla, köleliği modernleştirdik kendimiz için.
Aç ruhlarımızı doyurduk. İsteklerimizi yaptık parayla.
Acı çektirdik ya da çektik.
İki yüzlü riyakar tavırlar sergiledik para için. Eğlendik , güzelleştik, istediğimize istediğimizi yaptırdık parayla...
Eğitimimiz bile paraya bağlandı bu yüzyılda! Seksi ve aşkı bile parayla satın aldık birçok zamanlar. Saygıyı da öyle... Ya da biz öyle sandık.
Parayla başka bir havayla yürüdük ya da para yoksa pek bir eziklendik, aşağılandık, çokça da küçümsendik.
Aç kaldık bazı zamanlar. Üşüdük, saygı görmedik, itildik kakıldık.
Para, erişemediğimiz bir güç de oldu çoğu zaman...
Çocuklarımız, aile efradımız bile bizi para için sevmediler ama seviyor gibi yaptılar. Gerçekten sevenler galiba çok azaldı.
Parayı elde etmek için biz insanoğlu kendi çaplarımıza göre çok uğraştık.
Çok çok elde edenler iyice mutsuz oldu. Para hala çalım atmaya devam ediyor. Edecek de...
Biz de paranın bu havasıyla sahte oyunlarımıza devam edeceğiz. Adına da ‘Yaşamak’ diyerek...
Dostluk sevgi aşk yardım gibi erdemlerden uzak yaşayacağız. Ayrıca iyi hatta çok iyi eğitim fırsatlarını ‘para’ yüzünden çoğumuz elde edemeyeceğiz.
Çünkü para, ‘Bilgi’ çağında olmamıza rağmen en öndeki tahtını koruyor ve koruyacak da. Tek gerçek sevgiye dokunamıyor bu para!
“Bana ne” diyorum kendime, “bana ne!”
Para istediği kadar çalımını atsın, ben iyi olayım, sevgilerimi koruyayım yeter!
Hayat zaten çok kısa. Acelem var! Yaşamalıyım akıllıca, neşeyle.
Para benim köpeğim olsun.
Ben onun değil!
Tavizim yok paraya ve onun çalımına!
Parasız bile ölürüm en sonunda. Paranın çalımından bana ne!