Genç görünmekten utanır olmak!
Ya ruhumuz?
Televizyon programları, filmler, diziler, dikkat ettiyseniz hep genç ve orta yaşa yakın tiplere göre düzenli.
Mankenler ince, uzun, güzel ve de çok genç.
Krem reklamları da öyle.
16-17 yaşındaki kızların cildi, yüzü ile tanıtılıyor.
Siz sürünce, “Neden onun gibi olmadım” diyorsunuz.
Olamazsınız; çünkü siz 17 yaşında değilsiniz.
Yaşamak-moda sektörü sadece gençlere göre ayarlanmış.
Bunun 40’lı, 50’li, 60’lı, 70’li yaşları olan izleyici kitlesini es geçiyorlar.
Sebep: Artık yaşlandın!!
Senden geçti, sus; eleğini as duvara ve otur!
Öyle pembe, kırmızı giyme, dans etme, ortalara atılma, fazla gülme yakışmaz!.
Çünkü yaşlandın!
Diyet listeleri
Öte yandan “Sağlıklı yaşamak sürekli genç görünmek nasıl olur”lu programlar daha da yoğun olarak gündemde.
Diyet listeleri çarşaf çarşaf...
Botoks dolgu her an, her gün gözümüzün önünde...
Ama genç görünme çabası olarak algılandığından ‘Canım onun yaşı 60’larda estetik botoks, her şey var’ gibi ince küçümsemeler ve fısıldaşmalar!
Başlıyor-sunuz inceden utanmaya!
Çünkü estetik yaptırıp diyetleri uyguladıysanız, kısacası yaşınız 50-60 civarı ise ve diri/genç görünüyorsanız, utanıyorsunuz.
Çünkü içlerinden gülüyorlar.
Filanca ‘70’i geçti, ne işi var iş hayatında’ ya da ‘falancalar siyaset yapmasın’ diyoruz.
Yani en çok toplum itiyor insanı bu darlıklara.
Sektörler biraz daha akılcı olsa, insanların bedenlerinden çok ruhlarını nasıl yavaş yavaş yaşlandırdıklarına uyansalar, daha iyi paralar kazanabilirler.
Yalandan konuşmalı konu ve reklamları, orta yaş grubu yemiyor artık.
Ama birçok insanı etkiliyorlar.
Zamanla birçok yeni huy çıkıyor insanlarda, yeni alışkanlıklar, tavırlar, birçok şeyden vazgeçmeler.
Her türlü yeniliğe kendini kapatmalar, merakları yitirmek, çevreyle ilgilenmekten vazgeçmek. Kısacası eriyorsunuz.
Dıştan genç gibi dirisiniz, spor da var üstelik...
Ama ruhunuz erimeye başlıyor.
Utanmalarla başlıyor.
Üstelik hiçbiri birdenbire olmuyor bunların.
Önce ruhumuzu, sonra bedenimizi yaşlanmaktan korumalıyız.
Vee “İnadına eskimeden kaliteli yaşamaya devam etmeliyiz” diye de ekliyorum.
Her zamanki gibi, saygılar ve sevgiler...