Özden Kaptanlar

Özden Kaptanlar

ozden-kaptanlar@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen sene arkadaşlar “Prag’a gidelim” dediler. Tarihi binaların dokusu çok iyi korunmuş.
Evleri bile eski yüzyıllardaki konumunda...
Hani ben 18. yüzyılda ölsem, 20. yüzyılda tekrar doğsam, ruhum hemen her köşeyi tanıyacak!
Yeni bedenimde gezdiğim her sokağı, binayı, köprüleri biliyorum diyecek.
Tıpkı Mardin, Amasya misali Avrupalı masal şehri, ‘müze şehri’ diyorlar ve bir güzel pazarlıyorlar. Turizm sektöründen aldıkları paylar oldukça yüksek ve 4 mevsim hareketli.
Adamlar ileri görüşlülermiş bence. İngiltere’nin belli semtlerindeki evlerin dış yüzeyleri de bozulmadan kalmıştır.
İçlerini de çağa uygun olarak restore ederler fakat dış yüzeylerine dokunmazlar.
Onlar da asilzade uyanık İngilizler ve Fransızlar ya!
Kısacası tüm Avrupa bu işi biliyor da bizim İzmirliler niye bunu görememişler?
Vizyonları ne kadar darmış meğer!
Şimdiki belediyelere sesleniyorum:
Orada kimse varmı? Kaldırım ve çiçeklerle bu iş olmuyor.
Neden gitmedim?
Prag’a gitmedim. Vize almak için gittiğinizde neredeyse üzerinizde kaç tane iç çamaşırı var onu bile soruyorlar.
Malını, mülkünü adamlara belgeleyeceksin, isterlerse sana vize verecekler.
Sonra “Gel şimdi bu şehri gezebilirsin” diyecekler.
Bu durum ağrıma gittiği için Prag’a gitmedim.
* * *
Aklım geçmiş yıllara gitti. İzmir’in çok eski resimlerine baktım.
9 Eylül’de kurtuluşunun ardından 13 Eylül’de yakılan İzmir’in o eski tarihi evlerine, yollarına baktım hüzünle!
Fanatik İzmirliyim ben... Bu nedenle de isyan haline giriverdim. 17. ve 18. yüzyıldaki İzmir’in o müthiş evlerine ve yaşantısına baktım, içim acıdı.
1960’lardan başladığını düşündüğüm imar katliamına kimler imza koymuştu acaba?
Çin seddi gibi Kordon’daki apartmanlar, Karşıyaka’da kaybolan o güzelim iki katlı evler, dükkanlar, Güzelyalı sahili ve üstündeki güzel evler neden yıkılmış?
Kimler vermiş bu kararları?
“İzmir’de vizyonu dar ehil olmayan yöneticiler” diye geçirdim içimden...
Şimdi pek çoğu ölmüştür, diye düşündüm. Körfez’in durumunu hiç anlatmayayım. Zaten durumu apaçık ortada.
Ortalama 20-30 bina dışında İzmir’in tarihi durumunu mahvetmişler.
Suları kokan, gitgide batan Venedik bile kendini pazarlayabiliyorsa, biz İzmir’den nasıl bir rant elde edeceğiz?
Bunları düşünmek lazım. Geçmiş kuşaklar malesef bunları düşünmemiş. İzmir’i mahvetmişler.
Buna rağmen yine fanatik İzmirliyim!
Yukarıda bahsettiğim şehre gitmiyor ve prim vermiyorum.
Dip not: Ayrıca şehrin her yerindeki baz istasyonları da bizi hasta etmeye devam ediyor.
Kanser, aldı başını gidiyor. Çözüm istiyoruz.