İnsanı yaşatan nedir?
İnsanı hayata neler bağlar?
Yukarıdaki cümleyi söylemekle başlar her şey aslında...
“Her şey çok güzel olacak” derseniz ve sürekli olarak tekrarlarsanız, nasıl güzel olacağının farkındalığına vardığınız anda içinizi ince bir meltem esintisi ferahlatır.
Umutlarınız baş köşede ve tahtında oturmalıdır.
Hayat ve insanlar sizi ters kepçe getirse de umutlarınız vakur bir edayla tahtında istifini bozmamalıdır.
“Bu da geçer, birazdan her şey güzel olacak” der size içinizdeki o ince fısıltı...
Umutlarınızın en iyi hizmetkarlarından biri de gözlemleriniz ve anılarınızdır.
Hemen yanında da tecrübeleriniz ve elde edeceğiniz yeni bilgiler yer alır.
Ardında da değerleriniz dimdik ayakta durur.
Beyninizdeki sizden umut bekleyen hücreleriniz sizin emrinizi bekler ve asker gibi harekete geçer. Hemen arkasından siz buyurursunuz tekrar...
“Her şey çok güzel olacak, korkmuyorum hiçbir yenilgiden... Ben yine işlerimi yoluna koyarım. Şeklini şemalini bilmem ama her şey çok güzel olacak” dersiniz beyninize...
Ağladığınız zamanlarda bile!
* * *
Veee olur da... İşler, olaylar yolunda girmeye başlayıverir birden...
Her şey bu kadar basittir. Biraz güven, imanlı bir cesaret ve azim...
Bunları sürekli şarj etmeniz beslemeniz şarttır.
Zaten Allah ruhumuza ve bedenimize her türlü donanımı koymuştur.
İşte bizlerdeki büyük sır, beynimizin içindeki bu hizmetkarların oyununda saklıdır.
Onlar sadece ve sadece sizin sihirli sözünüzü, kısacası parolanızı bekler.
Özetle un var, şeker var, yağ var. Helvayı da yapmak size kalmış.
Ağlamayın artık. Sızlanmaya da gerek yok. Kadere sitem etmeye de...
Burada dikkat etmeniz gereken tek şey kendinize acımamanızdır.
Umutlarınız sizi yaşatır ve yaşam oyununda heyecanlar verir.
Denemesi bedava... Önemli bir taktiktir; tavsiye ederim.
Şansınızı küstürmeyim. Kaderinize küfretmeyin. Bırakın hayata kurban olma rolünü...
Unutmayın; parola “Her şey çok güzel olacak” sözüyle başlar.
