Bir düşünüre sormuşlar:
“Güneş altında söylenmemiş ya da yazılmamış hiçbir söz kalmadı. Siz neyin çabasındasınız?”
Soranların arasındaki bir filozof cevap verir:
“Doğru. Söylenmedik söz kalmadı ancak bu sözlerin sadece binde biri anlaşılabildi.”
Bu yazıyı okuyunca, tüm köşe yazarlarının, romancılarının yüzyıllardır birbirlerinden esinlenerek yazdıklarını hissettim ve söyle düşündüm:
“İnsanlar aslında bir şey yaratmıyorlar. Hani yaratıcı deriz ya bazı insanlara... Bence yaratıcı olan sadece ve sadece Allah’tır. Biz insanoğlu buluşçuyuz, keşfedeniz.”
Ya haklı cüret ya imanlı cesaret...
Ya dava ve cesaret sahibi olacaksın, aynı zamanda köke inen samimiyetin olacak.
Haklıysan cüretkar olacaksın! Ama haklıysan... Doğru olduğuna inandığın konudan taviz vermeyeceksin.
Bu durum biz insanoğluna yalnızlıkları illa ki getirir. Bununla da dost olabiliyorsan seni biraz zor yıkarlar.
Karalama defterime yıllar önce kendime yazdığım moral yazılarımı sizlerle paylaştım. Dünya telaşlarım, duygusallıklarım, kavgalarım, aldanışlarım, pişmanlıklarım..
Sizlerde de olan sahip olduğumuz duygular bunlar...
Ben edebi edepsizden öğrendim. Edepsizse bana güldü ve aldattığını sandı!
Eminim bu cümlede de birçok kişi kendini benimle birlikte bulacak.
İşte sessiz güç olmak bu...
Tüm yukarıda yazılanları ruhumuzda harmanlamak ve hayata yürümek. Hem bu kadar zor hem çok basit.
Hayatta kendime adıma iddaya girebileceğim şeylerden en önemlisi bunca kirliliğe karşın biraz insan kalabilmiş olmamdır. Aldatan aldattığını sansın.
Dedim ya sessiz güç olmak hem kolay hem zor. Sabır ister, gözlem ister, asalet ister ve de cesaret.
Aramızda pek çok sessiz güç var. Biliyorum ve gözlüyorum. Ve de onlara saygılarımı sunuyorum.