Zülfü Livaneli
Bad Kreuznach...
Almanya'nın şifalı sularıyla ve tedavi - dinlenme merkezleriyle ünlü kenti.
Yemyeşil ormanlar arasına saklanmış şirin bir belde.
Kentin en ünlü yapısı Park Otel.
Bu görkemli yapıya girdiğiniz andan itibaren sizi bir Cermen atmosferi kaplıyor, bir Alman baroku havası içine giriyorsunuz.
Neredeyse Thomas Mann'ın Büyülü Dağı'ndaki insanlara benzeyen tipler dolaşıyor etrafta.
Görkemli salonlarda bir Alman orkestrası Mavi Tuna valsini çalıyor ve bu derece Cermen olan ortamda birdenbire sizi şaşırtan, hatta irkilten bir köşeyle karşılaşıyorsunuz.
Otelin lobisinde bir Atatürk maskı size gülümsüyor, altında da bir yazıt var.
Bu şaşırtıcı köşenin nedenini öğrenmek istediğinizde ise daha da şaşırtıcı bilgiler çıkıyor karşınıza.
***
Park Otel I.
Dünya Savaşı yıllarında Alman Genelkurmay Karargahı olarak kullanılmış.
Birçok ünlü
devlet adamının ve askerin buluşmasına tanıklık eden bu binada Mustafa Kemal'de padişah yaveri olarak Almanya'ya geldiğinde birkaç gün kalmış.
80 yıl önceki bu anı, 97 yılının 23 Nisan'ında otele bir Atatürk köşesi yapılması ve bir salona Atatürk Salonu adı verilmesiyle tekrar canlanmış. Mainz Başkonsolosu Gürsel Demirok'un bu konuda katkıları büyük. 23 Nisan günü Park Otel'deki Atatürk Salonu bir törenle açılmış.
Salonda yine bir Atatürk büstü ve altında yazıt, duvarlarda ise Atatürk'ün yaşamının çeşitli dönemlerine ait çok ilginç fotoğraflar yer alıyor. Bir de konukların düşüncelerini yazması için bir şeref defteri konulmuş.
***
Biz de Gürsel Demirok'un nazik daveti üzerine Maria Farandouri ile birlikte bu ilginç oteli gezme olanağını bulduk. Atatürk Salonu'nda otururken bu salonun hiç de dar milliyetçilik kalıpları içinde düşünülmediğini, tarihe tanıklık eden bir kültür ortamı içinde bulunduğumuzu düşündüm ve sevinç duydum.
Maria Farandouri ile birlikte Türk ve Alman basınına Atatürk büstünün altında fotoğraflar çektirdik. Daha sonra da şeref defterine izlenimlerimizi yazdık.
Maria Farandouri yazısında Atatürk'e olan hayranlığını belirttikten sonra, Türk - Yunan dostluğuna emek vermiş bir başka devlet adamını, Venizelos'u da anarak bu büyük kişiliklerin hedefi olan Türk - Yunan dostluğu yolunda çabalarını sürdüreceğini ve şarkılarını söyleyeceğini vurguluyordu.
***
Gürsel Demirok'a bu ilginç otele Türkiye'den turistlerin gidip gelmediğini sordum, yanıt ne yazık ki olumsuzdu. Gürsel Demirok bu salonu ve oteli Türkiye'ye yeterince tanıtamadıklarını düşünüyordu.
Oysa otel Türkiye'den gidecek turistler için olağanüstü bir kür merkezi olmasının yanı sıra bu derece Cermen kültürüne gömülmüş bir oteldeki Atatürk Salonu'yla karşılaşma sürprizlerini ve genç Mustafa Kemal'le aynı otelde aynı binada birkaç gün geçirme olanağını sağlayacak ilginç bir deney olabilirdi.
19 Mayıs arifesinde bu pazar günü size bu oteli ve hepimize onur veren Atatürk Salonu'nu tanıtmak istedim.
Yazara Emaillivaneli@milliyet.com.tr