150 gündür 14 yaşındaki bir çocuğun kafatası kırık, hayatı çalıntı.
Aylardır komada, aylardır ameliyat üstüne ameliyat.
Belki bugün son müdahalelerden sonra uyanacak.
Belki bugün bizlere neredeyse yarım senedir içinde olduğu rüya alemini anlatacak.
Peki biz ona nasıl hesap vereceğiz?
Ekmek almak için dışarıya çıkmıştın güzel çocuğum.
Başına biber gazı kapsülü isabet etti.
Tek suçun oradan geçmekti.
Ama asıl suçlular sorgulanmadı.
Ailen diken üstünde bekledi, senin yanından ayrılmadı.
Basın toplantısı yaptı, merkez medya görmezden geldi.
Yasal işlem başlatılsın diye didindi. Sonuçsuz kaldı.
Bırakın özrü, seni terörist bellediler. İtibarsızlaştırmaya çalıştılar. Sahte delillerle, zalimce zan altında bıraktılar.
Parasız eğitim isteyen öğrenciler senin ismini dillendirdi. Onları da suçlu bildiler.
“Berkin Elvan onurumuzdur” diye feryat edince emniyette sorgulandılar.
Avukatları, “Berkin Elvan sloganı suç teşkil edemez” diye açıklama yapmak zorunda kaldı.
Anlamıyorum, 14 yaşındaki bir çocuk mu koca devleti korkutuyor?
Çocukların ahlak polisliğini yapma konusunda tereddüt yok; o zaman çocuklarımız veli nimet. O zaman çocuklarımız istikbal de, bu çocuğa gelince mi sus pus olunuyor?
Berkin sizin de çocuğunuz değil mi?
Berkin sizin günahınız değil mi?
Berkin’in sizin çocuklarınız kadar hakkı yok mu?
Bu kadar mı ayrımcısınız?
Bu kadar mı gaddarsınız?
O 150 gündür uyuyor.
Peki onu vuranlar uyuyabiliyor mu?
Konuyu unutturanlar uyuyabiliyor mu?
Görünen o ki uyuyorlar. Uyutuyorlar.
En iyi bunu yapıyorlar.
Konudan konuya uçuş.
Oysa, senin ilk aşkını yaşama zamanın.
Senin sokaklarda futbol oynama zamanın.
Senin deliler gibi dans etme, okul kırma zamanın.
Kim sana bunları geri getirecek?
Senden bunları çaldılar, kim senden özür dileyecek?
Belki bu arada doğum günün geçmiştir, bilmiyorum.
Ama sen bizim için 14 yaşındaki çocuk olarak kaldın. Zaman seninle durdu.
150 gün.
Kitabı Mukaddes’te Büyük Tufan’dan 150 gün sonra sular çekilmeye başlar.
Sonsuzluk bölünür, sessizlik delinir, yeni hayat yeşermeye başlar.
Sıra sende. Senin kırılacak sessizliğinde.
Hadi Berkin uyan.
Uyan da biz de uyanalım.