YazarlarPetersburg’da beyaz geceler

Petersburg’da beyaz geceler

09.07.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Petersburg’da beyaz geceler

Petersburg’da beyaz geceler




Antalya Ruslar için ikinci vatan oluyor. Ekmek kapısı değil; güneşe serilen, serin sulara kulaç atılan, yanında da yenilen içilen bir cennet, hem de en ucuzu.
Türkiye’ye en çok turist gönderen St. Petersburg’daki Flamingo Turizm’in Başkanı Natalia V. Rykava gibi düşünüyor, Rusya’nın en büyük acentesi TAVS (Central Avition Tiket Agency) Genel Müdürü Samochko Peter Ivanovich de; "Türkiye’nin, ‘kısa, esmer, korkulan’ imajının yerini ‘tarih, kültür, tatil’ aldı" diyor.
Balıklarımızı tuttuk, Rusya Federasyonu Başkanı Putin ile Fransa Devlet Başkanı Chirac’ı da ağırlayan salaş balıkçıda gece saat 01.00’de "güpegündüz" yemeğimizi yiyoruz. Petersburg’da "Beyaz Geceler" ışığı yanıyor. Gece, saat 02.00 gibi görünüyor, 05.00’te ise gün ağarmaya başlıyor, karanlık için zamanı yok, mayıs - temmuz aralığında.
Ne susuyor, ne duruyor; koşuyor zamana karşı. Bu koşunun atletlerinin başında 150 milyon nüfuslu Rusya Federasyonu’nun vatandaşları geliyor, ardından Almanlar, Türkler henüz dördüncü sırada. Ne var ki Türkler buranın gözde konukları; Ruslar gibi yiyiyor, içiyor, harcıyorlar!

Bonkör biliniyoruz
Ivanovich bir fıkra ile Ruslar ile Türkleri birbirine benzeten özelliği vurguluyor. Bir Rus ile Türk restorana gitmiş. Rus hesabı ödemiş, garson paranın üzerini getirdiğinde "Kalsın" demiş. Türk cömertliğin altında kalır mı? Vestiyere gitmiş, paltosunu vermişler, "Kalsın" demiş...
Rusya’ya giden Türkler zenginlerimiz, kumara eğlenmeye para ayırabilen turistler. Ya Antalya’ya gelen Ruslar? Onlar pek Rusya’nın en zenginleri sayılmıyor. Daha çok orta hallice olanları. İspanya, İtalya gibi turistik ülkeler, Ruslar için cazibe merkezi olsa da gürültülü ve radar sistemi olmayan uçaklarını kabul etmeyen, vize zorluğu çıkaran ve fiyatı Türkiye’den pahalı olan, uzak hedefler. Türkiye ise bu olumsuzlukların hiçbirine sahip olmadığı gibi, İspanya’da üç yıldızlı otel fiyatına "Her şey dahil, beş yıldızlı otel" sunuyor.

Çocuk kampları yok
Natalia Rykova, SSCB döneminde de turizmci. Önceleri rejimlerini paylaştıkları Doğu Bloku ülkeleri dışında bir yerlere gitmesi özel izin geretiren Rus halkının, zinciri ilk kez 165 kişilik bir uçakla İtalya’ya giderek kırdığını anlatıyor Rykova, ardından da keşfettikleri ülkenin ise Türkiye olduğunu söylüyor. Rus turizmcilerin işbirliği yaptığı acente De - Tur. Dedeman Grubu’nun yurtdışı operasyonlarını yapan ve Moskava’da bir merkezi bulunan De - Tur, bu bölgeden Türkiye’ye yılda 22 bin civarında turist getiriyor.
Rus turizmcimlere eksiğimizi soruyorum, bugüne kadar turizmcilerin hiç değinmedikleri bir noktayı söylüyorlar: "Çocuk kamplarınız yok." Mesajı alıyorsunuz değil mi? Kamp kültürünü kendi çocuklarımız için geliştiremedik ama belki turist gelecek diye yaparız.
Petersburg’da benim gördüğüm eksiklik ise pastane yok! Açın pastane, iş yaparsınız. Butik otel için de aynı eksikten söz edebiliriz. Rusya tarihinin başkenti olan St. Petersburg’a kültür ve tarih turizmi yapmak isteyenler geliyor ve tabii onlar da pasajdan bozma oteller yerine, Rus tarihini hissedebilecekleri bir yer arıyorlar. Zaten yılda 3 milyon yerli ve yabancı turist ağırlayan St. Petersbug’da yatak kapasitesi de yetersiz. Seneye 300. yıllarını kutlayacaklar, tesis yatırımı yok. Bizim MNG yapacakmış.