Yönetim hiç kimseye göstermediği tam desteği Lorant’a verirken, Alman hoca da adeta "Bana bu desteği vermeyin" dercesine garip işler yapıyor. Son dört maçta 19 gol atan takımı bozup, yeni yeni icatlar çıkartıyor.
Maç öncesinde Ortega ile ilgili sorunlar olduğunu duyduk ama o konuda yorum yapmak bilgimiz tam olmadığı için doğru değil. Ancak 56. dakikada bana göre maç öncesi çıkması gereken on bir; oyuncu değişiklikleri ile oluştu. Tuncay geldiği günden beri sağ tarafta oynuyor. Sadece iyi niyeti ile mücadele ediyor, ona rağmen Fenerbahçeliler’in sevgilisi oluyordu. Ama bu dakikada forvete geçince, gerçek yerini buldu ve bir anda skor 2 - 0’a çıktı. Tuncay belirttiğim gibi, Ümit Milli Takımı’nda oynadığı mevkide ve dünkü son 35 dakika oynadığı yerde "yıldız" oyuncu...
Aslında maçın genelinde Fenerbahçe, İstanbulspor’a uyarak çok rölanti oynadı ve çok pas hatası yaptı. Dolayısıyla ile pozisyon bulmakta zorlandı. Gole kadar adeta maç jübile havasında geçiyordu. İstanbulspor ayağa iyi oynayan takım olmasına rağmen bir türlü Fenerbahçe kalesinde etkili olamadı. 10 gün oynansa, sanki maç 0 - 0 bitecek gibiyken, geçen haftaki lig maçlarındaki kendi kalelesine gol atma geleneğine bu hafta Saffet de uydu. 1 - 0’dan sonra da oyuna sonradan girip, iyi ısınmadığı için hatalarla başlayan Yusuf, ısındığı bölümlerde kendine yakışır bir gol attı. Uzun süredir oynamamasına rağmen Abdullah, gerçek bir profesyonel gibi gücünü çok ekonomik kullandı ve başarılı oldu.
Aslında maçla ilgili çok şey yazmak doğru değil. Fenerbahçe seyircisi ikiye bölünmüş, maç öncesi Ortega - Lorant arasındaki sorunlar takıma yansımıştı. Bir de Fenerbahçe’de Revivo sıkıntısı var. Bir aydır piyasada olmayan, hatta maçları bile izlemeyen Revivo, bir anda takımda kendini buluyordu. Oynaması için hiç bir done ve neden yokken hem de... Tabii bu olaylarda Revivo’nun haksız yere oynatılması da, bence takım içinde sıkıntı yaratıyordu. Ortega’nın fevri davranışı varsa da, bundandır.
Fenerbahçe’nin sezon başından beri kötü oynayıp da kazandığı ilk maç budur.