Göz açıp, kapayıncaya kadar ilk yarıyı bitirdik. Belki de bize öyle geliyor. İşin faal olarak içinde olsak bu zaman asır gibi de gelebilirdi.
Ligin ilk yarısı bittiğinde kulüplerin ekonomik yapıları tabelayı belirledi. Puan cetveline baktığımızda yukarıdakiler aşağıdakiler diye iki grup oluştu. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Gençlerbirliği, Trabzon ve Gaziantep üstte, Bursa, Kocaeli, İstanbulspor, Adana, Göztepe, Altay, Elazığ, Samsun, Diyarbakır düşme potasında. Hatta maç eksikleri bulunan Ankaragücü ile Denizli’yi de buraya koyabiliriz. Arada sıkışan bir tek Malatya var, o da şimdilik marsı kesmiş durumda.
Şampiyonluk şansı tabii ki öncelikle Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’de gözüküyor. Ama Gençlerbirliği bende iz bırakan en önemli takım ilk yarıda. Ekonomik yapısı güçlü, tesisleri, iyi antrenörleri ve iyi kadrosu var. İlk dört hemen hemen bu sıralamadan oluşacak. Diğer on takıma baktığımız zaman düşmemeye oynuyorlar ve ciddi ekonomik problemleri var. Ya antrenörler ve yöneticiler istedikleri oyuncuları alamıyorlar, ya da oynayan oyuncuların paralarını ödeyemiyorlar. Bu da uzun vadede sıkıntı yaratıyor. Şampiyon adaylarına baktığımızda fikstür avantajı ile Beşiktaş favori idi ve bizleri yanıltmadı. Çok eleştirilen Fenerbahçe ve Galatasaray bütün sorunlarına rağmen takipteler. Tabii ki devre arası, sezon başında yapılan yerli yabancı transferlerindeki hataların düzeltilmesi açısından büyük bir fırsat (Yönetmelik değişirse).
Lider Beşiktaş yabancılarda Amaral dışında tam isabet gösterdi. Galatasaray’ın ikinci yarı müthiş bir fikstür avantajı var. Beşiktaş’ın ikinci yarıda ilk yarıda elde ettiği puanları toplaması zor. 80’in altında bir puanın bile şampiyonluk için yeteceğini düşünüyorum. Galatasaray’ı biraz avantajlı olarak görüyorum.
İlk yarı boyunca çıkış gösteren genç ve yetenekli oyuncular vardı. Aslında haksızlık yapmak istemiyorum ama ilk aklıma gelenler Altay’dan İnanç ve Sinan, Gençlerbirliği’nden Serkan ve Deniz, Trabzon’dan stoper Erman, İstanbulspor’dan Selçuk, Denizlispor’dan Ali Tandoğan ve Servet, Gaziantep’ten İbrahim, Adana’dan Necati, Elazığ’dan forvet Cem, Fenerbahçe’den Tuncay. Yine Ümit Özat da bence başarılı bir ilk yarı geçirdi.
Çok kişi hak etse de benim 3 - 4 - 1 - 2 düzenindeki ilk yarı karmam şöyle:
Cordoba (Beşiktaş)
Servet (Denizli)
Ronaldo (Beşiktaş)
Deniz (G.Birliği)
Tuncay (F.Bahçe)
Tayfur (Beşiktaş)
A.Hassan (G.Birliği)
A.Tandoğan (Denizli)
Okan (Bursa)
Serkan (G.Birliği)
Youla (G.Birliği)
Cemil abiden özür dileyerek yazıyorum...
Fenerbahçe’nin hocasıyım ve Almanya’da kamptayız. Tayfun ile ilgili transferde sorun yaşıyoruz. Bir türlü ikna edemiyoruz. Real Sociedad’a gitmek istiyor. Öyle bir ortam oldu ki ben ne söylersem Cemil abi evet diyor, o ne derse ben kafamı sallıyorum. En sonunda bir espri yaptım; "Ya Tayfun öyle bir takım kurduk ki, Steve Wonder bile bizde oynamak istiyor."
Cemil abi hemen destek verdi: "Evet üç sefer beni aradı..."