Lig sonuna kadar rakiplerinin 16, Fenerbahçe’nin ise bir maçı vardı bence. Kadıköy’de dün gece kaybedeceği puan Fenerbahçe’yi şampiyonluktan koparacaktı. Ancak yıllardır Fenerbahçe bu atmosferdeki maçların hepsine iyi konsantre oldu. Galatasaray derbisindeki gibi.
Trabzonspor da kazanıp, şampiyonluk yarışında "Ben de varım" demek istiyordu. Ve çok açık futbol oynayarak bunu gösterdi. Bu açıklık biraz abartılı oldu. Maça 4 - 3 - 1 - 2 ile başladılar. Fenerbahçe ise 3 - 4 - 1 - 2 ile. Yani orta saha kalabalıklığı, Trabzon’un lehineydi, ancak Fenerbahçeli futbolcular mücadele ederek, çok koşarak bu orta saha fazlalığını dengelemeye çalıştılar. İlk on dakika oyun tamamen Trabzonspor’un kontrolünde gidiyordu. Ve golü de çabuk buldular. Yalnız golden sonra tempoyu hiç düşürmediler, bu hata pahalıya mal oldu. Ümit Özat orta sahaya çıkarak şahane bir orta yaptı, Tuncay’ın nefis kafa golünü hazırladı. Hemen akabinde Fenerbahçe ikinci golü de buldu Tuncay’la. İlk yarının sonlarına doğru yardımcı hakemin vermediği nizami gol Fenerbahçe’nin rahatlamasını engelledi. Engellediği gibi Trabzonspor’un da maça ortak olmasını sağladı.
İkinci yarıda Trabzonspor takımı Fenerbahçe’nin üzerine çok adamla gitmeye başladı. Ve Hüseyin ile beraberliği yakaladı. Ancak Trabzon bir deplasman takımı gibi değil, içerde oynar gibi ailece hücum yapmayı düşünüyor. Trabzon takımının iki kenar defans oyuncusu çok ciddi hatalar yaptı. Dörtlü oynamanın avantajı olduğu kadar eğer dış oyuncular kademe yapmıyorsa ciddi sıkıntıları da doğar. Çizgi halinde oynadıkları için de Tuncay’ın temposu karşısında zor duruma düştüler zaman zaman. Maçın genelinde Trabzon daha fazla topa sahip takımdı. Ancak skor avantajını yakalayan Fenerbahçe daha dikkatli kontratak yapabilseydi maçı erken koparabilirdi. Her şeye rağmen ligin son haftasında ligin en tempolu maçını izledik. Özellikle ikinci yarı Oğuz Çetin olumlu değişiklikler yaptı.
Maçın hakemi Ali Aydın oyunun bu kadar tempolu olmasını sağlayan adamdı. İyi maç yönetti. İki sarı kartla doksan dakikayı bitirdi.