Hükümetin Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 311/2’deki istisnanın kaldırılmasını öngören değişiklik tasarısı, Öcalan’ın yeniden yargılanması konusunu gündeme taşıdı.
Görülmekte olan davalar istisna
2002 yılında, Türkiye’deki koalisyon hükümeti, Avrupa’daki genel eğilimi göz önünde tutarak, CMK 311/1. maddesine, AİHM’nin ihlal kararlarının, “yeniden yargılanmanın istenmesi nedeni” olarak kabul eden bir paragraf ekledi. Ancak, maddenin 2. fıkrasında bu değişikliğe bir de istisna getirildi. Buna göre, “yeniden yargılanma”, AİHM’nin kesinleşmiş kararları ve bundan sonra açılacak davalar için geçerli olacaktı. AİHM’nin henüz karara bağlamadığı davalar ise yeniden yargılanma hükmünden yararlanamayacaktı. Yani, yasa onlara uygulanmayacaktı. Yasaların herkese eşit bir biçimde uygulanması ilkesine aykırı olan, hukuken savunulması olanaksız bu istisnanın Türkiye’nin başına iş açacağı belliydi. Nasıl ki öyle oldu.
Öcalan kararı
Bu arada AİHM’deki Öcalan davası sonuçlandı.
AİHM Büyük Dairesi 12.5.2005 tarihli Öcalan Türkiye kararında, Öcalan’ı yargılayan DGM’nin askeri yargıç nedeniyle, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olmadığı sonucuna vardı. Yargılamanın yeniden yapılması ya da dava dosyasının yeniden açılması gerektiğine karar verdi. Ancak, AİHM kararda “ilke olarak”, “davanın özel durumları” gibi deyimler kullanarak yeniden yargılama konusunda Türkiye’ye esneklik tanıdı.
Öcalan’ın yeniden yargılanma istemi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından incelendi ve “suçun niteliği ve dosyadaki kanıtlar karşısında, AİHM kararında belirtilen hususların hükümlünün mahkûmiyetini etkilemeyeceği” gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi istemi reddedildi.
Mahkemenin bu kararı, AİHM kararlarının uygulanmasını denetlemekle görevli olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne geldi. Bakanlar Komitesi 14.2.2007 tarihli kararında, Türkiye’nin davayı yeniden inceleyerek AİHM kararlarını uygulama yükümlülüğünü yerine getirdiğini belirtti ve davanın kapatılmasına karar verdi.
CMK 311/2’deki istisna hükmünün kaldırılması Öcalan’ın durumunda bir değişiklik yapmayacak, yeniden yargılanmasına yol açmayacak.
Şu nedenlerle:
a. Dosya kapandı. Bakanlar Komitesi’nin kapattığı dosya bir daha görüşülemez.
b. 14. Ağır Ceza Mahkemesi Öcalan’ın yeniden yargılanmasını reddederken, 311/2’deki istisna hükmüne dayanmadı. “311/2’deki istisna hükmü nedeni ile yeniden yargılama istemini incelemiyorum” demedi. AİHM kararını, avukatların ileri sürdükleri hususları inceledi ve yeniden yargılamaya gerek olmadığına karar verdi. Dolayısıyla, 311/2’nin kaldırılması mahkeme kararının geçerliliğini etkilemeyecek.
Türkiye’nin üzerindeki baskı
Buna karşılık, 311/2 yüzünden Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nde başı ciddi dertte. İstisna kapsamına sadece Öcalan davası değil, başka pek çok dava giriyor. Bunlardan biri Hulki Güneş davası. Bu davada AİHM, Hulki Güneş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanmadığından adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Kararın uygulanması aşamasında, Bakanlar Komitesi, ihlalin ortadan kaldırılması için en doğru yolun davanın yeniden görülmesi yolunun açılması olduğu yolunda karar aldı. Ancak, Hulki Güneş CMK 311/2’deki istisnaya girdiğinden Türk Hükümeti’nin bu karara uyması olanaksız. Bunun üzerine Bakanlar Komitesi’nde CMK 311/2’nin kaldırılması için baskı başladı. Türk Hükümeti’ne mektuplar yazıldı, kararlar kabul edildi.
Örneğin, 2007 yılında kabul edilen kararda, Bakanlar Komitesi, Türk Hükümeti’nin gecikmeden Sözleşme’den doğan yükümlülüklerini yerine getirmesini ve yargı yolunun yeniden açılmasını önleyen hukuksal boşluğun ortadan kaldırılmasını öngörüyor. Türkiye’nin üstündeki bu baskı giderek artıyor.
Türkiye’nin hukukun temel ilkelerine aykırı bir yasa maddesi nedeniyle, AİHM kararlarının gereğini yerine getirmeyen bir devlet görünümüne girmesi ve bunda ısrar etmesi, AB üyeliğine adaylığı ile bağdaşmıyor. Türkiye’nin bu duruma bir an önce son vermesi gerekir.