Rıza Türmen

Rıza Türmen

rturmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Avrupa Birliği’nin yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı (AAD) Apostolides/Orams kararını açıkladı. Dava konusu, İngiliz uyruklu Orams çiftinin emekliliklerini geçirmek uzere Kıbrıs’ın kuzeyinde 1974 öncesinde bir Ruma ait olan bir taşınmazı KKTC’li üçüncü bir kişiden satın alarak iki katlı beyaz bir villa yapmalarından kaynaklanıyor.
Taşınmazın eski maliki Apostolides, Orams’a karşı Rum kesimindeki mahkemede dava açıyor. Rum mahkemesi 2004 yılında verdiği kararda, Orams’ın evi boşaltmasını ve tazminat ödemesini öngörüyor. Orams’ın temyiz başvurusu reddediliyor. Bundan sonra Apostolides, kararın uygulanması için İngiliz Mahkemesi’nde dava açıyor. Davayı kaybediyor. İngiliz Temyiz Mahkemesi’ne başvuruyor.
Temyiz mahkemesi sorunu AAD’ye havale ediyor ve iki soru soruyor: a) Kıbrıs Rum Yönetimi AB’ye üye olurken yapılan üyelik anlaşmasında AB hukukunun Kuzey Kıbrıs’ta uygulanması askıya alınmıştı. AB hukukunun KKTC’de uygulanmaması ve Rum Yönetimi’nin adanın kuzeyinde kontrol yetkisine sahip olmaması, Rum mahkemelerinin kararlarının diğer AB üyesi devletler tarafından tanınmasını nasıl etkiler? 

Kararı büyütmemek gerek
b) Apostolides’in güneydeki mahkemede açtığı davanın Orams’a zamanında tebliğ edilmemesi ve savunma hakkının sınırlanması dikkate alınırsa, Rum mahkemesinin kararı tanınabilir ya da uygulanabilir mi?
AAD, kararında şu görüşlere yer verdi: AB hukukunun Kuzey Kıbrıs’ta uygulanmasının askıya alınmış olması, Güney Kıbrıs’taki mahkemenin verdiği kararın tanınmasını engellemez. AB kurallarına göre, AB üyesi devletler başka bir AB üyesi devlet mahkemesi tarafından verilen kararları, bazı istisnai durumlar dışında, tanımak zorundadır. Söz konusu istisnai durumlar bu olayda geçerli değildir. Kararın uygulanamaz olması da, diğer üye devletler tarafından tanınmasını etkilemez.
Davanın zamanında Orams’a tebliğ edilmemesi, Orams’ın görüşlerini mahkemeye bildirmesini engellememiştir. Dolayısıyla, bu itiraz kararın tanınmaması için bir neden olamaz.
AAD’nin kararı bir sürpriz değil. AB’nin kuralları göz önünde tutulursa, AAD’nin, tersine bir karar vermesi şaşırtıcı olurdu. Ancak kararı fazla büyütmemek gerek. AAD’nin kararı Güney Kıbrıs’taki bir mahkeme kararının tanınmasıyla sınırlı. Kaldı ki, sorun henüz sonuçlanmış değil. AAD kararının uygulanması için İngiliz mahkemesinin kararına gereksinim var. 

Kıbrıs görüşmelerini etkiler
İngiliz mahkemesi “Kararın uygulanması olanaksızdır” diyebilir ya da savunma hakkının sınırlanması İngiliz kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle kararı tanımayabilir.
AAD’nin kararı KKTC ekonomisi bakımından olumsuz sonuçlar doğurabilir. Karardan sonra, İngiliz vatandaşları KKTC’de taşınmaz mal satın almak istemeyebilirler. Ayrıca, kararın KKTC’de yaşayan 2700 dolayındaki İngilizin satın aldığı taşınmazlar bakımından emsal oluşturması tehlikesi var.
Karar, Kıbrıs’taki toplumlar arasındaki görüşmelere yardımcı olmayacak. Özellikle, Güney Kıbrıs’taki mahkemelerin yargı yetkisinin kuzeyi de kapsadığı şeklinde yorumlanabilecek ifadeler, görüşmelerdeki iki kesimli ve iki toplumlu federasyon hedefiyle bağdaşmıyor.
AAD kararının AİHM’deki Rum başvuruları üzerindeki etkilerini de düşünmek gerekir. AİHM, KKTC’de kurulan Tazminat Komisyonu’nun etkili bir iç yargı yolu olup olmadığına karar vermek amacıyla 8 pilot dava seçti. 

Uygulamada değişiklik olmaz
AİHM, Tazminat Komisyonu’nun etkili bir iç yargı olduğuna karar verirse, 1500 davayı görüşmeden Tazminat Komisyonu’na gönderecek. AAD’nin verdiği kararın Tazminat Komisyonu’nun statüsünü etkilememesi gerekir. Çünkü Tazminat Komisyonu AİHM’nin kararı gereğince kuruldu. Tazminat Komisyonu’nun kurulmasını öngören ve Komisyon’u onaylayan Xenides-Arestis/Türkiye kararı kesinleşti. AAD’nin kararı bunu değiştiremez.
Ayrıca, AAD kararı KKTC’de uygulanamayacağına göre, Apostolides’e Tazminat Komisyonu aracılığıyla tazminat ödenmesi herkes için en makul çözüm olur.
AAD kararı uygulamada fazla bir şey değiştirmeyecek. O nedenle, Rum tarafı bu karara dayanarak Kıbrıs’ta bir çözümü baltalarsa, karar Rumlar açısından bir Pirus zaferine dönüşebilir.