Zülfü LİVANELİ
FARUK Nafiz'in ünlü
Han Duvarları şiirinde şöyle bir bölüm var:
"Yolcuyum bir kuru yaprak misali, rüzgarın önüne katılmışım ben!"
Hükümetin haline baktıkça, bu dizeler aklıma geliyor.
Türkiye'nin dört bir yanından esen güçlü rüzgarlar ve
"kuru yaprak misali" bu rüzgarların önüne katılmış, sürüklenip giden bir hükümet.
Söyler misiniz: Aylardan beri hükümet hangi olayı başlattı?
Hangi gelişmeyi denetim altında tuttu?
Hangi stratejiyi uyguladı?
Düşünüp düşünüp bir tek
"altı ay zam yapmama" kararını bulabiliyorum.
O da
Moskova'da
Güneş Taner'in boş bulunup söylediği, ertesi gün Başbakan'ın kendini sahip çıkmak zorunda hissettiği bir garip karar.
Ne uygulanırlığı var ne de esaslı bir hazırlığı!
* * *
BUNUN dışında hükümet günü kurtarma peşinde.
Seçim hükümeti değil çözüm hükümeti oldukları iddiasıyla kuruldukları için, farklı bir resim vermek istemiyorlar ama Türkiye'nin giderek ağırlaşan sorunlarını çözemeyeceklerini onlar da anladılar galiba.
* * *
HÜKÜMETİN rüzgarın önüne kapılmış kuru bir yaprak olduğunun en
son ve çarpıcı örneği,
Irak krizi.
Komşumuz
Irak'ta işler giderek sarpa sararken, hükümet bir öyle açıklama yapıyor, bir böyle.
Birkaç gündür köşe yazarı arkadaşlarımızın ayrıntılarıyla vurguladıkları gibi, hükümetin
Irak krizi konusunda ne bir fikri var, ne bir stratejisi, ne de bir kararlılığı.
Bir gün
Irak'tan yana tavır koyuyor, ertesi gün birkaç Amerikalı'nın ziyaretiyle ağız değiştirip
Amerika'yı destekliyor.
Irak'ın elindeki kimyasal ve biyolojik silah gücünü Amerikalı uzmanlardan öğreniyorlar.
İyi ama
Irak elindeki silahlarla
Amerika'yı vuramaz.
Oysa
Türkiye'yi rahatça vurabilir.
Menzil dışındaki bir ülke, istihbaratını yapıp,
Irak'taki silah gücünden siyasi eğilimlere kadar herşeyi saptıyor da biz niye yapamıyoruz bunu?
Bize komşumuzu
Amerika mı tanıtacak?
Türkiye'yi bu kadar yakından ilgilendiren
Irak konusunda neden bu kadar bilgisisiz?
Niye doğru dürüst uzun vadeli bir stratejimiz yok?
* * *
DİYECEKSİNİZ ki
Kutlu Savaş'ın Başbakanlık için hazırladığı rapor bile binbir maddi hatayla doluyken, Türkiye içinde olup bitenler aydınlanamaz, cinayetler, yolsuzluklar çözülemezken yurt dışı istihbarat faaliyetini nasıl yürüteceğiz?
Ve ben de size hak vereceğim.
* * *
YÜZDE yüzü aşan enflasyon, Irak'ta savaş sonrası senaryolar ve Kürt meselesi,
Ermenistan'da şahinlerin iş başına gelmesi, Yunanistan,
Kıbrıs'taki vahim gelişmeler, Avrupa Birliği ile iplerin kopması,
İslam ülkelerinin Türkiye'yi dışlaması, tıkanan siyaset,
Meclis'teki milletvekillerinin üçte birinin bağımsız kalması, işlemeyen yargı,
köhne yasalar, Batı'daki Sevres senaryosu...
Daha da uzatabileceğimiz sorunlar yumağını bu hükümetin çözebileceğine inanıyor musunuz?
Hem de Meclis çoğunluğuna sahip olmadan...
Yazara Emaillivaneli@milliyet.com.tr