Nazire KALKANSaadet zinciri yutturmacasıyla piyasadan milyarlar toplayan Titan'ın neden olduğu rezaletler hafızalardan silinmeden, yerine yenileri çıkıyor. Türkiye'de bir anti - piramit yasası bulunmayışı, mevcut yasalardaki boşluklardan yararlanmayı iyi bilen yeni Titan'lara cesaret veriyor.
Üstelik yeni Titan'lar işlerini biraz daha kılıfına uydurmuş görünüyorlar. Yani bu işi yapanları dolandırıcılıktan hapse atmak artık o kadar kolay olmayabilir.
Konuyla ilgili köşemize başvuran okuyucular Tüketici Yasası'nın bu tür dolandırıcılara karşı herhangi bir önlem alıp almadığını merak ediyorlar. Ancak bu konu piyasadan izinsiz para toplamaya girdiği için tüketici haklarını korumakla görevli olan Sanayi ve Ticaret Bakanlığını değil, SPK ve Hazine Müsteşarlığını ilgilendiriyor. Ve aslında tek çare de bir an önce Batı ülkelerinde olduğu gibi bir anti - piramit yasasının yürürlüğü sokulması.
Titancıların başı Kenan Şerenoğlu ve ekibi Türkiye'de anti - piramit yasası olmadığı için Türk Ceza Kanunu'nun "dolandırıcılık ve kumarla" ilgili hükümlerinden yargılanmışlardı. Ancak anlaşılan bu tür ceza hükümleri piyasadan para toplama hevesinde olanların cesaretini kırmıyor. Aldığımız duyumlara göre İzmir'de -tıpkı Titan gibi- bir başka firma her haftasonu bir otelde 6 milyon lira giriş parası karşılığında yemekli ikna toplantıları düzenliyor. Piramit olarak adlandırılan bu sistem insanlara "mükemmel iş imkanı" olarak sunuluyor. Şirkete kaydettiğiniz her üye için belli miktarda para kazanacağınız sözü veriliyor. En sonunda elde edeceğiniz büyük ödül ise güya 27 bin
dolar.
Şerenoğlu Türkiye'de bu işin mucidi olarak bilinse de aslında bu gibilerin akıl hocası 1920'lerde Amerika'da ortaya çıkan Charles Ronzi diye biri. Titan benzeri felaketleri bizden çok daha önce yaşayan Amerika ve Avrupa ülkeleri aldıkları derslerden bir anti - piramit yasası oluşturmayı başarmışlar. ABD bu konudaki öncülerden biri.
Piramit sisteminin temeli çok sayıda kişinin yatırımlarını kaybetmesi pahasına birkaç kişinin kazanç sağlamasına dayanıyor. İngiltere'de bu iş 1934'te ortaya çıkmış, 60'lı yıllarda piramit satışlarda patlama yaşanmış. Bizdeki Titan'a benzer birkaç felaket üstüste gelince İngiliz Hükümeti 1973'te çıkardığı Dürüst Ticaret Yasası'yla piramit satışları yasaklamış. Sovyet Bloku'nun çökmesinden sonra Romanya ve Rusya'da da aynı furya yaşanmış.
Bugün ise hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde anti - piramit yasalar yürürlükte. Belçika, Avusturya, İrlanda, Portakez ve İsviçre 1990'lı yıllarda
bu alanda yeni düzenlemelere giden ülkeler arasında. Anti - piramit yasalar sonunda nihai tüketiciye ulaşan bir ürün olmaksızın, sadece yatırım yapmak amacıyla üye kaydedilmesini ve para toplanmasını yasaklıyor. Sistemin yasal sayılması için sonunda tüketiciye bir ürünün satışı yapılması şartı getiriliyor. Bu kuralı delmek isteyen bazı firmalar girişte alınan yüksek bedel karşılığında eğitim seti ya da uğurlu taş vs. gibi gerçekte hiçbir ekonomik değeri olmayan ürünler veriyorlar. İzmir'de ortaya çıkan Titan benzeri yeni şirket de duyumlarımıza göre bu tür bir kandırmacaya başvuruyor. Ancak Batı'daki yasalar bu paravan uygulamaları da engelleyen hükümler içeriyor.
Türkiye'de bu düzmece firmalara karşı en etkili mücadeleyi yürütmeye çalışan kurumlardan biri Doğrudan Satış Derneği. Amway, Oriflame gibi distribütör yöntemiyle pazarlama yapan şirketleri çatısı altında toplayan dernek Türkiye'de de bir anti - piramit yasanın çıkarılması için uğraş veriyor. Çünkü piramit yöntemiyle piyasayı dolandıran düzmece şirketler en çok çok katlı pazarlama yöntemiyle ürünlerini doğrudan tüketiciye ulaştıran bu şirketlere zarar vermekte.
Hazır beton uyarısı
THBB Başkanı: "Testlere göre İstanbul'daki binalarda ortalama beton kalitesi olması gerekenin yarısı. 200 fabrikanın kalite güvence belgesi yok
Depremden sonra İstanbul'un en büyük şansının
son yıllarda inşa edilen binalarda hazır beton kullanılması olduğu söylendi. Çünkü hazır betonun en azından elle hazırlanan betona göre afet yönetmeliğine daha uygun olduğu varsayılıyordu.
Ancak eldeki veriler bu varsayımın pek de doğru olmadığını gösteriyor. 60 üyesi bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği'nin (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Ersan Çelik, Türkiye'de üretilen hazır betonun büyük kısmının elle hazırlanan, düşük kaliteli betondan hiçbir farkı olmadığını söylüyor. Çelik'in ifade ettiğine göre İstanbul'daki binaların ortalama beton kalitesi olması gerekenin yaklaşık yarısı kadar.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın 1998'de yaptığı son değişikliğe göre birinci ve ikinci derecedeki afet bölgelerinde -ki İstanbul buna dahil- uygulanması gereken beton mukavemeti en az B - 20 olmak zorunda. Bu birim betonun basınç mukavemetini ifade ediyor. Çelik'in belirttiğine göre depremden sonra yapılan dayanıklılık testlerinden çıkan sonuçlar ortalamanın B - 8 ile B- 10 arasında olduğunu gösteriyor. Çelik, "kolonlardan alınan örneklere göre mukavemeti B - 4 çıkan binaların sayısı da az değil. Yani olması gerekenin beşte biri dayanıklılığa sahip. Bu binaların yıkılması için depreme bile gerek yok" diyor.
Tabloya bir de fabrika bazında bakalım... Türkiye'de hazır beton üreten toplam 340 tesis var. Bu tesislerin 233 tanesi THBB üyesi. Bu 233 tesisin 147'si bilimsel formüllerle ve afet yönetmeliğine uygun üretim yaptığını belgeleyen kalite güvence belgesine (KGS) sahip. Yaklaşık 200'ünün hiçbir belgesi yok. Çelik, dernek üyesi bile olmayan 107 tesis içinse "tamamen Allahlık. Ne laboratuarları var ne de yeterli ekipmanları. Bunların ürettiği hazır betonu inşaatlarda kullanmak cinayet," diyor. THBB bu konuda daha uyarıcı olmak için yakında Türkiye'de KGS belgesine sahip olan ve olmayan tesislerin listesini yayınlayacak.
Yazara E-Posta:
nkalkan@milliyet.com.tr