Sabetay Varol

Sabetay Varol

varol@noos.fr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1973’te 92 yaşında ölen İspanyol ressam Pablo Picasso’nun Vauvenargue Şatosu’nun sahanlığındaki mezarı geçen ay sınırlı sayıda ziyaretçiye açıldı

Güney Fransa’nın tipik bir dağ köyü, 1000 kadar nüfusun yaşadığı Vauvenargue’a doğru tırmanan minibüste yolculuk ederken bir yandan da hayal kuruyorum: Karşımda 15 yıl önce cenazesini İstanbul’a yolcu ettiğimiz Abidin Dino, uzattığım fotoğrafa gözünün ucuyla bakıyor, o her zamanki muzip ifadesiyle, “Şimdi beni kıskandırdın doğrusu. O şatonun içini ve Picasso’nun yattığı mezarı ben bile görmemiştim” diyordu hayalimde. Teyidi iyice abes kaçacağından Abidin Bey’in gerçekten de Picasso’nun mezarını görüp görmediğini Güzin Dino’ya sormadım tabii ki. Ama 1973’te 92 yaşında ölen İspanyol resim dehasının o tarihlerde çok yakın çevresinde bulunan birkaç kişi dışında, şu son günlere kadar bir devlet sırrı gibi korunan Vauvenargue Şatosu’nun sahanlığındaki mezarı gören olmadığı gayet iyi biliniyor. İlk gören kişilerden bir ben olacaktım yani.
Minibüs şatoyu çepeçevre kuşatan duvarın önüne geldiğinde hayallerimin yıkıldığını hemen anladım. Görüntülemek, fotoğraf makinesi veya cep telefonuyla resim çekmek yasaktı, “aile” öyle talimat vermişti. “Yani mezarı başında huşu içinde bir hatıra resmimiz olmayacak mı?” diye sordum. Hongkonglu bir genç bayan meslektaş espri yaptığımı düşündü, daha doğrusu anladı, Çin kültürüne özgü bir tonlamayla ve kısık sesle güldü. Avrupalı basın mensupları ise duymazlıktan geldi.
İspanya iç savasının en kanlı günlerinde meşhur Guernica tablosunun da sergilendiği, 1937 Paris Evrensel Fuarı’nda İspanyol Cumhuriyeti Pavyonu’nun girişine konan Picasso’nun “elinde vazo tutan kadın” heykelinin bir replikası mezar taşı olarak önümüzde duruyordu. Heykelin altında Pablo Picasso ile 15 Ekim 1986’da yine aynı Vauvenargue Şatosu’nun parkında sabaha karşı beynine kurşun sıkarak intihar eden son karısı Jacqueline yan yana yatıyorlardı.
Aslında Picasso bu şatoda en fazla üç yıl kalmış. Hem kendi hem de başka ressamların paha biçilmez tablolarından oluşan dev resim koleksiyonunu buraya taşımış. Pablo Picasso’nun Vauvenargue’daki çalışmaları sırasında yaptığı resimler sanatçının Akdeniz bitki örtüsünün o kendine has koyu yeşil rengini cömertçe kullandığı bir dönemini temsil ediyor. Koleksiyon ise şimdi Paris’teki Picasso müzesini dolduruyor.

Lanetli Şato’nun hikayesi
Şatoya “lanetli şato” demek mümkün. Oldukça sert bir mizaca sahip Jacqueline Picasso, daha önce Picasso’nun tek resmi nikahlı kadını Olga’dan olma büyük oğlu Paulo dışında diğer hiçbir akrabasının şatoyu ve mezarı ziyaret etmesine izin vermemiş. Cenaze için ellerinde çiçekler olduğu halde gelen diğer tüm çocukları, torunları, çocuklarının anneleri çelenkleri köyün mezarlığına bırakıp oradan ayrılmak zorunda kalmışlar. Ve bugüne kadar da ayaklarını şatodan içeri atmaları mümkün olmamış. Jacqueline’in ölümünden sonra şato, ilk kocasından olma kızına miras kalmış.
Geçtiğimiz günlerde başlayan ancak çok az kişinin yararlanabildiği kontrollü ziyaretler, gazeteci Pepita Dupont ile Catherine Hutin arasında görülen ve büyük yankı uyandıran bir davanın yan ürünü. Kültürel bir mirası ihmalle suçlanan Catherine Hutin’in bütün bu suçlamalara cevaben nihayet verebildiği şatoyu ziyaretçilere açma kararı, köyün idari olarak bağlı olduğu Aix-En-Provence kentinde açılması planlanan “Picasso-Cezanne” sergisi ile bir arada hayata geçiriliyor. 

Picasso’nun “tek ve yalnız” ustası
Paris’te açılıp geçen Şubat’ta sona eren “Picasso ve Ustaları” sergisi, Picasso’nun diğer ressamlarla olan sürekli sanatsal alışverişini net biçimde ortaya koymuştu. Empresyonizmden 20’nci yüzyılın “modern” sanatına geçişin simgesi sayılan Paul Cezanne (1839-1906), tabii ki Picasso’nun ustaları arasında belirtiliyordu. Picasso’nun Cezanne’dan söz ederken, “tek ve yalnız ustam” dediği biliniyor. 25 Mayıs’ta Aix-En-Provence’te başlayan sergi ise Picasso’nun sanatı üzerinde Cezanne’ın etkilerini çeşitli yönleriyle inceliyor, iki sanat ustasının yapıtlarını aynı mekanlarda bir araya getirerek ilişkiyi gün ışığına çıkarıyor. Picasso-Cezanne karşılaşması, kuşkusuz önümüzdeki yaz aylarının en önemli sanat etkinliklerinden biri olacak Fransa’da. 

Picasso’nun sır gibi korunan mezarında