Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son görüşü Yılbaşı gecesiydi. Amerikadan iyi haberler almıştı, hastalık tekrarlamayacak diyordu. Yılbaşı gecesi tüm dostlarını topladı. Atlı Köşkte olacaktı, grup çoğalınca daveti Hiltonsaya aldı.Gazioğlu, "Gözümün önünden en mutlu olduğu anı geçirmeye çalışıyorum" diyor, 1 Ocak 2004 gecesine gidiyor. Sabancı o gece tüm dostlarıyla, hayatının en büyük başarısını, sağlığını yeniden kazanma mutluluğunu paylaşıyordu.Gazioğluna seyahat arkadaşı Sabancıyı soruyorum "Havalimanında Sakıp Ağanın eli genellikle boş, bizim de elimizde bir iki paket oluyordu. Hemen elimize atılıp Ben taşıyayım derdi" diye başladı...Gezilerdeki Sabancının para harcama alışkanlığını soruyorum..."Seyahat arkadaşlarım içinde paylaşımda Sakıp Sabancı farklı bonkördü. Hemen bir duygusu olduğu zaman paylaşırdı" diyerek bonkörlüğünü daha geniş tanımlıyor.Gazioğlunun "Dubaide Burj El Arap açıldığında meraktan gittik. Kral dairesi 7 bin dolardı, bir alt 4 bin dolardı. 4 bin dolarlık bölümünde kaldı. Halkla içiçe olacağı yerleri seviyordu, resmi yerleri sevmezdi" sözleri bana Sabancının Monaco sahilinde sarı üstü açık otomobil ile gezerkenki halini hatırlatıyor. Sakıp Sabancının arkadaş çevresinden, en az 10 - 15 yurt dışı seyahatini birlikte yaptığı işadamı Mehmet Gazioğlu ile konuşuyoruz... "Ağır bir ameliyat geçirmişti, son ve beşince Amerika yolculuğundan yorgun döndü. Zatürre oldu, hastaneye yattı." Gazioğlu hastaneye üçüncü gidişinde arkadaşı yoğun bakımdaydı. Son üç hafta zordu. Gazioğlu, "Benim için ansiklopedi gibi bir insandı. Her fasükülü dopdoluydu. Ondan çok şey öğrendim. Anılarını anlatıyordu (Amerikaya geldiğimde işadamları ile konuşuyordum. Onun üzerine daha sosyal olmayı, halkla paylaşmayı orada öğrendim) diyordu" derken, yutkunuyor.Daha yeni önceki (cuma günü) Sabancı Üniversitesinde yapacağı bir davetin kartını almış: 6 Haziranı ayırınız...Gazioğlu kamuoyunda, AKPnin ilk kurulduğu günlerde Başbakan Erdoğan ile girdiği polemik sonucu partiden ihraç edilmesiyle de tanınıyor."Son 6 - 7 ay bugünkü hükümeti değerlendirirdik. New Yorkta bir gecede değerlendirme yaptık. Bugünkü hükümetin savunucusuydu, bardağın dolu tarafını görüyordu."Gazioğlunun ağzından dökülen, "Hayatında güzel denge kurardı" cümlesi Türkan Sabancıya kadar gitti: Aralarında hiçbir gerilim yoktu, çok iyi anlaşırlardı.İnançlarına da geldik Sabancının:"Hat sergisinin açılışında Amerikadaydık, yürüyoruz yolda eşofmanlarla, bir anda yüksek sesle "Çok şükür" diye bağırmıştı. Ben onu çok yerde yüksek sesle Allaha karşı şükranını duydum."Sabancı ile programınızda ne eksik kaldı dediğimde, "Havaiye gitme sözü vermiştik" dedi...Bisse gömleklerinin sahisi İbrahim Kefeli de Sabancının yakın dostlarındandı. Bissenin mankenliğini bile yapmıştı. Çok şükür diye bağırdı Kefeli de onu son hafta hastanede sık sık ziyaret edenlerdi. En son Başbakan Tayyip Eroğanın odaya gelmesinden 10 dakika sona görüşmüştü kendisiyle. Kefeli, arkadayını Erdoğan ile Kıbrıs, ekonomi üzerine sohbet eden Sabancı yorgun düşmüş uyur halde buluyordu. El sallayıp odaya girmedi.En son görüşmeleri şubat ayında, Antalyada gerçekleşmiş. Bayram tatili için Ata İnşaatın sahibi kendilerin davet etmiş.Kefeli, orada Sabancının belki de son arzusunu dinlemiş: "Bugüne kadar yaptığım tüm hayır işlerinin toplamından daha büyük bir eser bırakmak istiyorum. 500 yıl yaşayacak, uluslararası ünü olan..."Nasıl bir yatırım diye üstelediğimde, "Kızılay gibi" diyor Kefeli...Gazeteci olarak Sabancı ile çok kez görüştük. Heyecanına, enerjisine çok tanık oldum. Küskünlüğün, kızgınlığın Sabancıyı esir almadığını da iyi bilirim.Kardeş acısı yaşadığı günlerde, Özdemir Sabancının vurulduğu odanın yanı başında "Bana kimse sahip çıkmadı" demişti. Aydınlara çatıyordu. Güney Doğu raporu yayınlanmış, zamanın MHP Genel Başkanı "Çizmeyi aşma" demişti, kimse sesini çıkarmamıştı diye üzülüyordu.Belleğimizde bıraktığı izlere bakınca, bugün bile içimden "Bardağın yarısı dolu" diyesim geliyor. Yaşadı, yaşattı, yaşayacak. syilmaz@milliyet.com.tr El sallayıp odaya girmedi