Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bangladeş'te yoksullara mikrokredi veren Grameen Trust'ın Genel Müdür Yardımcısı Nurcihan Begüm geçtiğimiz mart ayında İstanbul'a geldiğinde, Diyarbakır'da başlatılan "Yoksullukla Mücadele Programı"nı dinlemiştim. Projenin mimarı Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı Prof. Aziz Akgül de alan çalışmalarını başlatmıştı.O günlerde Prof. Akgül, proje finansmanının Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu'nda (SYDTF) biriken 1 trilyon liraya yakın kaynaktan sağlanacağını söylemişti.Prof. Akgün, Grameen Turst kurucusu ve Başkanı Prof. Muhammed Yunus ile birlikte yeniden bir araya geldiğimizde, mikrokredi finansmanı ile ilgili sorumu, ünlü spekülatör George Soros'un da içinde olduğu bir grubun adını vererek yanıtladı. Alt alta koyduğunda şimdilik 500 bin doları bulmayan bu bağışların, projenin devamında 900 bin dolara çıkması da, hedef olarak konulmuştu.Akgül'ün vakfı ile birlikte projeyi yürütecek Grameen Trust arasında imzalanan protokolde 900 bin dolar ve ödeme koşulları belirtiliyor ancak kimi çevrelerin endişe duyduğu gibi SYDTF'den tek satır söz edilmiyor. Yoksullukla mücadelede Bangladeş modelini benimseyen AKP'nin girişiminin ayrıntılarına devam edelim. Herkes var, Atalay yok Dönemin Başbakanı Abdullah Gül'ün talimatıyla Atalay'ın denetiminde "Türkiye'deki açlık sınırında yoksulluk yaşayan hanelerin belirlenmesine yönelik araştırma" yapıldı. Bu araştırmanın ortaya çıkardığı veriler ışığında, dünyada yoksulluk mücadeleleri incelendi ve Bangladeş örneği seçildi.Dünyanın 110 ülkesinde uygulanan mikrokredi sistemi özünü Prof. Yunus'un 1976 yılında Bangladeş'te başlattığı uygulamadan alıyor. Ancak tek model de Yunus'un uygulaması değil. Yunus, Bangladeş'te bile mikrokredi uygulamasının 500 civarında çeşidi olduğunu söylerken, alternatifsiz olmadıklarını vurguluyor. Ancak en çok da vurgulamak istediği yoksullukla mücadelede olmazsa olmaz koşul, mikrokredi finansman modelinin bir platform olarak kullanılması... Her ülke kendi ekonomik gerçeğine uygun olarak bu modeli hayata geçiriyor. Mart ayına dönersek, Begüm ve ekibi Bangladeş'ten geldiğinde SYDTF'den sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın adı, bugünün uygulayıcısı Prof. Akgül'ün adının önüne geçmişti. Yemeği bile kestiniz Gemici, her yıl ortalama 2.5 milyon ailenin yararlandığını fonun; halıcılıktan, seracılığa kadar çeşitli alanlarda üretim yapan 280 bin aileye mikrokredi desteği sağladığını belirtiyor.Gemici'nin sözünü ettiği salt bu model bile, AKP'den önceki uygulamaların varlığını bilmemiz açısından önem taşıyor."Dünya Bankası, yoksul kesimlere aktarılmak üzere 500 milyon dolar kredi açtı. Bu kredinin 2001 yılında 100 milyon doları kullanıldı. Bu kredinin 260 milyon dolarının, aylık 8 - 10 dolar eğitim yardımı olarak dağıtılacağı açıklandı. 125 doların ise gelir getirici projelere harcanması bekleniyor. Bu çalışmalar gecikiyor. Şapkadan tavşan çıkartmak yerine bu çalışmaların hızlanması ve hayata geçirilmesi gerek" diyor Gemici...Gemici SYDTF'nin bu yılın ilk altı ayında yaptığı yardımların önceki yılın yüzde 50'si düzeyinde kalmasını; okul sütü projesi, taşımalı eğitimdeki öğrencilere öğle yemeği, üniversite bursları gibi projelerin kaldırılmasını eleştiriyor. Gemici, geçen yıl 254 bin üniversite öğrencisi burs alırken, bu yıl 200 bine düştüğünü vurguluyor.Beşir Atalay selefi Gemici'nin iddialarına ve Diyarbakır projesindeki sessizliğine açıklık getirir sanırım. syilmaz@milliyet.com.tr Arkadaşım Meral Tamer ve benim son günlerde yazdıklarımızı değerlendiren ve 1997 - 2002 tarihleri arasında SYDTF'den sorumlu Devlet Bakanı olarak Meclis'te görev yapan Hasan Gemici'nin gönderdiği mektupta, dikkatimi çeken birkaç noktayı da belirtmeden geçmeyeceğim.