Biliyorum ki o da yan odada, 47 yıllık hayat ortağı šzeyir Garih'i son yolculuğuna uğurlarken yapacağı konuşmanın hazırlığını yapıyor.™lüm bile entellektüel enerjilerini s"ndüremedi! İki ortağın odasında da "lüme yenilmenin burukluğu kağıda d"külüyordu.Oysa nice "lümler vardır, yalnızca "Başınız sağ olsun! Allah bu acınızı unutturmasın" der, hüzünle oracıktan ayrılırsın.Garih bize "lüm ve yaşamın b"ylesine ince bir çizgi olmadığını g"sterdi. Dün ilk kez İshak Alaton'a ulaşamadım (!) Alarko Topluluğu'nun Ortak"y'deki binasına kadar gidip, yan odasında oturan ortağı šzeyir Garih için açılan taziye defterine son mesajımı yazıp, geri d"ndüm. Musevi işadamı! Ortakların en alıngan oldukları günü hatırlıyorum.Büyükçekmece'de Alkent'i inşa ettikleri sırada, İslamcı basın yaylım ateşi açmıştı. "Musevi işadamları, su havzalarını işgal ediyorlar" diye...Garih ve Alaton çok nadir ikili basın toplantısı yapardı, bu da onlardan biriydi ve kendilerini Musevi oldukları için (!) savunmak zorunda kalıyorlardı.Ardından bir s"ylenti çıktı; "Alarko Türkiye'deki yatırımlarını yurt dışına taşıyor" diye, tabii fos çıktı. Yatırımlarını taşımak bir yana, sosyal siyaset alanının ve ekonomi dünyasının en üretken üyeleri olmaya devam etiler. Polisiye olayların ardından "Musevi işadamı" diye yazılmasına İshak bey çok alınırdı. "Dini niye vurguluyorlar, bir zanlı ortaya çıktığında (Müslüman işadamı) diye yazılıyor mu?" diyerek kızgınlığını ifade ederdi. Kimi zaman kendi adının gazetelerde "İzhak" olarak geçmesine de aynı "lçüde alınırdı. Gülen'le de dosttu Garih siyaseten kendini bir yere oturtmamıştı, İshak bey gibi. İshak beyin İsveç modeli "sosyal demokrat" olduğu bilinir ve bu uğurdaki çabaları da basına yansır.Garih sanki yüzüne bir perde germiş gibi dolaşırdı. Altında neler olduğunu bilmeniz için açmasını beklemeniz gerekirdi. Açtığında ise altında bilgeliği bulmak pek de şaşırtıcı olmazdı.Onu ilk tanımam muhabirlik yıllarımın başına rastlıyordu. Sanayi Odası toplantılarını hiç kaçırmazdı. Dün taziye defteri sırasındayken, yanımda İSO Meclis Başkanı ™mer Dinçk"k duruyordu. İlk muhabirlik yıllarıma gittim. Bir İSO toplantısı arasında yanıma gelip "Bak bu kadar ünlü işadamıyla tanışıyorsunuz, fırsatı iyi değirlendirin. İyi bir iş bulma şansınız yüksek" diyor, iş hayatımla ilgili ufuk açmaya çalışıyordu. Türkiye'nin sayılı zengin işadamlarından olmasına rağmen bu dünya ona da dar gelmiş, kitaplar yazmaya başlamıştı. Yetmedi gazetelerde k"şeleri, televizyon kanallarında programları oldu. Bilgi dağarcığından taşanları, konferanslarla iletti. Devran değişti, Atatürkçü İslamcı arayışı Fethullah Gülen rüzgarları estirmeye başladı. Garih, Gülen ile yakınlaşan işadamlarından oldu. Gülen taraftarı Samanyolu TV'de açık oturumlara çıkıyordu. Ablası biliyordu İshak beyin kızı Leyla Alaton siyahlar içinde çıkıp geldiğinde, yüzünde kabul edilemez bir üzüntünün isyanı vardı:"Bize dinler üstü olduğunun mesajını b"yle mi verecekti?.."Garih'in katledilişinin haberi ekranlara yansıdığında, Alaton'u evinde ilk ziyaret eden AKP Başkanı Tayyip Erdoğan oluyordu. Şeyh Hüseyin Efendi ile yakınlığını o güne kadar aileden ablasının dışında bilen yoktu.Bilinen bir tek şey vardı ki, entellektüel enerjisini topluma boşaltma azmini yitirmeyen, pozitif bakan ve inançlara saygılı bir işadamıydı. İnançlara saygısından her Razaman'da iftar yemeği verir, davet edildiği iftarlara da katılırdı.Tam da siyasal İslam'ın tartışıldığı bu günlerde Garih'in "dinler üstü" bir simge olarak ortaya çıkması ne kadar anlamlı.Evren bize bir şey mi anlatmak istiyor?Yoksa bu fani dünya bir kahbelik daha mı ediyor? syilmaz@milliyet.com.tr ™lümü yakınlarına çok acı geldi. Dün holding binasında k"şe bucak g"zyaşları d"külüyordu. Ablasının oğlu Edip İlkbahar, bugün için en "nemli işi yapıyordu; cenaze organizasyonu...