Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İki kişi arasında sohbet niteliğini aşan iddiaları taşıyan görüşmemizi, bu sütunlara yansıttım.Sema Cıngıllıoğlunun iddialarından birisi, Demirbankı zor duruma düşeren yüksek oranlı Hazine bonosu alımlarıyla ilgili anısıydı.Cıngıllıoğlu, dönemin Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçelin, kardeşi ve bankanın yönetim kurulu başkanı Halit Cıngıllıoğluna "Halitciğim, ikimiz aynı gemideyiz. Devleti desteklemek lazım. Ben neysem sen de osun" diyerek, Hazine bonosu aldırdığını itiraf ediyordu. Erçel bu yazı üzerine aradı, "Yalan" dedi ve devam etti:"Hazine bonosu benim işim değil. Ayrıca ben bir bankacıya telefon açıp, böyle bir şey söylemem. Söyleyeceksem (daha önce dört banka patronunu çağırıp, 1 milyar dolar istediklerini hatırlattı) dört - beş bankayı toplar öyle konuşurum..."Sema Cıngıllıoğlu, sözünün arkasında durduğunu ısrarla yineliyor. Demirbankın kurucusu Nuri Cıngıllıoğlunun ölüm yıldönümde kızı Sema Cıngıllıoğlu, babasının mevlütü nedeniyle üzüntülerini dile getiren bir davet mektubu göndermişti. Ben de kendisiyle bu mektubu yazmaya iten nedenleri konuştum, anlattı... HSBCden inceleme açıklaması Gelelim HSBCye...Sema Cıngıllıoğlu aynı yazımda, HSBCnin ve denetim firması Arthur Andersenin, bankanın Fona geçtiği 6 Aralık gününü takiben, 7 Aralıkta bankaya gelip, hangi yetki ile inceleme yaptıklarını sormuştu...HSBC Genel Müdür Yardımcısı Demet Ciminli, "11 - 13 Aralık günleri arasında BDDKdan aldığımız yetki ile inceleme yaptık" diyor. Yani HSBC, bankada ihale öncesi inceleme yapıldığını doğruluyor.Ciminli ayrıca, "BDDK hariç hiç bir kuruma teklif vermedik" de diyor. Ciminli bu sözleriyle de Cıngıllıoğlu ailesinin "Fona geçmeseydi Demirbankı, HSBCye satmak üzereydik" açıklamasına, "teklif vermedik, görüşme yaptık" yanıtı vermiş oluyor.Farkındasınız, değil mi? Fona geçen bankaların başına nelerin geldiği tam olarak açıklanmadığı için hala durumu çözebilmiş değiliz. O dedi, bu dedi diye ilerlemeye çalışıyoruz. Tabii bu durumda geriye bir tek şey kalıyor; BDDKnın Demirbankın telefon kayıtlarını dinlemesi ve iddialara açıklık getirmesi. Bu da mümkün. Çünkü banka yönetiminin telefonlarının kayıda alındığını herkes bilir. Sultanahmete "müze otel" Araya Araplar, Romenler girdi.Bavul turizmi canlandı.Mafya, galericilikten otelciliğe bulaştı. Sultanahmete nefes aldıran sokak, Soğukçeşmeydi. Çelik Gülersoyun restore ettirdiği eski evler, tarih ve kültür gezisi yapmak isteyenlere kucağını hep açık tuttu.1990ların ortasında açılan Four Seasons ve Armada otelleri ile Sultanahmet farklı kimliklerini ortaya çıkardı.Geçenlerde de Sultanahmette Eresin Crown Hotelin açılış davetindeydik.Otelin genel müdürü genç bir hanım: Müberra Eresin. Eresin adını Topkapı ve Taksim otellerinden biliyoruz. Babasının ölümünden sonra Taksim ve Sultanahmetin yönetimine geçen Müberra Eresin, altı ay önce de amcasının yönetiminde olduğu Topkapı Eresinin işletmesini üstlenmiş.Eresin Crownun en önemli özelliği, inşaat sırasında üç metreye kadar yapılan kazılardan çıkan, M.Ö 4. ve 5. yüzyıllardan kalma 49 tarihi eserin otelde sergileniyor olması. Sultanahmetin yerlileri bundan 10 yıl öncesine kadar gazeteciler ve turistlerdi. Gazeteler Çağaloğlundan (Bab - ı Ali) taşınınca da Eminönüden Aksaraya kadar uzanan şerit turistlere kaldı. Adeta müze otel Helenistik çağdan başlayıp, Roma ve Bizans dönemine tanıklık etmiş; sağında Ayasofya, solunda Aya İrini, berisinde Topkapı Sarayı gibi değerlere sahip; kişilikli otellerin, çay bahçelerinin, kafelerin serpiştiği sokakların arasından İstanbulu görmek isteyen turiste uzanmak zor olmasa gerek. syilmaz@milliyet.com.tr 59 odalı otel, yalnızca müze değil, aynı zamanda da galeri gibi. Ressam Gültekin Çizgenin otele özel hazırladığı koleksiyonu ve İngitiredeki müzede asılları bulunan çinilerin Kütahyada yapılan kopyaları da odaların iç dekorasyonunu bütünlüyor.