Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kendisiyle ilk röportaja gittiğimde; Dünya Bankası Başkan Yardımcılığından emekli olmuş, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Baş Danışmanı olarak Türkiyeye yerleşmişti.Ülkemizde 1994 ekonomik krizini yaşıyordu, "Hükümetten bilginize başvuruyorlar mı" diye soruyordum, gülüp geçiyordu...O da beni nezleli halimle anımsıyormuş.Karaosmanoğlu önümüzdeki aylarda 70 yaşını dolduracak, anılarını yazmaya karar vermiş. Teknoloji Kongresi öncesi konuşmacılar ve basından birkaç arkadaşla yemekteyiz, Atilla Karaosmanoğlunun yanında oturuyorum. Reformlara direndiler Karaosmanoğlunu davet eden Başbakan Nihat Erimdi, bu hiç tartışılmadı. 12 Mart askeri yönetimi iş başındaydı. Erim, hükümet programı taslağını Karaosmanoğluna yazdırmış, reform niteliği taşıyan bu programı onaylayan bakanları hükümete davet etmişti. Hükümet kurulduğunda Karaosmanoğlu ekonominin dümenindeki Başbakan Yardımcısı, Sadi Koçaş da siyasetten sorumlu Başbakan Yardımcısı.Söz Karaosmanoğlunda:"Hükümete bakan olarak girenler zaman içinde reformlara direndiler... Polemikler arttı ve bir gün Erim, benden ve Koçaştan habersiz üçüncü Başbakan Yardımıcısı olarak eski Maliye bakanlarından Mesut Erezi atadı. Reformların yapılıyor gibi görünmesine ortaklık etmek istemedim. İstifa mektubumu 10 arkadaşıma gösterdim. Onlar istifa mektubunu biraz daha az batar hale getirip, "Biz de size katılıyoruz" dediler ve istifa ettik." Kemal Derviş Dünya Bankası Başkan Yardımcılığından ayrılıp Türkiyeye geldiğinde, Karaosmanoğlu ile benzerlikler kurmaya başlamıştık. Ne de olsa, Dünya Bankasından Karaosmanoğlunu takiben 30 yıl sonra yine bir "kurtarıcı" davet edilmişti. İşsiz kaldım Karaosmanoğlu buradan da istifa ediyor. Geriye kalıyor akademik yaşam... ODTÜ rektörünün daveti üzerine üniversiteye başvuruyor. ODTÜ Akademik Kurulunun ittifakla kabul ettiği müracatı, eski Sanayi bakanlarından Şahap Kocatopcunun da içinde olduğu Mütevelli Heyeti ittifakla reddediyor ve Karaosmanoğlu Türkiyede işsiz kalıyor, Dünya Bankasının çağrısını kabul edip, yeniden Amerikaya dönüyor. O günlerde Karaosmanoğlunun ikinci işi, İsmet İnönünün önerisi ile Atatürk hisselerini temsilen yürüttüğü İş Bankası Yönetim Kurulu üyeliği. Bankanın risk analizlerini yapıyor. Türkiyenin bölgesel kredi geri dönme risklerini araştırıyor. Bir haber: "Mudilerin hesapları incelendiği için, İş Bankasından paralar çekiliyor..." McNamaradan onay Karaosmanoğlu aktarıyor:"İlk Milli Güvenlik Kurulu toplantısına çağrılmadım. Askerler aşırı solcu olmamdan şüphelenmişler, ABD eski Savunma Bakanı ve Dünya Bankası başkanlarından McNamaraya sormuşlar. O da "İyi bir vatanseverdir. Yalnız akıllı olmayan adamlarla çalışamaz" demiş. Sonra MGKlara girdim."Rahşan Hanımdan kızartmaGelelim DTP Genel Başkanı Mehmet Ali Bayarın babası Nuri Bayar ile ilgili anılarına..."Mecliste milli gelirin yüzde 6sına eşit bir kısmın, maaş artışı olarak verilmesini eleştirdiğim konuşmalarıma, AP sıralarından Nuri Bayar laf atardı."Karaosmanoğlu bana göre "yaşsız" insanlar vardır ya, onlardan. Deştikçe nerelere iniyorsunuz, yıl 1956 Karaosmanoğlu Harvard öğrecisi. Bülent Ecevit de Harvarddan gazeticilik bursu kazanmış, Amerikaya gelecek. Karaosmanoğlu yanındaki evi Ecevitlere kiralıyor. Kısa sürelik bu komşuluk hatırına Rahşan Hanımın kızarmış patlıcanlarını yemek de kısmet oluyor. Dervişi Amerikancı bulan sol eleştiriler malum... Acaba Karaosmanoğlu da aynı tepkilerle karşılaşmış mıydı? İdamlara karşı demeç! Dervişi de derinden bir dinlesek neler anlatır kim bilir?... syilmaz@milliyet.com.tr Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnanın idam kararının alındığı günler. Yitirdiğimiz gazeteci Mustafa Ekmekçi, kendisine idamla ilgili görüşlerini soruyor. Karaosmanoğlu "İdamlara karşıyım" diyor. Ekmekçi, Karaosmanoğlunun başına gelebileceklerden ürküp, bu demeci yazmıyor. Karaosmanoğlu üzülmüş... Tek tesellisi, Ekmekçinin ileriki yıllarda eşinin askerlere verdiği, "Bir anneye idamlara karşı tutumu sorulur mu" cevabını yayımlaması olmuş.