"Sosyal demokrat bir parti Mecliste olmalı" diyerek CHPye oy atacağını söyleyenlere rastlıyorum, Dervişe ise "Şişirilmiş balon" diyenler, "Diyarbakırlı işadamı yok mu, hep TÜSİADcılarla görüşüyor. Herşeyi yakından takip ediyoruz, milleti aptal sanmasınlar, kimdir o müteahhit" sözleriyle aslında küskünlüklerini ifade ediyorlar. Konuştuğum kişilerin isimlerini not etmiyorum, duyduklarım öyle yakın sorunlar ki, ha Ahmet ha Mehmet söylemiş... Diyarbakırda durum farklı, "Adımı yazdın mı" diye soruyorlar ısrarla... En kısa konuşmayı yapan cübbeli, sakallı bir amca; "Adım Remzi Kan. Irak ile savaş istemiyorum, ANAPı istiyorum" diyor ve gidiyor... Dertleri toplayıp gelmişler "Dünden beri nöbetteyim, yolunuzu gözlüyorum. Açlıktan nefesi kokuyor, particilik yapıyor adam. Açız, yazın ki bilsinler. HADEPe oy vermeyebilirim, kim bize yardım elini uzatacaksa o gelsin." Diyarbakır Milliyet TIRını görünce son 15 - 20 yılın sorunlarını toplayıp getirmiş. İşsizlik, gelir dağılımı bozukluğu, eğitimsizlik, yolsuzluk, siyasi rantcılık, ağalık ne varsa önümüze konuyor. "Taşı toprağı petrol buraların" diye inanılmış. Mermer, krom, kömür için de aynı iddiayı taşıyorlar. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kutbettin Arzu ise GAP, bölge ile ticaret ve turizm üzerinde duruyor, sanayiden umudunu zaten kesmiş. Kim gelip, yatırım yapacak?Arzu, İsrail ile teknoloji alanında işbirliğinden çok bölgenin tekstil yatırımına hazır olduğu inancını yineliyor. Diyarbakırın umudu GAPın suyu. GAPın suyundan aldıkları pay yüzde 8, bölge ortalaması ise yüzde 12. GAP İdaresi 2010a kadar 2.5 milyar dolarlık bir yatırımla sulama kanallarının tam olarak devreye gireceğini belirlemiş, ancak devletin ayırdığı kaynak 300 milyon dolar. Bekle 2050yi bakalım! Çalışabilir nüfusun yüzde 70nin işsiz olduğu bir kentte ekonomik gelişmeden nasıl sözedilebilir? Toprağa dayalı sanayi fena değil, tuğla ve mermer tesisleri açılmış. Gelin görün ki un fabrikası var, makarna yok; çır - çır var, iplik yok; insan var ticaret yok! Diyarbakır kendine oy atacak, yani HADEPe... Sözünü ettiğim diğer siyasal oluşumlar ve partiler sürpriz peşinde koşabilir, bu çabaları boş da çıkmayabilir. Ne de olsa HADEP de belediye iktidarında herkesi memnun edememiş. Köyümüze geri dönelim Üzerine titredikleri kamu tesislerinde 6 bin kişi istihdam ediliyor. Onda da gözü olan siyasiler Karayollarını Elazığa taşımaya kalkmışlar. Oysa Karayolları Diyarbakırın "aş evi" ve bu nedenle de oyların tartıldığı alan. HADEPliyiz diyorlar, ANAPlı Haşim Haşimiyi kaydettirmeden gitmiyorlar, Karayollarını yerinde bırakmış!..Politize olmuş, okumuş - yazmış bir kent. Kuru gürültü buralarda pek sökmez. Hedef vereceksin, demokratik hak ve özgürlükleri tırpanlamayacaksın; yaşama hakkı vereceksin bahçesinde gülü, heybesinde katığı olan! syilmaz@milliyet.com.tr Boşaltılan 10 bin köyün yeniden yerleşime açılması için imkan yaratılamamış. Köyden mercimek, bulgur, süt, et getirecek; kentten kumaş, şeker, yağ, un alacak ama nerede? Turizm bölge için bir zamanlar potansiyeldi; yılda 30 bin yabancı turist geliyordu, elleriyle saymışlar 5e kadar düşmüş. Körfez Savaşı dönemini saymazsak, 1300 yatak kapasitesi son 15 yıldır dolmuyor.