"Orhanlı'dan İstanbul'a trenle gelirken Gemlik'te denizi görüp çok şaşırmıştım. İlk defa Yalova'da denize girdim. Babamın başbakanlık yaptığı dönemlerde yazın Yalova'da kalırdık. Bir gün annem yüzerken boğulma tehlikesi geçirmişti, ağabeyim kurtardı.""Yüzmeyi Heybeliada'da öğrendim. Babamın mutlaka bir denizci yaveri olurdu, yüzmeyi de bana onlar öğretti. Denize ayaküstü, yani çivileme atlamayı çok severim. Babam bana özenip çivileme denize atlayınca, karnının üzerine düşmüştü. Metin Toker (İ. İnönü'nün damadı) yılmadı, sonunda babama çivileme atlamayı öğretti.""Babamın cumhurbaşkanlığı döneminde Florya Köşkü'nde de kaldık. Uzun bir mayosu vardı babamın, deniz kenarına gidince hemen çocuklar etrafını sararlardı. Bir defasında babam iskeleden atlayacaktı ki, çocuklar yine etrafını sardı. Ağırlığa dayanamayan tahta iskele çöktü, hep beraber suya düştüler." Ayylık denizcilik dergilerinden Vira'nın bu sayısında eski başbakanlardan Erdal İnönü ile bir söyleşi yer alıyor. Erdal İnönü, babası İsmet Paşa'nın meşhur "çivileme" atlayışıyla ilgili anılarını anlatıyor. Beykoz Küçüksu Plajı'nı anlatasım geldi. Geçen yıl açılan plaj hafta sonları çevre yerleşimlerin akınına uğruyor ve sahil çocukların "atlama" yerine dönüşüyor.Plajla yeni tanışan İstanbul gençliği denize girip, duş alıp, şezlonglara uzanmaya geçmedi. Denizde iki kulaç bile atmadan merdivenleri çıkıyorlar ve yine atlıyorlar; gün boyu bu eylem çığlıklar içinde sürüp gidiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın da çocukluğunda bu plajda yüzme öğrendiğini okumuştum.Yeni kentli bu kuşağın, deniz kültürü edinmesine ne tür katkı sağlanabilir, düşünülmeli. Beyaz dondan plaja İnönü, Vira'daki söyleşisinde "Vatandaşlarımız henüz sadece sahilleri keşfettiler, açık denizleri, denizin altını değil" diyor.İnönü, "Ülkemizde yüzme bilmeyen kalmamalı. Vapurlarımız, gemilerimiz, teknelerimiz kısacası deniz taşıma araçlarımız çoğalmalı. Denizcilik müzeleri, sergiler açılmalı. Çocukların denize ilgilerini yöneltecek yarışmalar düzenlemeli" önerilerini sıralıyor.Denizi ve çevreyi kirletmekle ilgili soruları da yanıtlayan İnönü "Denizbilimci Levent Akyüz geçen yıl 'Bilimsel Açıdan Marmara Denizi" adlı bir kitap çıkardı. Marmara'da dalarak çeşitli derinliklerde oksijen miktarını ölçüyorlar. Bu araştırmaya Sevinç İnönü Vakfı destek verdi. Marmara'da eskiden 7 metre derinliğe kadar olan oksijen, 10 metre yüzeye kadar gerilemiş" diyor. Sevinç İnönü destekledi Kutuplarda eriyen buzulların okyanus dibinde oluşturduğu kanal ile 2000 yıldır dünyayı dolaşan ve dünyanın en saf suyu olarak pazarlanan Mahalo, "derin deniz suyu" olarak tanımlanıyor.Mahalo'nun Grönland'dan başlayan yolculuğu Pasifik Okyanusu'ndan Hawaii'nin Kano kıyılarına kadar ulaşıyor. 2000 yıllık yolculuk boyunca okyanusun tüm yararlı mineralleri suyun yapısına karışıyor. Böylece insan sağlığı açısından "serum" niteliğinde bir su elde ediliyor. Bin metre derinliğine yükseldikten sonra, içindeki tuz oranı düşürülüp okyanus seviyesinde şişeleniyor. Super-J Dış Ticaret, Mahalo'yu Türkiye'ye getiriyor. Litresi 6-7 YTL civarında olacak bu su Türkiye'nin susuzluğuna bir çare değilse de, denizlerle tanışmayı anlamamız açısından bir örnek. syilmaz@milliyet.com.tr Okyanusun içme suyu
Özay Şendir
Üzerinde tepindiğimiz hayatlar...
28 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Yeni müfredat ne kadar yeni?
28 Nisan 2024
Zeynep Aktaş
Borsa hızlı koştu gözler 10.000’de
28 Nisan 2024
Ali Eyüboğlu
maNga grubundan çağrı var: Keşke bir kadın DJ olsa da konserlerde bize eşlik etse
28 Nisan 2024
Güldener Sonumut
Macron ve abartının sınırı
28 Nisan 2024