Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Sabancı Holding Başkanı Sakıp Sabancı, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Tekfenin ortaklarından Feyyaz Berker, Koç Topluluğu yöneticilerinden Mustafa Koç gibi Türkiyenin kaymak tabakasına...Bu kanatta köprü görevini iki isim üstlenmişti. Biri TÜSİADlı Cüneyt Zapsu, diğeri Turgut Özalın avukatı Münci İnci.Müslümanlığı yaşayan bir ailede yetiyen ve Alman eğitimi alan Zapsu, Erdoğan ile bağını hiç koparmadı. Bugüne gelene kadar Recep Tayyip Erdoğan MSP hareketinden taşıdıklarının dışında, kimlere ulaştı? Ev sahibi koptu Erdoğan ile işadamlarını ve liberal siyasetçileri evinde buluşturan Münci İnci ise ne listede, ne de ekibin içinde. Hatta partileşme sürecinde, eşiyle hemşerilik ilişkisi de olan Erdoğana "Ben bu tabloda yer almam" diyecek kadar da uzak düştü. Buyurun! Nereye? İstemeden diyorum çünkü, teklif giden isimlerden Fenerbahçe Kulübü eski yöneticilerinden ve tekstilci Abdullah Kiğılı, Bisse gömleklerinin sahibi İbrahim Kefeli, ekonomist Mahfi Eğilmez, sanatçı Orhan Gencebay gibi merkezdeki isimlerden "ret" yanıtı aldı.Bu isimler içinde siyaset dünyasına en yakın olanı, Kiğılı. 1984 - 1990 döneminde İstanbul ANAP İl Başkan Yardımcılığı yapmıştı.Faziletliler partinin programını, çatısını kurmuş, kendilerine "vitrin" olacak isimlere de "Gel" diyorlar.Bu koşullarda kimse gitmez! Gitmiyor da.Giden kim?Sabancının bir gezi takımı vardır. Onun içinde hemşerisi Mehmet Gazioğlu da çoğu kez olur; O!.. Gazioğlu ülke yönetimiyle ilgili ilginç fikirlerini bir televizyon kanalında yayın saati kiralayarak anlatmayı da denemişti.Bunlar; davetlere takı ve takım gösterisi yapmak için koşan eşiyle çekilmiş sosyete sayfalarındaki resimleri, ekonomi sayfalarından çok olan bir işadamını ancak getirebildiler.Yenilenme bu olsa gerek!Türbanlı eşlerinin yanında, "sosyetik bir bayan da" olabiliyor gibisinden... Erdoğan, kendine siyasette "değişti" dedirtecek kesimle bağını istemeden de olsa koparmış durumda. Müreftede üç nesil bağ bozumu Bu gezilerde; suyla üretimin hiçbir sürecinde teması olmayan üzümlerin boşaltılıp ayıklanmasına, süzülmesinden dinlendirilmesine kadar şarabın serüveni anlatılıyor.Benim ilgimi çeken Dolucanın öyküsü oldu.Almanyada şarap eğitimi aldıktan sonra, 1926da şarap üretimine başlayan Nihat Kutmanın ardından oğlu Ahmet Kutman da aynı yolu izliyor. Ahmet Kutman Kaliforniya Üniversitesinde Gıda Teknolojisi okuyor, Mürefteye gelip babasının işine devam ediyor. Okul arkadaşı rahmetli Güven Nil ile Sarafin bağlarını kurup, Sarafin markasını çıkartıyor. Ahmet Kutmanın oğlu Ali Kutman halen ABDde şarapçılık ve bağcılık eğitimi alıyor. Üç kuşaktır hem okuyup, hem üreten bir şarap ailesi. Ailenin tek gıda alanında eğitim görmeden, yönetime gelen üyesi Sibel Kutman. Yılda 30 milyon dolar ciro yapıyor, Doluca. Şimdi düşünün bakalım, Türkiyede 1926da kurulup, bugüne gelen hangi şirket ne yol aldı? Aklıma 75. yılını kutlayan Koç Holding geliyor. Biri milyar dolarlara ulaşan cirosuyla dünya şirketi, diğeri ürettiği şaraplarla dünyada altın madalya aldığı zaman sevinen yalnızca bir ürünün takipcisi! Dolucada damıtılmış bir kültürün tadı var. Kimisi buruk, kimisi tatlı. Şarap gibi... syilmaz@milliyet.com.tr Ağustosun ikinci haftasından eylül sonuna kadar Doluca, Müreftedeki bağ bozumuna turlar düzenliyor. Swissotel ile anlaşan Doluca, kişi başına 40 milyon liraya tam günlük paket bir program uyguluyor.