Sonunda; e-posta, mektup, telefon, faks derken yılmadılar geçen gün ziyaretime geldiler. İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Esen İnal ile birlikte dernek yöneticilerini dinledim. Diğer gümrük müşavirleri derneklerinden de aldığım tepkilerin hepsini yüz yüze görüşüyoruz. Üzerinden neredeyse üç ay geçti, gümrük müşavirleri ile ilgili yazım üzerine bu çevreden gelen tepkiler bitmedi. Bu sürede öğreniyorum ki; aslında meslek grupları içinde en etkili olan kesimlerden biri de gümrük müşavirleri, spor kulüplerinde bile güçleri bulunuyor. Suçlu hayali ihracat! Bunların hepsi kaynaklar gösterilerek yazılmış. İnal, yolsuzluğu çok geçmişe havale ediyor. 1980lerde bir gecede hazırlanan hayali ihracata geçit veren yönetmeliklere uzanıyor... "Davalarda kime ceza kesilmiş" diye de soran İnal, geçmişte hava parası ödenerek tayin edilen müdürler döneminin bitmesiyle, yolsuzluğun önünün kapandığını vurguluyor. Bana veryansın etmelerinin iki nedeni var; birincisi Devlet Bakanı Mehmet Keçecilerin açıkladığı anket sonuçlarına göre, gümrük müşavirlerinin yolsuzluk üzerinde yüzde 70e varan oranda etkili olduğunu yazmam. Bir diğeri de lojistik - taşıma firmalarının gümrük müşavirlerini bordrolarına almak istediklerini belirtmem. En çok da yıllık rüşvet bütçesi olarak bir şirketin "Gümrüklerde ödediğimiz yıllık rüşvet bedeli 100 bin dolar" ifadesine yer vermem. Rapor sonuçları Gümrük Müsteşarı Nevzat Saygılıoğlunun masasının üzerinde taze taze duran "3 yıllık faaliyet raporuna"... -Açığa alınan gümrük personeli sayısı 1999dan bugüne sırasıyla, 13 - 158 - 27 - 8 kişi. Yüksek Disiplin Kurulunca görevine son verilen memur sayısı da 27 - 7 - 71 - 2 kişi. Farkındaysanız, 2000 yılında sayı bir hayli artmış.Müfettişlerin işlem yaptığı müşavir sayısına gelince 1999dan itibaren, 54 - 46 - 71 - 25 kişi...Gümrük kontrolörlerince hakkında tahkikat yapılan gümrük müşaviri sayısı da 1999 - 2002 arasında, 64 - 46 - 91 - 21 kişi. Toplam 222 kişi kontrolörlerin, 196 kişi de teftiş kurulunun incelemesinden geçmiş. Özetle 418 gümrük müşaviri hakkında inceleme yapılmış. Sorun bu tablonun ortadan kaldırılması. Gelelim rakamlara... Kimse şikayet etmiyor Ancak ne var? Ofisten gümrükleme yapmaya olanak tanıyan otomasyona geçiş oranı yükseliyor, 2002de gelinen seviye yüzde 43lere ulaşmış durumda. Sıra hukuk sisteminin otomasyona bağlanmasında. Olaylar, kişi ve firma bazında takibe alınabilecek.1.8 milyar dolarlık dış ticaretten doğan zararlar değerlendirilirken; hukuki, etik istihbarata dayalı olmak üzere ne tür tedbir gerekiyorsa masanın üstünde. Saygılıoğlu, rüşvet ve yolsuzluğun ortadan kalkmasının otomasyona geçiş ve bankaların tahsilata başlamasıyla önleneceğini belirtse de, işin etik tarafı ağır basıyor. Ve ne yazık ki, bugüne kadar istediği tüm desteğe karşılık ne işadamlarından, ne de gümrük çevresinden kendisine bu konuda bir "itiraf" veya "ihbar/şikayet" yok! Çete işi bitti Benim de halen anlamakta zorluk çektiğim ise gümrüklerde halen, "Bahşiş rüşvet sayılmaz" anlayışının sürmesi. İleriye bakabilmek için gerçekten ilkeli olmaktan başka çare yok. Gece - gündüz çalışarak binlerce başvuru içinde sınav kazanarak, bileğinin hakkıyla gümrük müşavirliği yapanlara neden sözümüz olsun ki?Ayrıca gümrüklerde yolsuzluk olaylarının giderek azalan bir eğri içinde olduğunu kimse de görmezden gelmiyor.Benim derdim, "Burada artık rüşvet zorlaştı, başka alanlara kayalım" diyenleri engelleyebiliyor muyuz? Hukuk ve adalet ülkesi olma yolunda ilerlememizin önünü kesenlere "Yeter" diyebiliyor muyuz? syilmaz@milliyet.com.tr Saygılıoğlu ile gümrük müşavirleri bir noktada buluşuyor: "Artık gümrüklerde çete işi kesinlikle yok, ne taşra ne de merkezde."