Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aklımızda oluşan kilit soru, "Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen hakkında BDDK murakıplarının hazırladığı EGS Bank raporuyla ilgili bir işlem yapacak mısınız?" BDDK, Devlet Bakanı Şener'e bağlı bir kurum.Şener, "Bu soruya cevap vermek istemiyorum, söylediğim her sözüm tartışma çıkaracak" diyor. Özetle Şener, Tüzmen'le ilgili "tek kelime" etmek istemiyor. "BDDK bağımsız bir kurum, hiçbir kararını bakana onaylatmak zorunda değil. Gelişmelerden haberim de yoktu" demekle yetiniyor. DİSK'in öncülüğünde oluşturulan "10 Aralık Platformu"nun İzmir toplantılarına katılmak üzere geldiğimiz Balçova Termal Otel'deyiz. Saat gece yarısını bulmuş. Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, otelin lokantasında partililerle oturmuş, yemeğini yiyor. Kendisiyle bir çay içmek istediğimizi söylüyoruz, kırmıyor. Şener'e 14 Ekim'de Abant'ta DİSK'in başlattığı sol siyasetteki arayışlarla ilgili sorular yöneltiyoruz, şöyle yanıtlıyor:"Yeni bir siyasi partinin tutma şansı yok. Sol, beğenmediği şeyleri içine atıp CHP'de birlikte olmalı. Yeni aranılan lider kim olacak? Bu soru kafaları karıştıracak. Eskiden insanlar Meclis TV'yi izleyip siyaseti takip ederdi. Artık millet siyasetle ilgilenmiyor. Sol ve sağ kavramları üzerine partileşmek mümkün değil. AK Parti ortaya çıkarken, kendisini sağ-sol diye tanımlamadı. Tepeden inme, elit siyaseti yapmadı. Halk bize baktığı zaman 'Bunlar bizden' diyor." "AKP içindeki solcu" yakıştırması yapılan Şener, solun ekonomik çözümlerle siyaset üretmekten koptuğu eleştirisini dile getiriyor. "Bizim öğrencilik yıllarımızda işçinin karşısında sermaye vardı, şimdi işçinin karşısında işsiz var. Sendikaların ortaya çıkaracağı siyasal partilerin dönemi geçti" diyor. CHP'de birleşin İhracatçıların döviz kurunun yükseltilmesini istediklerini vurgulayan Şener, "Koşulların en zor olduğu dönemlerde en büyük avantajlar yakalanır. 1992- 2002 yılları arasında ekonomi ortalama yüzde 3 oranında büyürken, verimlilik eksi 0.5'ti. Oysa 2003-2005 döneminde verimliliğin büyümeye etkisi 4.5 puan oldu. Bankaların açık pozisyonları çok yok, özel sektörün var. Bir yaklaşıma göre özel sektör yurtdışındaki kendi parasını içeri getiriyor" açıklamasını yapıyor. Verimlilik artıyor "Benim de anlamadığım bir şey var" diyerek söze giren Şener, ekonomi yönetimi ile hukuk mantığının farklı işlemesine dikkat çekiyor. Şener sözlerini şöyle sürdürüyor:"Yargının da, ekonominin de hassasiyetleri var, ancak taraflar birbirini ne kadar anlıyor? Körler, sağırlar diyaloğu gibi. Oysa karar alınmadan önce ekonomi ve hukuk tarafları bir araya gelmeli. Mesela BDDK'da ekonomiden ve bankacılıktan anlayan uzmanlar çalışıyor. Kurumun kararı yargıya açıktır. Ekonomiyi bilmeyen bir hâkim karara verecek. Tanıdığı bir hocayı bilirkişi tayin ediyor. Eee BDDK'da böyle onlarca uzmanın var. Nasıl olacak? Sonunda aslında verilen karar bir hocaya ait oluyor. İşlerin hukuki olması gerekir ancak ekonomiyi de göz ardı etmemeli. Bütün bu süreçlerin aslında demokrasiye katkısı var. Uzun dönemde demokratik bir kültür oluşuyor. Yaşayarak öğreneceğiz." Yaşayarak öğreneceğiz Siyasi partilerde demokratikleşme sorununu yönelttiğimiz Şener, gençlik yıllarında izlediği "Viva Zapata" filmlerinden etkilendiğini şu sözlerle anlatıyor:"Zapata toplumun sorunlarını çözmek için bir ömür tüketiyor. Ölünce çiftçi eylemleri falan devam ediyor. Ben oradan yola çıkarak 'Güçlü lider, zayıf toplumların eseri' tespitini yapmıştım. Güçlü toplum neden güçlü lider çıkarsın? Padişahların döneminde okuryazar oranı yüzde 5'lerdeydi. Feodal beyler, önderler zayıf toplumu seviyorlar."Şener, AKP'nin Irak ve AB ile sorunlar başta olmak üzere yükselen "ulusalcı muhalefete" karşı hangi argümanları geliştirdiği yolundaki soruya ise, "Medya sağ olsun, AKP'nin ABD ve İsrail siyasetine karşı "Hamas'ı ağırladılar" manşetleri atıyor, bizi bu baskılardan koruyor" yanıtını veriyor. syilmaz@milliyet.com.tr Viva Zapata