Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İki As, B - Teks, A - Teks firmaları sahibi İrfan Aydının, yapılan soruşturmalarda kişisel mal varlığı 10 trilyon lira olarak saptanan Seçkin ile ortak olduğu iddia edildi. Bu iddialar üzerine içeri alınan Aydının, Kayserideki praşüt alımlarında ihale şartlarına uygun mal vermediği saptandı.TSKya, emniyet teşkilatına özellikli giysi satan Timpateksin sahibi Yılmaz Tümer de sürdürülen operasyonların ulaştığı ikinci işadamı oldu. Tümer, askeriyeye verdiği soğuk iklim giysilerinde şartnameye uygun üretim yapmadığı ve alımlara hile karıştığı iddiası ile tutuklandı.Sümer Holding vasıtasıyla yapılan alımlarda, son üç aydır Maliye Bakanlığına yapılan ihbarlar da değerlendiriliyor.Sümer Holdinge bağlı tasfiye edilen Sümer Tekstil ile Ankara firması Yakupoğlunun işbirliği içinde olduğu iddialarını araştıran Maliye, askeri giysi ve ihtiyaç maddeleri alımlarını yakın takibe aldı.Yakupoğlu dosyasında Sümer Tekstilin firmaya, ihalesiz 50 trilyon liralık sipariş vermesi olayına yer verildi.İhale yöntemi ve alış şartnameleri üzerinde teknik çalışma da yürüten TSK; Kimyaevinde usulsüz verilen raporlar üzerinde duruyor. Aranılan şartlar oluşmadığı halde, verilen raporlarla ihalelerin adresi belirli firmalara gittiği iddiları araştırılıyor.Askeri ihalelere giren firmaların yakından izlediği bu operasyonlarla ilgili bilgisine başvurduğum resmi kaynaklardan, yolsuzluğun boyutuna ulaşamadım. Edindiğim bilgiler, operasyonun genişleyerek sürdüğü yolunda... Genelkurmay son iki yıl içinde, üçüncü büyük yolsuzluk operasyonunu sürdürüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için alımlar yapan Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Teftiş Kurulu Başkanlığını harekete geçirerek, son 5 yılı mercek altına aldı. İstanbulda MSBye bağlı Kimyaevini 17 yıl yöneten Kalite Kontrol Daire Başkanı Albay Cengiz Seçkinin 2002 yılı başında içeri alınmasıyla başlayan operasyonda, iki de işadamının adı geçti. Diğer iki operasyon Askeri alımlarda ihale şartlarını ve şartnamaleri gözden geçiren birimler, yolsuzluğa yol açan uygulamaları masaya yatırıyor.Askeriye sürdürdüğü yolsuzluk operasyonunu tef çalarak duyurmuyor. Ancak isteğim, piyasada söylenti olarak yayılan bu gelişmelerin, aslında kararlı bir iradenin çabası olduğunun bilinmesi, izlenmesi... İş dünyasının da artık para kazanma yolunun, "açık kapı" bulmaktan geçmediğine inanması. Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu döneminde çay - tütün karşlığı, Doğu Bloku ülkelerinden 350 milyon dolarlık silah alımında yolsuzluk yapıldığı saptanmıştı. Yine Kıvrıkoğlu döneminde; NATO altyapısını oluşturan inşaatlara ihale veren daire başkanlığı da dağıtılarak, başka bir birime verilmişti. Okuyana, Kılıçdaroğlundan yanıt Kılıçdaroğlu, "Sayın bakan kimi mahkemeye vermiş" diye soruyor.Okuyanın son üç yılda, göreve getirdiği 9 genel müdür yardımcısını değiştirmesinin bir rekor olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, "Kendisinin atadığı İzmir Sağlık Müdürü rüşvet alma suçundan hapishanede. Çalışma Genel Müdür Yardımıcısı rüşvet iddiası ile yargılandı. SSKda mal varlığının hesabını veremeyen genel müdür Selahattin Kızıldereyi danışman olarak aldı" örneklerini veriyor.Kılıçdaroğlu, "iyileştirici sarf malzemesi" olarak tanımlanan 50 - 60 bin kalemin bir protokole bağlı olarak satın alındığını, ancak Okuyanın protokolleri yenilemediğini de sözlerine ekledi. Dolayısıyla kalp kapakçığı gibi özellikli ürünlerde değişik fatura çıkma olayının önüne geçilememiş olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Okuyan SSKyı çiftlik gibi yönetmek istiyor" diyor.Bu sözlerin üzerine bir şey diyemem. Yalnız önceki yazımda da belirttiğim gibi; iddialarda bulunmak bakana yakışmaz, bakanın görevi suçluların üzerine gitmektir. Örneğin daha önce ihbar ettiği tonlarca prinç olayından kimi mahkemeye verdi? 400 bin sahte emekli iddiasında, 1600 kişiden başka savcılığa verdiği kimse var mı? syilmaz@milliyet.com.tr Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyanın "SSKda son 10 yılda 1 katrilyonluk yolsuzluk yapıldı" iddiasına, 1992 - 1999 dönemi SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlundan yanıt geldi.