Şifre çözücüler işe, Recep Tayyip Erdoğanın liderliğinde kurulan partinin adından başladı.Bunların içinde "AK" DSP Genel Başkanı Bülent Ecevitin simgesi haline gelen "Ak güvercin" ile kapatılan Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirelin "AP" benzetmesine kadar vardı. Basına açıklama yapılana kadar adı sır olarak tutulan AK Partinin yankısı, yorumlara açık oldu. Konuşan ile susan Erdoğan aslında bugünden itibaren yeni bir döneme adım attı. Kendine özel bir lider üslubu seçerken, ikna edici olma zorluğunu gidermek durumunda.Erdoğanın iş dünyasından yeterli desteği bulamadığı açık. O nedenle de merkez sağda arayışlar sürüyor. Eski gölge Başbakan Yalım Erez, eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, eski ANAPlı İlhan Kesici, DYPden kopan Mehmet Ağar temaslarını sürdürmeye devam ediyor. Bu isimlerin itici güç olmaya yetmediğini düşünen iş dünyasının içinden geçen isim, Kemal Derviş.Erdoğan "kapalı kutu" olmaya devam ettiği sürece, Dervişin "açıklığı" prim yapmaya devam edecek. Derviş yeni politikacı tipine canlı bir örnek oluşturdu, bundan kimse kaçamaz. Herkes Erdoğanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından bu yana yaptıkları ve söylediklerinin hesabını vermesini beklerken, "Partiyi" konuşalım üslubunu sürdürdü. Güven olur mu? Sütten ağzı yananlar, yoğurdu üfleyerek yiyeceklerdir. YDH günlerini kimse unutmasın. İş dünyası önce destek vaat eder, sonra da egemen güçlerle kavgaya girmemek için bir kenara çekilir. Bunun en iyi örneğini Sakıp Sabancı "Güneydoğu Raporu" hazırladığında, Cem Boyner de YDH günlerinde yaşadı. Merkez Bankası da... 50 milyon dolar ile doların fiyatını 1 milyon 500 binlere doğru sürüklemek demek ki böyle bir şeymiş.Ekonomik krizin çıktığı ilk günlerde Tekstil İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Halit Narin "Paralarımızı Hazineye verebiliriz" diyordu. Bu söz, Antalyada düzenlenen zirveye katılan Devlet Bakanı Kemal Derviş tarafından da kürsüden anımsatılmıştı.İş ciddiye binince, TOBBun Eximbank kanalı ihracatçılara açacağı kredinin kavgası belirdi. Öyle belirdi ki neredeyse TOBB seçimlerinde Fuat Mirasın, Türkiye İhracatçılar Meclisinde (TİM) Okan Oğuzun başkanlığının düşmesinin nedeni olarak gösterildi.Refah DYP (1996 - 1997) iktidarı döneminde de kamu fonlarının yüksek faizi desteklediği yolunda bir endişe belirmiş ve "Havuz Hesabı" sistemi getirilmişti. Kamu kaynakları bir havuzda toplanıyor ve bu havuzdan kredilendirme yapılıyor. Böylece merkezi yönetim, ekonomiye baskı uygulayan trilyonlarca kaynağı denetim ve gözetim altına alabiliyordu.Merkez BankasınaTOBBdan karşı yanıt geldi:"MB yetkilileri tatilde mi? Biz 29 Hazirandan beri 25 milyon dolar döviz aldık. MBden istedik vermedi."Ne feci bir durum. Merkez Bankası yalanlanıyor!.. syilmaz@milliyet.com.tr Vakıflar, birlikler, odalar, sendikalar üyelerin yararına "emeklilikte ikinci gelir sağlamak veya mali dayanışma" amacıyla oluşturdukları fonu günün ekonomik şartlarına göre bazen faize, bazen de dövize yönlendirebiliyor. Merkez Bankası dün açıkladı. Geçtiğimiz hafta ABD Dolarının 1 milyon 400 binlere çıkmasının nedeni, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin 350 milyon dolarlık kaynağının, 50 milyon doları ile döviz piyasasına alıcı olarak girmesiymiş.