YazarlarŞiirdeki yaşama sevinci

Şiirdeki yaşama sevinci

16.11.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şiirdeki yaşama sevinci

Şiirdeki yaşama sevinci


Bundan tam elli yıl önceydi. 10 Kasım akşamıydı. Ankara'daydı...
İncecik yapılı, uzun boylu genç bir adam, aklında sözcükler, dilinin ucunda sözcükler, yanından hiç eksik etmediği hüznünü yüklenmiş, karanlık yolda yürüyordu... Ankara Belediyesi'nin kazdırmış olduğu çukuru görmedi ve düştü. Başından yaralanmıştı. Aldırmadı... Bir iki gün sonra İstanbul'a geldi. Zaten o sıralar, aklı fikri hep İstanbul'a gitmekteydi. Bağlandığı kadın İstanbul'daydı... İstanbul'a geldi ve 14 Kasım akşamı, yemek yerken olduğu yerde yığıldı kaldı... Genç adama alkol tedavisi yapıldı. Oysa o sırada genç adam, beyin kanaması geçiriyordu. O gece öldü. 36 yaşındaydı. Yüreğinde sevdiği bir kadın, cebinde 28 kuruş vardı.
Orhan Veli, ölümünün 50. yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anılıyor.
Türk şiirini, bir yerden alıp, bir başka yere götüren, şiirimizin önündeki ufku açan, Türk şiirine yepyeni boyutlar kazandıran Orhan Veli'nin 36 yaşında ölmesi, edebiyatımız için büyük kayıp.
Onun için en sık söylenmiş sözlerden biri şöyle: "Türk şiirine kasket giydirdi."
Ne demek "Türk şiirine kasket giydirmek?"
Yaşayan dili kullandı, güncel hayatta herkesin kullandığı sözcükleri kullandı demek. Olağan olayları, sıradan insanları şiirinin temel direği kıldı demek. ("Küçük insanları" şiirine konu ettiği de söylendi. Ama bu "küçük insanlar" lafını oldum olası sevmedim.) Olağan olayları, sıradan insanları, güncel dille, keskin mantığıyla ve sonsuz duyarlığıyla oluşturduğu şiirine öylesine yerleştirdi ki, dizeleri yerel ya da ulusal olmaktan çıkıp, evrensel nitelik kazandı.
Orhan Veli, bunu yaparken, kendinden önceki şiirin kalıplarını, ölçülerini, klişelerini, söyleyiş biçimlerini de yıkıyordu. Romantizmi yok ediyordu. Ona göre şiir duyguyla değil kafayla yazılan / okunan bir söz sanatıydı.
Şair arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday'la "Garip" hareketini kurarak, Türk şiirini kanatlandırdı.
Önceleri tüm şimşekleri üzerine çekecek, eskileri fena halde kızdıracaktı.
"Hiçbir şeyden çekmedi dünyada / Nasırdan çektiği kadar" diye başlayıp, "Yazık oldu Süleyman efendiye" dizesiyle son bulan "Kitabe - i Seng - i Mezar" şiirine, bu şiirin büyük ilgi görmesine, Yusuf Ziya Ortaç çok öfkelenecek ve Akbaba dergisinde (1940) şöyle yazacaktı:
"Vezin gitti, kafiye gitti, mana gitti... Türk şiirinin berceste mısraı diye (Yazık oldu Süleyman Efendiye) rezaletini alkışladılar... Göğüslerinde cehennemler yanan sanat cücelerinin kınalar yakıp ziller takıp şakır şakır oynadıklarını gördük! Sanatın darülacezesiyle tımarhanesi el ele verdi, birkaç mecmuanın sahifesinde saltanat kurdular! Ey Türk gençliği! Sizi bu hayasızlığın suratına tükürmeye davet ediyorum!"
(Bu alıntı Asım Bezirci'nin "Orhan Veli" incelemesinden... Karınca çalışkanlığında, titiz araştırmacı Asım Bezirci... Hani Sivas'ta, Mamak Oteli'nde yobazların yaktığı eleştirmen!)
Kimileri de "Süleyman Efendiye değil, Türk şiirine yazık oldu!" diye tutturur.
Bütün bu öfke ve şiddete karşın Türk gençliği değilse de, şiir okuyan gençler, Orhan Veli'nin şiirine sarıldılar. Ve Türk şiiri onunla yeni boyutlar, yeni anlamlar kazandı.
Orhan Veli, şiirindeki hüznüne, yaşama sevincini kattı.
"Deli eder insanı bu dünya / Bu gece, bu yıldızlar, bu koku, / Bu tepeden tırnağa çiçek açma ağaç"...
İşte "Ayrılış" şiiri: "Baka kalırım giden geminin ardından; / Atamam kendimi denize dünya güzel; / Serde erkeklik var, ağlayamam."
Orhan Veli, hicvi, ironiyi, eleştiriyi şiirine baştacı etti.
"Neler yapmadık şu vatan için! / Kimimiz öldük; / Kimimiz nutuk söyledik."
Bir başka örnek: "Bedava yaşıyoruz, bedava; / Hava bedava, bulut bedava; / Dere tepe bedava; / Yağmur çamur bedava; / Otomobillerin dışı, / Sinemaların kapısı; / Camekanlar bedava; / Peynir ekmek değil ama / Acı su bedava; / Kelle fiyatına hürriyet, / Esirlik bedava; / Bedava yaşıyoruz bedava."
Son dönem şiirlerinde toplumcu dünya görüşü ağır basıyordu. "Karşı" şiirinde, "Pireli Şiir" ya da "Bozuk Düzen" şiirinde olduğu gibi...
Sabahattin Eyüboğlu'nun dediği gibi Orhan Veli'nin şiiri "tek insanın hallerinden, insanlığın haline doğru" gelişti.
50. ölüm yıldönümünde onu sevgiyle sagyıyla anarken, en sevdiğim şiirlerinden birini sizlerle paylaşmak istiyorum. Şiirin adı "Davet":
"Bekliyorum / Öyle bir havada gel ki, / Vazgeçmek mümkün olmasın."



Yazara E-Posta: zoral@milliyet.com.tr