Süleyman Ateş

Süleyman Ateş

suleyman.ates@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“1- Biz onu (Kuran’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. 2- Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin? 3- Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. 4- Melek(ler) ve Ruh, o gece Rab’lerinin izniyle her iş için iner de iner. 5-Esenliktir o, ta tan yeri ağarıncaya kadar!” (Kadr: 25/1-5) ayetlerinde Kuran’ın Kadir Gecesi’nde indirildiği; bin aydan daha hayırlı olan o gecede, Allah’ın izniyle meleklerin ve Ruh’un indiği ve her bakımdan selam ve barış buyruğu getirdikleri, gecenin sabaha dek esenlikle sürdüğü belirtilmektedir.
Kadir Suresi’nde, Kuran’ın inişine sahne olan İlk Gece’nin şanı, şerefi ve önemi anlatılmaktadır. Bazı yorumculara göre Kadir Gecesi, Kuran’ın ilk vahyinin geldiği gecedir, tarihte sadece bir kez olmuştur ve yıldan yıla yinelenmez. Öteki Kadir Geceleri, asıl Kadir Gecesi değil, o gecenin yıldönümüdür. Çoğunluğun kanısına göre her yıl yinelenen bu gecenin, Ramazanın: 1., 17., 19., 20’sinden sonraki tek veya çift gecelerden herhangi bir gece olduğuna dair rivayetler vardır. Übeyy ibn Ka’b ve İbn Abbas, Kadir Gecesi’nin, ramazanın 27’nci gecesi olduğu kanısındadırlar ve bu görüş çoğunlukça kabul edilmiştir.
Peygamber (s.a.v.), ramazanın son on gününde itikâf için mescide çekilirdi. Kendisinden sonra hanımları da öyle yapmışlardır. Demek ki Kadir Gecesi, ramazanın son on gecesi içindedir. Ayette Kadir Gecesi’nin “bin aydan hayırlı” diye nitelendirilmesi, bu gecenin değerini belirtir. Yani bu gece, içinde Kadir Gecesi olmayan bin aydan hayırlıdır. Bin ay, yaklaşık seksen dört yıl eder. İşte bu gece yapılan ibadet, âdeta bir ömür boyu ibadete bedeldir.
Peygamber (s.a.v.): “İnanarak ve Hak rızası için Kadir Gecesi’nde kalkıp ibadet eden kimsenin geçmiş günahları affedilir” buyurmuştur.
Peygamberimiz, Kadir Gecesi’ne özel bir ibadet yapmamış, Kadir Gecesi’nde de, öteki gecelerde yaptığı ibadeti yapmıştır. O, her gecenin kimi zaman yarısını, kimi zaman üçte ikisini, kimi zaman da üçte birini ibadetle geçirirdi. İşte Kadir Gecesi de öyle yapmıştır. Ancak Kadir Gecesi’nde “Allah’ım affedicisin, affı seversin, beni affeyle!” şeklinde dua edilmesini tavsiye etmiştir.
Hz. Peygamber’in: “Her kim ramazan çıkıncaya kadar akşam ve yatsı namazlarını cemaat ile kılarsa Kadir Gecesi’nden büyük ölçüde pay almış olur” başka bir rivayette: “Kadir Gecesi’nde yatsı namazını cemaatle kılan, o geceden nasibini alır” dediği rivayet edilmiştir (Âlûsî, Rûhu’l-maânî: 30/198).
‘Abdullâh ibn ‘Abbas’tan ise Hz. Peygamber’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Kadir Gecesi’ni ramazanın son onunda arayınız: Kalan dokuzda, kalan yedide, kalan beşte arayınız” (Buhârî, Leyletu’l-Kadr). Ebz Zerri’l-Gifârî’den rivayet edilen bir hadiste de Peygamber (s.a.v.): “Kadir Gecesi’ni, ramazanın ilk onunda veya sonunda arayınız” demiştir (El-Fethu’r-Rabbânî: 10/263). ‘Ubâde ibn es-Sâmit’in rivayetinde de Peygamber (selam ona) Kadir Gecesi’nin, ramazanın son on gününün dokuzuncu ya da yedinci ya da beşinci gecesinde aranmasını öğütlemiştir (El-Fethu’r-Rabbânî: 10/169-270).
Peygamber (s.a.v.) ramazanın son on gününde itikâfa çekilir, kadınlarından ayrılırdı. Kendisinden sonra hanımları da öyle yapmışlardır (El-Fethu’r-Rabbânî: 10/257-258). Peygamber’in ve hanımlarının, itikâf için ramazanın son on gününü seçmeleri, Kadir Gecesi’nin son on içinde olduğu görüşünü güçlendirir. O halde Kadir Gecesi’ne rastlamak için özellikle ramazanın son on gecesini ibadetle geçirmek en uygun yoldur.
(Sohbetimize yarın devam edeceğiz...)

Haberin Devamı

SORULARINIZI BEKLİYORUM: